- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Faşist Her Yerde Faşist

FAŞİST HER YER DE FAŞİST. YÖNTEM HERYERDE AYNI SEVGİSİZLİK, SALDIRGANLIK

Norveç’ de bir beyninin azını kullanan, ya da beynini kullanacak kadar insanlaşamamıştan biri. Norveç işçi partisi gençlik örgütünün düzenlediği gençlik kampına saldırarak, Çok sayıda gencin yaşamına son veriyor. Devlet güçleri de saldırıyı engellemekte gecikiyor. Ya da saldırının başarılı olmasına gerekçe yaratıyor. Saldırganın yanında değilmiş görünmek için bahane gerekçe üretiyor. Bizim Sivas’ımız da olan gibi, ya da Filistin de her gün yaşananlar, ya da Afganistan da yanlışlıkla bombalananlar gibi. Ya da Bizim ülkemizde ordu ilimizde iki kardeşin üstüne 500 mermi sıkılması iki çocuğun ölmesi için beş yüz kez ateş edilmesi, (bölücü imhası)gibi. Olaylar dünyanın her yerinde yaşanıyor. Unutmayalım her insan kendince yaşıyor. Mutlaka yürek burkan bir öyküsü var. Şehit olan askerlerimizin de, İmha edilen gerillaların da öyküleri var elbette geride bıraktıkları açıları da var. Gözyaşı dünyanın her yerinde gözden akan yürek burkan açıdır. Açının tadı da her yer de aynıdır.

Nedense Genel anlamda şiddet kapitaliz sistemin en hegemonik olduğu dönemlerde daha acımasız ve daha pervasız bir hal alıyor. Dün BARIŞ KARDEŞLİKTEN bahsedip DAHA ADİL BİR DÜNYA VAAT EDEN ŞAVAŞLAR OLMAYACAK DİYEN, dünyayı yeniden düzmek isteyenlerin, isteklerini niyetlerini gizlemek kuzuyu kurdun inine taşımak için sahtekârlık yapanların sesi soluğu kesildi. Yenidünyanın bizdeki yeşil kuşaklı savunucusu bile zaman zaman van minut demek zorunda kalıyor. Tabii ki bu durum onun için kazanç sağlıyorsa. Van minut da diyor. Kürt kardeşimde diyor. Ama tıpkı “Özal gibi diyor”. Ben uyanığı severim ama uyanıklığı benim işime yararsa. Mesela Japon depreminden bu yana Japon nükleer sevicilerin sesi soluğu çıkmıyor. Ama Çerno kentin zangocu(virane kentin kilise çanı çalıcısı)’nın ve bizim mızıkacıların sesi çınlamaya devam ediyor. Be kardeşim. Şu nükleerci çiftetelliyi bırakmanız için ilada Japonya da yaşanan kepazeliği bize yaşatmanız şart mı ya da tanrı buyruğumu bu durum. Yoksa bu kadar gözü kara davranmanıza çifte sömürü ya da katmerli sömürünün dayanılmaz cazibesimi sebep oluyor? Dememek için: Özal’ın sevdiği uyanıklardan olmak yâda yaradan dan ötürü sizin sevdiklerinizden olmak gerekiyor.

Herhalde bunlardan da önemlisi. Kapitalizmin özü meta dır. Yani alıp satılan değişim değeri olan şey.
Bu nesne ancak insan emeği ile doğuyor. Meta ya insan emeği değer katıyor. Emek bu nesne ile dolaşıma devam etse mesele yok. Ama mülk sahibi sermayedar. Meta’yı ona katılan emekten ayırarak dolaşıma çıkarıyor Meta’ya katılan emeğe el koyuyor. Öldürüp biriktiriyor. İşte ilk mayası bununla oluşan sermaye ve onun sahibi sermayedar. Kar dediği öz olarak öldürülerek el konulan emek uğruna her melaneti, her merhametsizliği yapıyor. Sınıflı dünya-sömürü dünyası böyle sürüyor. Her renkten, Her milliyetten, Her inanıştan sermayedar için tek bir değer, Önünde secdeye varılan tek bir değer var oda kar (öldürülüp biriktirilmiş emek). Aslında kapitalizmin asıl yönetim biçimi olan faşizm de öldürerek var olma ya da halkı sömürüye razı etmek için kanla ve korku ile yönetme biçimidir. Nasıl allayıp pullanırsa, ne kadar üstü cilalanırsa cilalansın. Alttaki kirli pas çürüme hep sırıtmaktadır. Dimitrov faşizmi tarif ederken, sermayenin halkları En kanlı ve baskı altında en aza razı edip sermayedar’a en fazla kar sağlayan yönetim biçimidir der. Namuslu ve tarafgir olmayan herkesin. Dünya da ki şiddetin ve kan ve gözyaşının hâkim olduğu bu koşulları Dimitrov un tarifinin dışında tarifi mümkün değildir.

Sonuç olarak YURT’TA SULH, CİHANDA BARIŞ, ya da KOMŞULARLA SIFIR SORUN DA DESENİZ. Sorunu çözemezsiniz. Çünkü paylaşım sisteminizin kendisi öldürerek el koymakla kendini yeniden üretiyor. Eğer söylediklerinize daha insani bir paylaşım sitemi malın –metanın emekten soyundurulmadığı. Emeğin canlılığını koruyan bir sistem önermeniz yoksa bu güzel sözleriniz söz gök kubbede hoş seda olarak kalıyor. Niyetiniz ne olursa olsun. Çok anlamlı durmuyor. Sizde bu öldürerek biriktirenlerin safında yerinizi alıyorsunuz. Ve Tüm olumlu değerler, Hatta inançlarımız, dini duygularımız, ibadetimiz bile bu öldürerek el koyma kepazeliğini örtmenin aracına dönüşüyor. Sözümüz size, İnanç önderleri, Yazarlar, çizerler, Yönetenler, bilmemek ayıp değil ama bilerek yapmak suçtur. Hem de halkı yanıltmak sucudur. Bunun bedelini de bu gün olmasa bile yarın mutlaka hep beraber öderiz. Üstelik eğer yurtdışına asıl vatanına gidemese sizin çocuklarınız da öder. Bu böylesine acımasız bir dünyadır bu. Faşizmi lanetleyip, Savaşlara, kardeş kavgasına karşı çıkıp, İmha ve inkâr politikalarına karşı, Barışı kardeşliği, Halkların kaderlerini yaşama arzularını isteklerini gören bir noktadan, BARIŞ VE KARDEŞLİK DİLİNİ KULLANMAYI ÖĞRENMEK, ÖĞRETMEK, KARDEŞLİK ORTAMININ, ÖZĞÜRCE KULLANILMASI İÇİN ÇABALAMAK. BU GÜN EN ÖNEMLİ GÖREV VE SORUMLULUKTUR. 20-22 YAŞLARINDA GEÇLERİMİZİ YOK EDEREK ÖLÜMÜ AYRILIKCIĞI KUTSAMANIN KİMSEYE FAYDASI YOK. EDİ BESE-YETER GAYRİ.