content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

15 Mar

Ezanlar Buz Tutmuş Minarelerde!

Türkler tarihin şahit olduğu eşsiz bir millettir. Bu iddia kuru bir lâftan ibaret değildir. Şanlı ecdadımız, İslâm’la mücehhez olan Türk’ün neler yapabileceğini defalarca göstermiştir. Altı yüzyıl boyunca üç kıtada at koşturan atalarımız, hak ve hukuk alanında örnek olarak, insanları derinden etkilemişlerdir.

Bizce Türklükle müslümanlık et ve tırnak gibidir. Birini ötekinden ayırmak hiç mümkün değildir. Türkler şerefli bir millettir. İslâmiyet’in kabulünden önce de böyleydiler. Fakat bu necip milletin İslâm’a dâhil olması mevcut şerefini kat kat artırmıştır.

İslâm’da ırkçılık yoktur. Irkçılık yapanlar Peygamberimiz tarafından şiddetle lânetlenmiştir. Bilindiği üzere üstünlük takvadadır. Allahü Tealâ insanları ırklara ve kavimlere ayırdığını söyleyerek üstünlüğün bu dini daha iyi yaşamakla mümkün olacağını belirtiyor: “Ey insanlar, biz, sizleri bir erkek ile bir kadından yarattık ve birbirinizle tanışasınız diye sizi şubelere(ırklara, kavimlere) ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki, Allah yanında en şerefliniz, takvada en ileri olanınızdır.(Hücûrat S.13.Ayet)

İnsanların kendi ırkından olanları sevmesinin İslâmî açıdan hiçbir mahsuru yoktur. Fakat ırktaşlarını severken diğer ırklardan olan ihlâslı müminlere buğzetmemesi gerekir. Sevgi için ırk unsuru yeterli değildir. Sevdiklerimizin imanlı olması gerekir. Allah’ı sevmeyeni sevmek zulümden başka bir şey değildir. Peygamberimizin ifade ettiği “Kişi sevdiğiyle beraberdir” hakikatini gözardı etmemeliyiz.

Bugün dünyamızda üç yüz milyona yakın Türk vardır. Bunların çoğu Orta Asya civarında yaşamaktadır. Bizler Anadolu’ya göç ederken onları oralarda bırakmışız. Uzun yıllar Moskof ve Çin zulmüne maruz kalmalarına rağmen millî benliklerini korumuşlardır. Anadolu Türkleri’ne duydukları sevgi ve güven eksilmemiş; aksine her geçen gün daha da artmıştır.

Günümüzde Türk illeri özgürlüğüne kavuştu. Fakat Türkiye’den bekledikleri ilgiyi göremediler. Asırlık Rus zulmünden kurtulmanın getirdiği mutluluk kursaklarında kaldı. Onlara Türklük ve İslâm adına bir şey veremedik. Azerbeycan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Nahçivan, Batı Trakya, Doğu Türkistan eski benliğine kavuşmak istiyor. Bu konuda onlara ağabeylik yapamıyoruz. Örnek modeller sunamıyoruz. Bu topraklar ezana ve Kur’an’a hasret kalmış. Vebalimiz büyüktür. Bu noktada, yaşayan milliyetçi şairlerimizden Abdurrahim Karakoç’un üşüyenler adlı şiirine yer vermek istiyorum:

“Bilir misin kardeş Türk illerinde
Havada yıldızlar, dağda kar üşür
Tutsak soydaşların türkülerinde
Dört mevsim ötede bir bahar üşür.

Ezanlar buz tutmuş minarelerde
Yaylalar der mi ki; töremiz nerde?
Yolların hasretle bittiği yerde
Her dağ yamacında bir mezar üşür.

Ses verir aktıkça ağlarcasına
Göl olur gözyaşı gönül tasına
Her sabah kuşların uyanmasına
Her köyün bağrında bir pınar üşür.”

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank