content

07 Mar

Ey ‘Dünya Mimarı’! Sözüm Sana…

Dünya ve ahiret birbirinin içine dahil olmuş, dikey olarak düşünülmesi gereken, madalyonun iki yüzü durumundadır

“Çünkü diyorum çünkü
her fanide bir zeval
her zevalde bir firak
vardır muhakkak”

(Münzevi Sözler- Y.Ö.Ö)

Şu ‘ilerlemek’ fikrine ve bu fikir etrafında koparılan onca tantana ile şamataya bir türlü meyil veremedim doğrusu… “Din, terakkiye mani midir?” sorusunu bir asrı aşkın süredir ezber edip, temcid pilavı gibi ısıtıp ısıtıp gündeme getiren, ‘dinsizliğini bilim perdesinin arkasında saklamaya çalışan’lara çoğu kere bir zavallı nazarıyla baktım…

Sözkonusu eşhasa neden bir ‘zavallı’ gözüyle baktığımın izahı, öncelikle dünyanın fani yüzünü mamur kılmaya çalışmaları yönüyledir. Halbuki mamur kılınması gereken yönler, dünyanın ‘Allah’ın güzel isimlerine aynalık eden’ birinci yüzü ve ‘ahiretin tarlası’ olan ikinci yüzüdür. Bu iki yüzün imarı için dişini tırnağına takıp, bir dakikayı bile israf etmeden, büyük bir himmet ve gayretle çabalamanın meyvelerine biz, ‘terakki’ değil ‘tekamül’ (kemale erme) demeyi yeğliyoruz. Çünkü, insan olan insanın, mümin insanın fikrinde, kemale yolculuk düşüncesi daima ‘zeval’ (zail olma, sona erme, gitme) ile birliktedir, kolkoladır. Bu dünyadan daima gitmekte olduğunun bilincinde olmadan (gaflet ile) yapılan her türlü çaba, dünyanın fani yüzünü imar etmeye yönelik beyhude bir çabadır. 

Sözün burasında, inanan veya inanmayan herkesten gelecek olan klasik itiraz, “Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi öte dünya için çalışın” mealindeki rivayettir.  Bu rivayet, ‘gönlünde yatan aslan’ dünyanın fani yüzü, dünya nimetleri olanlar için iyi bir manipülasyon yolu olarak belirginleşmektedir. Zira, bu rivayeti yorumlarken dünya ve ahireti birbirinden tamamen ayrı ve kopuk iki kompartıman ya da iki ayrı oda gibi hayal etmek yanılgısının kucağında olduklarının farkında değildirler. Dünya ve ahireti yatay düzlemde birinden çıkılıp diğerine geçilen iki ayrı mekan gibi tasavvur etmek yanılgısından bahsediyorum. 

Halbuki, dünya ve ahiret birbirinin içine dahil olmuş, dikey olarak düşünülmesi gereken, madalyonun iki yüzü durumundadır. Yani, bu satırların yazarı olarak ben, yazdıklarımı kendime malederek, egomu pohpohlamak suretiyle Allah’ın isimlerinin bir tecelligahı olduğumu unutarak, yazdığım her harfin tarlaya bir çapa vurmak gibi bir anlama geldiğini düşünmeden yazdığımda, belki pek çok yazı yazarak, şöhret olarak, paraya pula kavuşarak, pek çok kitap yazarak, hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için yazıp dünyanın fani yüzünü imar edebilirim. Ayrıca, ‘nasıl olsa sadaka veririm, ibadetler ederim, ahiretime de yatırım yaparım’ düşüncesiyle kendi kendimi aldatıyor da olabilirim. Ne ki, yazdığım her harfin, her kelimenin ahiridir, ahiret. Nefsim adına yazdığım her harf cehennemi, nefsimin Sahibi adına yazdığım her harf cennetidir. Yani yazdığım her şey, benim niyetime ve bakış açıma göre, hemen şimdi, evet şu anda ya cennetlik oluyor ya da cehennemlik oluyor. Dünya ve ahireti, birbirinin içinde, birbirine bakan aynalar gibi düşünmek gerekir diye düşünüyorum.  

Beri yanda, dünyanın fani yüzünü bezemekle, ‘muasır medeniyet seviyesi’ne ulaşmakla, sadece ve sadece bu virane yurdu mamur kılmakla, Allah’ı unutarak gövdelerini, ceplerini, evlerini, ülkelerini, ekonomilerini imar etmeye çalışanların hali, ‘basamakta oturup kalan’ların halidir. Dünyayı imar etmek gafletle mümkündür, gaflet olmadan dünyanın ebediyete bakan yüzleri hesaba katılarak yapılan her türlü faailiyetin sonucuna biz ‘İslam Medeniyeti’ diyoruz.

Ben susayım, Hazret-i Mevlana konuşsun: “Dünyayı mamur etmeleri için, Hak Teala, bir kavmin gözlerini gafletle bağladı. Eğer bir kısmını gafil kılmasa, hiçbir alem mamur olmaz. Gaflet, mamurluklara ve abad olmaya sebeptir. Nihayet çocuk gafletten dolayı büyür; aklı kemale erince, artık büyümez olur. Dolayısıyla mamurluğun sebeb ve mucibi gaflettir. Harablığın (ahiret eksenli yaşamanın, dünyanın fani yüzüne kanmamanın. Y.Ö.Ö) sebebi de hüşyari (kalbin ve fikrin Allah eksenli çalışması Y.Ö.Ö) ve intibahtır…”

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank