content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

31 May

Eski Zihniyetlerin Termolojileri Yeni Zihniyeti Anlatamayız

Dün Baltaliman'nında Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın, İstanbul'da ki yerel basın mensuplarını AB Fonları ile ilgili bilgilendirme toplantısına katıldık. Bakan Bağış'ı ilk defa dinledim. İzlenim ise kendisiyle ilgili oldukça olumluydu.
****
Bakan Bağış, yerel medyanının yerelde güçlenmesinin demokrasinin güçlenmesi açısından önemini anlatırken, yaklaşık 20 yıldır söylediklerimizin bir bakanın ağzından duymak güzeldi. Ve dört yıldır bakanlık bünyesinde “Yerel basın” bölümü olduğunu söylerken, “Neden haberimiz yok?” diye hayıflandım.
Haberimizin olmamızın sorumluluğu bize mi aitti, yoksa bakan beyin ilgili birimlerine mi?
Tartışmasız, bilgisiz olmamızın sorumluluğu bize ait değildi. İlgili birimi kuranların, İstanbul'da yerel medya ile ilişkisinin hemde günlük olarak yayınlanan gazetelerle olmaması hazindi.
****
İstanbul'da yaklaşık 20 yıldır günlük yerel gazetelerde yazıyor ve bunun 10 yılında da günlük gazete çıkarıyorum. Yerel basında; günlük gazeteleri, radyoları, internet haber siteleri, dergileri, televizyonun olmuş bir medya gurubunun yöneticisi olarak, Avrupa Birliği Bakanlığı'nın çalışmalarından bihaberdim.
***
Bakan Bağış'ın “Bizi eleştirin ancak bunu AB standartlarında yapın” derken hayatımızın tüm alanlarında egemen olmayan AB standartlarının medyada karşılığının olmasının da bugün mümkün olmadığını yakından biliyordum. Çünkü Türkiye'de merkez medya ve yerel medya devletten beslenirken, büyük çoğunluğu devletle iş tutan bir gelenekten gelirken, ulusal ve yerel medya patronlarının devletle iş tutanlardan oluşması eski devletin ve eski zihniyetin tezahürüydü.
Demokratikleşme ile beraber, yeni bir anayasa ile beraber bu sorunu da çözecektik. Hayatın tüm alanlarında AB standartların egemen olmasıyla, gerekli düzenlemelerin yapılmasıyla bu sorunda çözülecekti.
****
AB Bakanı Egemen Bağışı dinlerken, keyif aldım... Türkiye'nin gelecek iddialarının nereye doğru gittiğini görmenin ve duymanın keyfini hissettim. Hissettim hissetmesine de AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış'a İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olup olmayacağını sorduğumda, aldığım yanıtta eskinin içinden çıkanlarında yeniyi hazmetmekte, içselleştirmek nasılda zorlandıklarını görmenin de üzüntüsünü hissettim...
****
Yeniyi gerçekleştiren kadrolar eskinin içinden çıkıyorlardı. Ve zihniyetler yok olsun deyince, yada değiştim deyince değişmediğini Bağış'ın soruma verdiği yanıtta gizliydi. Bakan diyordu ki; “Partim bana hangi görevi verirse büyük küçük şehir demeden verilen görevi bir nefer olarak yaparım. Partim beni hangi cepheye sürerse gider savaşırım.”
Bu yanıt tüm sihirin çökmesine neden oluyordu. İtirazımı söylediğinde cephe ve savaş kavramını düzelterek, “mücadele” diyordu ama söz ağızdan çıkıyordu.
Batının insan yaşamını kaliteleştiren yaşam standartlarının hayatımızın tüm alanlarında egemen olması için mücadele eden, uğraş veren AB Bakanının verdiği yanıtta standartlar yoktu. Birey gidiyor yerine nefer geliyordu. Çünkü burası batı değildi, Asya idi... Çünkü burada birey değil cemaat toplumu geçerliydi.
Parti görev verdiğinde sorgulama bile yoktu. Derhal kabul ediliyordu. Çünkü partinin ortak aklı öyle karar vermişti. Ya benim aklım? Ortak akıl diğer akılları çöpe atıyordu.
Bu yanıta rağmen Bakan Bağış, yeni sürecin aktörü olmaya devam ediyordu. Çünkü yeni böyle birşeydi. Eskinin içinden çıkıp gelen yeni... Biranda yeni olmuyordu ki...
****
Ve Bakan Bağış siyasi mücadeleyi askersel termoloji ile okuyordu. Halbu ki, yeni küresel dünyanın, yeni devletin, yeni cumhuriyetin, yeni demokratik zihniyetinin kodlarında cephe ve savaşmak yoktu ki...
Türkiye'nin en büyük sivil toplum hareketi olan ve alışkın olduğumuz partilerden farklı çalışan AK Parti'nin üst düzey kadroları eskinin dilinden kurtulamıyorlardı hemde yeni değerleri temsil etmelerine rağmen.

İçki satışı düzenlendi, yasaklanmadı...

Türkiye'de içki satışının yeniden düzenlenmesinin nasılda zihinsel karmaşa yaşadığımızın göstergesi. Düşünün içki satışının yeniden düzenlenmesi; özel hayata ve yaşam biçimimize müdahale aynı zamanda içki yasağı gibi nasılda pazarlanıyor. Nasılda yeni düzenleme üzerinden AK Parti iktidarına vuruyoruz.
Halbuki Türkiye'de içki üretenlere yönelik bir kısıtlama yok.
Halbuki Türkiye içki içenlere yönelik getirilen bir kısıtlama da yok.

Yapılan şey, standartsız hayatlarımıza bir standart getirmek... Yasak yok, yeniden düzenleme var.
Nasılda AK Parti'nin antidemokratik ve faşist yüzünden dem vuruyoruz.
Nasılda kendimizi, antidemokratik kimliklerimizi satış düzenlemesi üzerinden demokratikleştiriyoruz. Nasılda kafa karışıklığımız devam ediyor.
***
Hayatlarımızın tüm alanlardaki eski otoriter ve ceberrut devletin düzenlemelerinin bir bir kaldırılırken, hayat biçimlerimize müdahale edildiğini düşünüyoruz... Liberal demokratlarımız bile bunu yapıyorlar.
Eski devlete özgü şeyler, düzenlemeler nasılda demokratik şeylermiş gibi karşımıza çıkıyor...
Korkmayın beyler, AK Parti'nin eskinin içinden çıkan bir parti olması ve yeninin temsilcisi olması eski reflekslerini ve zihniyetlerini ortadan kaldırmıyor.

Aksine değişim sürecinin aktörleri olarak tarih sahnesine çıkarken, aynı zamanda değişiyorlar. Değişirken değiştiriyorlar. Diyalektik böyle bir şey...
****
Eski devletin sağ ve sol aktörleri ise yeni süreçte çözülürken aynı zamanda çöküyorlar. Çünkü yeni dönemin sol ve sağı değiller. Şimdi var olan yeni devletin sağı ve solu ortaya çıkacak. Ancak bu bizim bildiğimiz klasik anlamdaki sağ ve solda olmayacak. Bilesiniz... Karmaşa biraz daha devam edecek...

Son söz: İçkilerinizi yine içebilirsiniz. Tıksırınacaya kadar, zum oluncaya kadar... Kimsenin size karıştığı yok. Ve bana da içki içerken kimsenin karışmadığı gibi. Ve bilinki, Türkiye'de bunu yapabilecek hiçbir iktidarın olması da mümkün değil. Küresel dünyanın ve Türkiye'nin nereye doğru gittiğinin farkında bile olmayanların halüsünasyonları, sadece değişime birazcık zaman kaybettiriyor. Sadece yazık.

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank