- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Erdoğan FETÖ İle Mücadele Hala Yalnız Adam!

Sözümüzü baştan söyleyelim. FETÖ ile mücadelede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yalnız bir adamdır.

Ulusalcıların FETÖ ile mücadelesi ülkenin bekası ile ilgili değil devleti yönetmekle ilgili bir kavga olduğunu da hatırlatarak, bunun altını özellikle çizelim.

Çünkü, kendisini ulusalcı, kemalist kabul edenlerin bu ülkenin tarihindeki gerçekleştirilen ve gerçekleştirilemeyen darbelerdeki sorumlulukları ortada duruyor.

Kısacası bu kesimler açık ve gizli darbecilerdir ve darbeseverlerdir.

Bakmayın siz onların demokrasi iddialarına… Ellerinde olanak olsa 15 Temmuz darbe girişimine kendileri kalkışabilirler ve ülkenin ve nefret ettiklerinin üzerinden bir silindir gibi geçebilirler.

****

Ülkenin bekası ile dertleri olduğunu söyleyen, sözde emperyalist karşıtı ulusalcı ve Kemalist tayfasına söylenilmesi gereken ise şudur: Bu ülkenin tarihinde 15 Temmuz’a kadar gerçekleştirilmiş ve yada gerçekleştirilememiş tüm darbelerini arkasında Nato, batı ve ABD vardır.

Ve kendileri açık açık emperyalist dedikleri, batının ve ABD’nin kendilerini desteklemeleri için her türlü şeyi yapmaya hazır olduklarını da hatırlatmak gerekiyor.

Onun için kendilerini sütten çıkmış ak kaşık olarak sunmaları beyhude bir davranıştır.

Unutmayalım ki, bu ülkenin istihbarat kuruluşunun maaşı yıllarca bizzat CİA tarafından ödendiğini bu ülkenin yurttaşları bilmektedir.

Derin devletin uzantısı olan Gladio ve benzerlerinin kimi kurdurduğunu, içlerinde kimlerin olduğunu bu ülke biliyor.

Ulusalcı ve Kemalistlerin aklımızla dalga geçmelerine, toplumu aptal yerine koymalarına da itiraz etmek gerektiğini belirtelim.

****

FETÖ ile mücadelede yalnız olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün hala yalnız bir adamdır.

Bunun bilinmesi gerekiyor.

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, en çok bağıranların, FETÖ ile mücadele edilmesi gerektiği söylenirken, en çok sesi çıkmayanlar ve birşey yapmayanlar olduğunu hatırlatmak gerekiyor.

Demokrasi nöbetlerine çıkan kimilerinin, bol bol selfi fotoğraf çektirenlerin lütfen 15 Temmuz akşamı ilk saatlerinde attığı mesajlara ve twetlere bakın.

Nerede olduklarına bakın.

Kimilerinin, “ne olur olmaz” diyerek, bekle gör politikasından dolayı atamadıkları mesajlarına ve izlemelerine bakın…

AK Parti’nin son 14 yılllık iktidarında zenginleşmesi, mevki ve statü sahibi olmuş yani güç sahibi olmuş olanların, 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan darbenin ilk saatlerinde sıcacık odalarında korku ve kaygı ile bekliyorlardı. Kimileri ise “nasıl yırtarız?” dertlerine düşmüşlerdi.

Bunların büyük bölümü, hatta tamamı darbe tehlikesi savuşturulduğunda demokrasi nöbetleri başladığında ise yiğitliği kimseye bırakmadılar.

Şimdi muhalefetten kimi isimlere yüklenerek, vicdanlarını kurtarmaya ve aynı zamandayüksek perdeden bağırarak kendilerini gizlemeye çalışıyorlar.

****

15 Temmuz akşamı darbe kalkışması ilk saatlerinde sıradan insanlar, ikbali olanlar değil gerçekten millet ve vatan derdi olanlar, hatta Erdoğan’ı milletin ve bekası olarak görenler, sevenler ölümüne meydanlara çıktılar. Direndiler… Tankların önlerine yattılar… Beyazlarına giyerek ölümün üzerine yürüdüler.

Bölgemizde, İstanbul’da öne çıkmış, partinin sayesinde bir yerlere gelmiş olanlar yani AK Partililerin içindeki kimileri ise tedirgindiler. FETÖcülere yardım etmiş olanlar ise rahattılar. Nede olsa 17-25 Aralık sonrasında aldıkları tavır, yaptıkları yardımlar ortada duruyordu.

Ve yine FETÖcülerden damatları, gelinleri olanlar ise yırtmanın yolunu bulmuşlardı.

Nede olsa dünürlerdi.

Onlara birşey olmazdı.

Kimilerinin çocukları yurt içinde ve dışında hala FETÖcülerin okullarında okuyordu.

****

14 yıldır FETÖ’yü destekleyen, laf söyletmeyenlerin “muhalefet partisindeki FETÖcüler” diyerek adres göstermeleri yada 15 Temmuz akşamı “ne yaptın, nerdeydin?” demeleri hikayedir.

Gerçekçi değildir, inandırıcı değildir. Ayrıca samimide değildir.

15 Temmuz’dan sonra ne çok demokrasi nöbetlerinde olupta, FETÖ’cü diye tutuklanan, gözaltına alınan partili ve devletin yöneticisi olanları tanıyoruz.

Emniyetin en az yüzde 75’inin FETÖ’cü olarak söylendiği bir dönemde (ki yaklaşık 300 bin Emniyet mensubunun en az 200 bini demek. Uzaklaştıralan sayıs ise 10 bin bile değil) son 14 yılda devletin en üst kademesine yerleşmiş olanların, önlerinin açılmasına katkı sunmuş olanların, kapılarından ayrılmadıkları FETÖcüler ile ilgili muhalefeti adres olarak göstermeleride “cambaza bak” demekten öte birşey değildir.

AK Partililerin kendileri dışında FETÖcü arayacaklarına önce içlerine dönmek zorundalar.

Devletin içersindeki kadrolara bakmakta yarar vardır. Teşkilatta kimler, bu isimleri desteklemişlerdir. Herkes herkesi tanıyor, bu gerçeği sakına unutmasınlar.

****

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 17-25 Aralık darbe girişiminden sonra sürdürdüğü mücadeleye destek vermeyen partisi ortada duruyor.

Ve şimdide FETÖ ile mücadelenin Erdoğan’ın deyimi ile “at izinin it izine” kimler tarafından karıştırıldığı da ortada duruyor.

Ergenekon ve Balyoz davalarında Erdoğan’ın uyarılarına rağmen, davaların nasıl sulandırıldığını ve aynısının şimdiden uygulamaya nasıl konulduğunu, sapla samanın nasıl karıştırılarak FETÖ davalarının şimdiden sulandırılmak için, birilerinin özel çaba sarf ettikleri gözümüzün önünde cerayan ediyor.

****

Ve bugün FETÖ ile yürütülen mücadele de kimilerini yaptığı hamasettir. Ve burası çıkmaz bir yoldur. Sempatizan, kadro, yönetici ve bizzat darbe girişiminde bulunanlar, iyi niyetle destekleyenler, güç merkezi olduğu için fayda sağlamak için destek verenlerin ayrımı yapılmalıdır.

Partinin üst ve alt yönetimi ve medyada ki kimi isimlerin, devletin kimi yöneticilerinin nasıl FETÖcü işbirlikçisi olduklarını, bu gerçeği gizlemek için nasıl başkalarını hedef gösterdiklerini yani kripto FETÖcülük yaptıklarını da dikkat çekmek lazım.

Son söz: FETÖ ile yapılan mücadelede tartışmasız Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yalnız bırakmamak, destek vermek gerekiyor. Bunlar yapılırken de, yanlışlıklara ve yanlış politikalara karşı da yüksek sesle haykırmak ve itiraz etmek gerektiğini hatırlatmak lazım.