- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Dolmakalem, Dolmamakam

Vahit Bey'le nereden de tanıştım!..(Bahsetmiştim; adli tıpçı) 700 küsur dolmakalemi varmış; koleksiyon. Komplekse soktu beni sabah sabah. Benim hepi topu iki dolmakalemim vardı. Ayrıca "Anadolu Küfür Koleksiyonu" da varmış. Bir laf arası bir kaburga küfründen bahsetti, feleğim şaştı; Mersin-Adana yöresinden. Ben de karşılık olarak çam ağacı küfrü edecektim, müşteri geldi, edemedim küfrü. Kitap haline getirecekmiş. Ayrıca "Dünya Atasözleri" defterleri varmış;80 cilt. Daha da bir komplekse girdim. Yapmadığı bir şey var mı acaba? diye Öreke koleksiyonumdan bahsettim; kehretsindi! o da vardı! Engin bir umman Vahit Bey. Yarın ona üstünlüğümü(?!) kanıtlamak için bir kitabımı götüreceğim. Çıkmam lazım kompleksten...

 ***

 Öğretmenlik ikinci kişiliktir. Birinci kişiliğim ikinci kişiliğimin öğretmenler gününü kutlar. Bir bakıma ruh hastalığıdır öğretmenlik. Öğretmenlik kutsal olabilir/kabul edilebilir insanlarca, fakat öğretmen kutsal değildir. Kutsal bir şey de yoktur zaten. "Kutsal" kelimesi aptal insanların kaçış mekanizmasının başlangıcıdır. İkimiz de kutsal değiliz yani. Fakat öğretmen baba gibidir; kadın öğretmenler ana gibidir. Hala gibi olan öğretmenler de , dayı gibi öğretmenler de vardır. Veya komşu gibi.

 ***

 Çarşıda pazarda gezerken gözüm Hayvan Shop-lara takılıyor; diyorum ki içimden , ya bir kedi ya bir kuş.. filan alıp evime yarenlik ettirsem kendime. Bir hayvanla konuşmak daha kolay. Felsefi açıdan bakarsak, hepimiz apartmanlarda daire kafesli komşular besliyoruz aslında.(...) Shoplardaki hayvanlar da yarenlik arar aslında. İş güç, sigara dumanı derken yazık olur hayvancağızlara, deyip vazgeçiyorum evime almaktan,sonra. Arada bir çamaşır makinesinin altından çıkıp bana görünen küçük bir böceğin varlığını hatırlıyorum. Zaten yarendir o da. Demin ortalığı süpürürken ortaya çıktı; sevimli de bir şey, börtücan diyorum ona; börtü böcekten. Rahatını bozmuşum galiba, iki üç atıştık, sonra makinenin altına girdi tekrar.

 ***

Arif'in hali halden haledir. Aklı yarımdır; yoldadır Arif; her adımında cebine harçlığını koyar gibi koyar aklının gerisini Tanrısı. Niye? diye soracak olursak, niye olmasın ki?..

 ***

 Vahşi Kapitalizm, özlemleri bile satar. Neyse ki bazen satar. İki sene evvelinde, bir yerlerde sarı yapraklı defter özlemlerimi dile getirmiştim. Şimdi her yan sarı yapraklı defter kaynıyor. Vahşi Kapitalizm, karşı teoride geçen kendini yok etme eğilimini böylece göstermiş de oluyor. Ben alıyorum o defterlerden. Mesele bugün Aydın'daydım. Forum Aydın'dan bir ton defter aldım- Övünmek gibi olmasın bir de yine pahalı bir dolmakalem aldım hediye olarak- sonunu yazıyorum; en azından bendeki sonunu yazıyorum sarı yapraklara. Vahşi Kapitalizm, insanın kendinde biter.

 ***

Alemin zerresine kadarını içinde zerrene kadara kuramadın mı, cennet senin değildir. Cennet kurulabilen bir yerdir. Saat gibi de kurulur, kooperatif sitesi gibi de kurulur.

 ***

 Neden kokuşuyoruz?-1


Bir kızla aramda kişisel bir sorun yaşanmıştı;yıllar öncesiydi. Kız kızdı ve dedi ki: "Abim MİT'te çalışıyor! Sana göstereceğim gününü!" Öyle bir gün görmedik, ayrı konu, da, Koskoca Mİt'i kişisel işlere bulaştırmaya çalışmak BİR ŞİFREDİR, neden kokuştuğumuza dair. Çöken devlet değildir fakat her çöken, insan iledir.

 ***

Kısa bir an içinde eriyoruz sadece. Hararet, varlığın hararetidir yoklukta. Erirken hararetten halilsilasyon görüyoruz; halüsülasyon bile değil. Komik işler. Her tarafta haliller var.

 ***

 Dolmakalem adlı şiirim:


Çok yüce sevgilim
Sana bir dolmakalem aldım
(kimse bilmiyor, hatta sen de bilmiyorsun, sana aldığımı)
şarkıdan esinlendim
ak elleri kalem tutar diye
gümüşi renkli, altın kaplama uçlu,
platin kasalı,
kaliteli mürekkep kartuşları

paketinde açılmaya
ve aşkımızı yazmaya hazır.

Kendime de siyah bir tane
yine altın kaplama uçlu
Cerruti marka
Siyah ve gümüş
uyumlu olur dedim
manalı olur dedim renkler
ve kalemler

e, artık banar banar yazarsın
kalbinin kanına

gerçi daha vermedim kalemi sana fakat
biliyorum; yazacak çok şey var.