content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

25 Şub

Dipten Gelen Dalga Kuzey Afrika’da

Dipten Gelen Dalga Kuzey Afrika’da 8 Mart Tüm Dünya’da

Değişim isteyen kuzey Afrikalılar değişim istiyorlar. Bu değişim istemini Arap halkının ezilenleri, şahsında dışa vuruyorlar. Şimdilik en kanlısı da Libya’da ki diktatörüdür. Görünen o ki gidici kuzey Afrika’da ki diktatörler. Onlarda bizdeki 12 Eylülcüler gibi güvenlik güçlerini iç düşman diyerek kendi halklarının üzerine sürüyorlar ama güvenlik güçleri buna yeltenmiyorlar. En azından şimdilik bizdeki 12 Eylülcülerin tersi istikamette duruyorlar. Libya’daki askeri birlikler bile halka saldırı noktasında diktatörlerinin emirlerini yerine getirmede tereddüt ediyorlar. Bazı birlikler saldırıyı ret ederek halkın güçlerine katılıyorlar. Bu durum iyiye işarettir. Aynı zamanda halkına sırtını dönen, emperyal sermaye sevicilerinin, diğer bir anlama gelmek üzere emperyal sermayenin komisyoncularını geleceklerinin karanlık olduğuna dair bilgiyi bir daha yazıyorlar. Kara pankarta ak yazılarla. Yalın ayaklıların yoksulların, işsiz ya da işi olan ama karnı doymayan, insan onuruna yakışır yaşama olanakları gasp edilenlerin ağzından. Herkesin duyabileceği bir ses tonuyla haykırıyorlar. Suma niyetinde olmadıklarını her gün yeniden, yeniden ispatlıyorlar.

8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.

26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın " - Dünya Emekçi Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı ve değişen tarihlerde fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921'de Moskova'da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda gerçekleşti. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Emekçi Kadınlar Günü, 1960'lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nde de anmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını kabul etti. Birleşmiş Milletler' in sitesinde günün tarihine ilişkin bölümde, kutlamanın New York'ta ölen işçilerin anısına yapıldığı yazılmamıştır

Görüldüğü gibi dünyanın her yerinde insanlık tarihi boyunca Yoksulluğa, gayri insani koşullara karşı insanoğlunun mücadelesi süregelmiştir. Bu mücadele paylaşım mücadelesidir. Emek ve sermaye var oldukça paylaşım mücadelesi de sürecektir. Sorun şudur dünyada kapitalist üretim biçimi artık miadını doldurmuştur. Kapitalist paylaşım biçimi de çürümüştür. Bu nedenle kuzey Afrika da yaşanana halk ayaklanmaları ile 1800’ lü yıllardan buyana süren insanlık mücadelesi; aynı düşmana karşı verilmektedir. Dün Amerika da insanca yaşanacak ücret insani çalışma koşulları insanca paylaşım, için örgütlenme hakkına sahip çıkan kadınlar. 8 saat iş günü sendika, sigorta hakkı için Grev başlatırlar. Bu greve polis saldırır kadınlarda fabrikayı işgal ederek grevlerini sürdürmek isterler. Fabrika ateşe verilir yakılır.129 kadın işçi yanarak ölür.
Dün işçilerin örgütlenmesinden birliğinden korkanlar. Onları diri, diri yakacak kadar canileşirler. Bu gün Libya lideri Kaddafi’ nin ettiği tehdidi dün onlar yapmışlardı. Bu sömürü sisteminin genel karakteridir. Bu sistemde zengin anacak ve ancak çok sayıda aç ve işsizle mümkündür. Elbette bu kirli paylaşım sistemi kendi karakterini kirliliğini tüm toplumsal ilişkilere yansıtır. Diğer bir deyimle tüm ilişki biçimlere temel niteliklerini buradan alır.
Bu nedenledir ki kapitalist her türlü yöntemle egemen olduğu devletin güçlerini de yanına alarak Emekçilerin örgütlenmesini engeller. Bunu kâh zor kullanarak, kâh emekçilerin örgütlerini yönetenleri satın alarak, Kâh emekçileri yalanla kandırarak yapar. O kandırmak zorundadır. Varlığını sürdürmesi buna bağlıdır.
Emekçilerde her türlü zorluğun üstesinden gelerek örgütlenmek zorundadır. Sermaye emekçilerin tüm birikimlerine el koyar. Emekçilerde her koşulda örgüt kurar. Birleşmezse kazanamayacağını öğrenir.
Evet, Kuzey Afrika da olduğu gibi birleştiklerinde kazanmaya başladıklarını bize de gösterdikleri gibi. Her mücadele eden kazanmaz ama KAZANANLAR BİRLEŞİP MÜCADELE EDENLERDİR. BU BİLGİYİ ANLATAN KÜTÜPHANELER DOLUSU KİTAP VARDIR. MISIRDA TUNUSDA LİBYADA EN AZ OKUMUŞLARIN BEDENLERİ İLE YENİDEN YAZILMAKTADIR. BİRLİK MÜCADELE ZAFER’İ.

 

 

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank