content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

12 May

Çocuksuz Anneler Günü!

Yarın anneler günü…
Bildiğim kadarıyla; Anneler günü, Amerika'nin iç savaş yıllarından sonra Julia Ward Howe tarafindan annelere olan saygıyı göstermek amacıyla kutlanmaya başlanmıştır...

Peki, her annenin mi anneler günü, yoksa bazı annelerin mi anneler günüdür bugün?

Anne!

Çocuğu olan…

Doğuran…

Peki, ya doğurduğu halde çocuksuz kalmışsa yine de anne midir, onun da anneler günü var mıdır?

Fatıma Hüseyinsiz kalıyorsa, neylesin anneler gününü! Peki, ya her yer Kerbela, Yezidler her yanı kaplamışsa, ne yapsın anneler! Annelerimiz çocuksuz kalıyor ne yazık ki!

Asrımızda annelerin doğurduğu çocuklardan; kimisi iyi bir eğitim-terbiye alamadığından diri olduğu halde annesine vefasız, kimisi de zamansız bir ölüm ile vefat ettiğinden annesine vefalı olamıyor ve bu yüzden anneler acılı…  Ve ne yazık ki anneler günü sembolik olmaktan öteye geçemiyor…

Bir başka anne örneği var ki sormayın; yıllardır sokaklarda, dağda, bayırda bir resim elinde arıyor yavrucuğunu, ne ölüsü var ne de dirisi…

Hatırlar mısınız, demokratik açılımın mottosu da ‘artık analar ağlamasın’ idi. Ve bu cümle farklı kutuplarda olan annelere ümit oluvermişti, hatta her kesimden insanların kulağından vicdanına bir ma’kes uyandırmıştı.

Bir şey yapmak için illa senin çocuğun mu ölmeli? Peki, artık bir önemi kalır mı?

Öz çocuklarınız size karşı geldiğinde tavrınız ne olur? Ya hoşlanmadığınz veya size/itibarınıza zarar veren bir davranışta bulunduklarında tutumunuz ne olur?

Başkalarının çocuklarını da düşünün!Siz yatarken başkaları kabus görmekte!Çocuklarına bir şey olduğunda içi cız edenler, başkalarının annelerinin kalbini de dikkate almalılar…
Sadece bu topraklarda değil, istisnasız yeryüzünün tüm coğrafyasında en çok ağlayan, göz yaşı dökmekten göz pınarları kuruyan, evlat hasretiyle yüreğine kor düşen analardır. Uzun yıllar çocuklarının resminlerine sarılıp ‘yüreğim bu acılara dayanamıyor artık’ diyen annelerin sesleri ile uyandı bu ülke.

Analar bu topraklarda hep ağladı, hala ağlıyor ve ne yazık ki siyasiler; anaların göz yaşı kurusun, evlat acısını yaşamasınlar diye siyaset yapmadıkça bu göz yaşları sel olmaya devam edecek… Kim bu uğurda bir adım atarsa, Mevlam onu çocuklarıyla Havzı kevserde buluştursun!

Annelerin her gün çocuklarının resimlerini öperek ağladığını kimse görmedi, geceler boyunca çocuklarının ismini sayıkladıklarında anneleri kimse duymadı. Cemal Süreya’nın ‘Sizin hiç babanız öldü mü?’ şiirinin mısrasını ben şöyle yazmak isterdim; Siz hiç anne oldunuz mu? Siz hiç evladınızı, ciğerparenizi toprağa verdiniz mi?

Fakat, tüm bunlara rağmen yine de iyi ki varsınız ey anneler! Zihinlerden silinecek kin ve temizlenecekse bu kan ancak gözyaşlarınız bunu yapabilceketir

Ama lütfen annelerimizi naylondan bir çiçekle aldatmayalım…

Hani “cennetti” anaların ayağının altında olan! Hani her çocuk bir fidan ve çiçekti, çiçek ve gül’e ne gerek var…

Annelere çocuklarını verin, anneler gününde ne olursunuz... Anneler gününde, elimizde çocuklarıyla annelere gidelim ne olursunuz! Annelere çocukları verildiği gün, işte o gün anneler günü olacaktır, bunu anlayın ne olursunuz… Nasır tutarak taşlaşmış yüreklere bir haykırıştır bu.
Kürd, Türk, Arap, Laz, Çerkez, Gürcü, Ermeni ve daha sayamadığım yasak ve yasal olan her dil ve ırktan annelerin, çocuklarına kavuşacağı günün gelmesi dilek ve temennilerimle annemin ve tüm annelerin anneler günü kutlu olsun…

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank