- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

CHP Kadro Partisi mi Yoksa, Kitle Partisi mi?

CHP’nin konuya ilişkin tartışmalarda KİTLE partisi olduğu yönünde görüş belirtildiğine çokça şahit olmuşuzdur.
Oysa, Fransız siyaset bilimcisi Maurice DUVERGER Siyasal Partiler isimli eserinde, KİTLE PARTİSİ ve KADRO PARTİSİ kavramlarını şöyle tanımlamaktadır.

Bir siyasal parti, üyelerini sürekli olarak artırıyorsa, onlara siyasal eğitim veriyorsa, onların çok sayıda küçük mali destekleriyle yaşıyorsa ve bunun için parti üyelerinin aidatlarını düzenli olarak yatırmalarını sağlayabiliyorsa, tüm bu koşuların yaşama geçirilmesine uygun dinamik bir örgütlenmeye sahip ise bu siyasi partilere KİTLE PARTİSİ denir.
Duverger kitle partisine örnek olarak da Avrupa Sosyalist Partilerini göstermektedir.
Diğer yandan, üyelerini seçkinler arasında seçen az sayıda fakat mali gücü büyük üyelerin desteği ile faaliyetlerini yürüten ve kitleye siyasal eğitim vermek amacı gütmeyen komitelerin örgütün temel öğesini oluşturdukları, uzmanların seçim kampanyalarını yönettikleri ve itibar sahibi bireylerin adaylarını ve üyelerini oluşturdukları partilere de KADRO PARTİSİ adını vermektedir.
Siyaset Biliminde kabul görüşmüş bu tanımlar ışığında Partimizin KİTLE partisi mi ? yoksa KADRO partisi mi ? olduğuna ilişkin soruya cevap arayalım.
Bir partinin kadro partisi mi? yoksa kitle partisi mi? olup olmadığı hususu,
a- Az sayıda ama nitelikli üyeye sahip olması veya çok sayıda nitelikli-niteliksiz üyeye sahip olması,
b- Düşük ama çok sayıda üye aidatı ile varlığını devam ettirmesi veya az sayıda varlıklı üyenin bağışları ile varlığını sürdürmesi,
c- Üyelerine siyasal eğitimi vermeyi amaç edinmesi veya edinmemesi,
Biçiminde özetlenebilecek şartların gerçekleşip gerçekleşmemiş olmasına göre belirlenmektedir.
CHP üyelikleri, kuruluşunu takip eden ilk yıllarda ağırlıklı olarak az sayıda seçkin insanlardan (askeri-sivil bürokrat ve esnaf) oluşmakla birlikte, bu durum günümüzde yüz binlerle ifade edilen üye sayısına ulaşmıştır. Üyenin niteliği ise toplumun tüm katmanlarına ait vatandaşlarımızı içermiştir.
İlk bakışta, CHP kadro partisi olarak kurulmuş zaman içerisinde Kitle partisine dönüşmüştür gibi görünmekle birlikte,
CHP’nin yüz binlerce üyesinden üye aidatlarını toplayamaması, siyasi varlığını parti üyelerinden elde ettiği aidatlar ile sürdürme yerine ağırlıklı olarak Devletten alınan yardım ve alınan bağışlarla yürütmesi,
Ayrıca, yüz binlerle ölçülen üyelerini ve milyonlarla ölçülen gönüldaşlarını siyasal eğitimden geçirmesi amacından çok uzak olması, parti içi eğitimi yeni yeni uygulamaya başlaması, bu eğitiminde sınırlı sayıda üyeyi kapsadığı düşünüldüğünde ise,
CHP’nin henüz KADRO Partisinden KİTLE partisine geçiş aşamasını tamamlayamadığı,
Bazı açıdan KİTLE partisi, bazı açıdan ise KADRO partisi özelliğini taşıdığı,
Görülmektedir.
Parti yönetiminin amacı CHP’yi Kadro Partisinden Kitle Partisi niteliğine dönüştürmek olmalıdır.
Konu edilen dönüşümü hızlandırmanın tek yolu,
Partisine sahip çıkan üyelerin sayısında gerekli artışı sağlamak, partisine sahip çıkan üyeden kast edilmek istenen husus şudur.
Kendi özgür iradesi ile partinin ilgili birimine gelip üye olmak istiyorum diyen vatandaş anlatılmak istenmektedir. Kendi özgür iradesi ile partiye üye olan kişi partiye aidatını ödeme konusunda daha sorumlu davranacak, aynı zamanda siyasal eğitime katılmakta da gönüllü olacaktır.
Eğer bir kişi partinin diğer bir üyesi tarafından fotoğrafı ve nüfus cüzdanı fotokopisi alınıp üye yapıldığında ise bu üyelik özgür iradeden çok, genellikle arkadaşını kırmama, hemşerilik bağını bozmama, mahallelik duygusunu zedelememe adına yapılmakta, bu şekilde üye olan kişiler parti aidatını ödememekte, partinin vereceği siyasal eğitime ve parti çalışmalarına aktif olarak katılmakta isteksiz davranmaktadır.
Öte yandan, bu tür üye yazımı maalesef DELEĞE ağalığı diye tanımlayabileceğimiz olumsuz olguyu da beslemektedir.
Şöyle ki, bu kişileri üye yapan partili, yaptığı üye hakkında şu tabiri kullanmaktadır.
Yeni üye için “BENİM ÜYEM”
Kendini partide konumunun ne kadar güçlü olduğunu ifade etmek ve tanımlamak için de “BENİM ŞU KADAR ÜYEM VAR”
Biçiminde değerlendirmede bulunmaktadır.
Bu kısır döngü yıllardır sürüp gitmektedir.
Kanaatimce, olayın can alıcı NOKTASI,
Belirlenecek yeni üye yazım hedefini ilçe örgütlerinin gerçekleştirip gerçekleştiremediği değil, bu hedefe ilçe örgütünün nasıl ulaştığı hususudur.
EĞER yeni üyeler, “BENİM ÜYEM” ve “BENİM ŞU KADAR ÜYEM VAR” tanımlaması içinde yapılmışsa,
Yeni üye, yine aidatını ödemeyecek, yeni üye siyasal eğitimi almakta ve partinin etkinliklerine katılmakta isteksiz davranacaktır.
Böylece, CHP bir türlü KADRO partisinden KİTLE partisine geçiş aşamasını tamamlayamayacaktır.
Parti yöneticileri de, 5 bin üyemiz var 10 bin üyemiz var neden yüz kişi aidatını ödüyor neden etkinliklere 200 kişi veya 50 kişi katılıyor biçiminde başlayan tartışmaları yıllarca yapmaya devam edecektir.
Oysa İngiltere’de İşçi partisinin bu süreci şöyle tamamladığını görmekteyiz.
Orada da maalesef bizdeki delege ağalığı veya benim üyem kavramı, sendikalar için geçerli, İşçi Partisine üye olmak için işçi sendikaların olurundan geçmek gerekiyor. Dolayısıyla orada da bizimkine benzer bir DELEGE ağalığının bulunmakta olduğunu görmekteyiz.
Ancak, İngiliz İşçi partisi başlattığı ve başarıyla sonlandırdığı üyelik kampanyası ile sendikaların bu olumsuz rolünü aşmayı becerebilmiştir.
Kampanyanı adı “ BİR ÜYE BİR OY” dur.
Burada kast edilmek istenen husus şudur. Üyeyi bireyselleştirmiştir.
Bu kampanya ile binlerce insan işçi partisine üye olmuş, bir sonraki seçimde işçi partisi iktidar olmuştur.
Üye olma işlemi, son Tüzük değişiklikleri ile CHP’de oldukça kolaylaştırılmıştır.
Ancak üye yapma şekli ve biçimi değişmemiştir.
Yine eskisi gibi parti yöneticisi veya eski partili tarafından, herhangi bir kişinin fotoğrafı ve nüfus cüzdanının fotokopisi, siyasi olmayan duygular kullanılmak suretiyle alınmakta ve bu kişiler üye yapılmaktadır. Burada yeni üyenin üye olma iradesi ön planda değil hatta böyle bir iradesi bulunmamaktadır.
Bu yöntem yıllardır CHP tarafından uygulanmaktadır.
Yüz binlerle ölçülen üye sayımıza karşın, uygulanan yanlış yöntem nedeniyle bir türlü KİTLE partisi olma sürecini CHP tamamlayamamıştır.
SONUÇ:
CHP’nin üye sayısını artırabileceği kadar artırması doğru bir stratejidir.
Ancak, yeni üye yapma yöntemini değiştirmesi gerekmektedir.
BU ÇERÇEVEDE,
a- Yeni üye yapma kampanyası başlatılmalıdır.
b- Kampanyanın esasları Genel Merkezce belirlenmelidir.
c- Kampanyanın bir ismi olmalıdır. “BİR ÜYE BİR OY” gibi
d- Kampanyanın özünü belirten sloganlar tespit edilmelidir. “YALNIZ DEĞİLSİN CHP’YE ÜYE OL” gibi
e- Sloganlar pankart eşliğinde her il ve ilçe binasına ve ilçede mevcut her mahallenin en yoğun caddesine asılmalıdır.
f- İlçe örgütündeki bir telefon no.su irtibat telefonu olarak ve e-mail adresi pankartlarda belirtilmeli, ön başvurular alınarak müracaat edecek vatandaşlar bilgilendirilmeli ve yönlendirilmelidir.
g- Kampanya için görsel ve yazılı medya ile sosyal medyada reklam verilmelidir. TV-RD programlarında kampanyadan bahsedilmelidir.
h- Kamuoyunda Çağdaş Demokrat Sol Bir Partide politika yapmak isteyen vatandaşlara kapısının açık olduğu imajını yerleştirmek için hayatın her alanında bu hususa vurgu yapılmalıdır.
i- Genel Merkez İl Yönetimlerinin, İl Yönetimi de, esasları özetlenmeye çalışılan üye yazım kampanyası çerçevesinde ilçe örgütlerinin performansını daha sağlıklı ölçme imkânına kavuşacaktır.(Çünkü tüm ilçe örgütleri aynı kampanya çerçevesinde üye yapma çalışması yapacaktır.)
Böylece, CHP KADRO partisinden KİTLE partisine dönüşme sürecini daha hızlı tamamlanmış olacaktır. Serbest iradesi ve isteği ile üye olan yeni parti üyelerinin siyasi çalışmaları sayesinde yerelde ve genelde yapılacak seçimlerde daha başarılı sonuç alacaktır.
Saygılarımla,