content

23 Mar

Buzağı Mamasından Süt ve Süt Ürünleri!

Türkiye’de önde gelen süt tozu firmalarının isimlerini ve bunların hangi oranda süt tozu ihraç ettiklerini soruluyor. Bunu soran entelektüel kardeşimiz kanayan  yaramızı  istemeden de olsa deşti. Bir soruldu, bin ah işitilecek!

Maşallah  arkadan gelen süt tozu firması da yok. Hepsi önde gidiyor. Türkiye’de süt ve süt ürünleri fabrikasına sahip meşhur  tüm firmaların süt tozu fabrikaları var.  Pınar’ın, Ülker’in, Sek’in (Koç Grubu ), Sütaş, Enka, bunlar aklımdakiler olmakla bereber toplamı 10-11 adet olması lazım. Bir tane de  Çukurova’ya (Adana) kuruluyor.

Biz Türkiye’de kaç tane süt tozu fabrikası var diye merak etmedik ama ‘’ Hangi Süt Tozu fabrikası 30 Nisan 2009 yılında yayınlanan Tarım Bakanlığı tebliğine göre çiğ süt fiyatlarında istikrar sağlamak için parasal süt tozu desteği alıyor’’ diye bu işleri aslında düzenlemeye yetkili ama yarım yamalak düzenleyen Tarımsal Üretim Genel Müdürlüğü’ne sorduğumuzda ‘’ yassak ’’  diye bir cevap almıştık. Kanunu okuduğumuzda da tarımsal destek alanların isimlerini açıklamak yasak olduğunu gördük.

Fukara köylü tarımsal desteklere müraacat ettiğinde köylünün isimleri köy kahvesinde listede yayınlanıyor. Sebep: Köylü listede adını görmediğinde itiraz edebilsin, haksız yere müraacat eden köylüyü listede gören başka köylü görünce ya itiraz etsin veya muhbirlik yapsın diye!

Ama Sanayici süt tozu teşviğinden para aldığını sormaya yeltendiğimizde  ‘’ kamuoyu denetimi ‘’ yok edilmiş oluyor.

Süt tozu teşvikinin verilmesinin sebebi çiğ süt piyasasında istikrar sağlamaya yöneliktir. ‘’ Piyasa ‘’ denilen şey iktisadi bir olaydır ve herkese açıktır. Bu sosyal bir yardım değil iktisadi bir yardımdır.  Süt tozu teşvikini alanları sadece Tarım bakanlığı’na bağlı TÜGEM ve Ulusal Süt Konseyi biliyor.

2009 yılından beri uygulanan süt tozu teşviği çiğ süt piyasasında istikrar sağlamadığı 73 kuruştan 50 kuruşa 2011 yılı başında düşürülen çiğ süt fiyatlarıdır.

Gelelim  ‘’ Hangi süt tozu firması süt tozu ihracatı yapıyor ‘’ sorusuna?

Kısa cevap verirsek ; HİÇBİRİ!

Niçin mi?

30 Nisan 2009 ve 6 mart 2010 süt tozu parasal teşvik tebliğleri, üretilecek süt tozunu yurt içi piyasa da değil yurt dışına süt tozu ve/veya süt ve süt ürünü şeklinde ihracını emrettiyse bile buna ilişkin bizim ve (bakınız: Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği internet sitesi yayınları) TDSYMB’ nin tespitleridir.

üt tozunun yurt içinde kullanma yasağının maliye ve destekleme kanunlarına aykırı suç olduğu halde kullanılması başlıbaşına bir skandaldır. 2009 yılı ve 2010 yılında süt tozu teşvik icmalleri toplamı ile yurt dışına çıkması gereken süt tozu veya süt ve süt ürünleri toplamı birbirini tutmuyor ise bürokratik ve firmalar bazında ağır suç söz konusu olabilecektir.

2009 yılı tebliğine eleştirilerimiz bu yönde yapmıştık. Sağolsun TÜGEM Genel Müdürü bizim eleştirilerimizi harfiyen 2010 tebliğinde yerine getirdi. 2010 tebliğinde süt tozu verile emirleri süt konseyine verilmiş ise de müteselsilen bir sorumluluk doğacaktır.

Dünya’da süt tozu ihraç edebilme kabiliyetine çiğ sütü ucuza mal eden veya süt tozuna parasal teşvik veren ülkeler sahiptir.. Sütü ucuza imal eden ülkeler bile süt tozu ihracatında parasal teşvik vermektedirler.

2009 yılında çiğ süt fiyatlarını sanayiciler düşürünce süt inekleri sahipleri ‘’sarıkız hakkını helal etmiyor’’ adı altında mitingler yapınca  süt sanayicilerinin temsilcileri ‘’ Çiğ Sütte arz fazlası var ‘’ dediler. Birkaç gün sonra da Tarım Bakanı Sayın Mehdi Eker  cümlesi cümlesine aynı sözleri sarf etti. Bakanlar Kurulu Çiğ Sütte fiyat istikrarı için 2009 yılı için 30 trilyon ödenek ayırdığına dair bir kararname yayınladı. Bu kararnameye dayanak yapılarak Tarım Bakanlığı’nca  30 Nisan 2009 yılında teşvikli süt tozu tebliği yayınlandı. 30 trilyon 10 bin ton süt tozuna karşılık geliyordu. 2010 yılının şubat ayına gelindiğinde süt tozu fabrikalarının kullandığı teşvik miktarı 4500 ton idi. 2010 yılında 6 martta tekrar süt tozu tebliği yayınlandı. O da 10 bin ton öngörülmekte idi.  Süt tozunu üreten firmanın aynı zamanda süt ve süt ürünleri fabrika sahibi olması çiğ süt fiyat istikrarının sağlanmasında büyük bir tezattır. Tügem bu tezatı ya görmüyor ya da görmezlikten geliyor! Ulusal Süt Konseyi’nin bu tezatı görmesi mümkün değil çünkü USK’nin başındaki zat Süt Sanayicilerinin temsilcisidir. Yani çiğ sütte fiyat istikrarını düzenlemek çiğ sütü satın alanlara teslim edilmiş durumdadır.

Türkiye’nin yıllık ortalama ithal ettiği süt tozu miktarı 18-22 bin ton civarındadır.

2010 yılı sonlarında Tarım Bakanı Mehdi Eker ‘’ artık süt tozu ithal etmeyeceğiz, kendi süt tozumuzu kendimiz üreteceğiz ‘’ dedi. Bu demeci biz şöyle anladık ve 2011 süt tozu tebliğinde 38 bin ton süt tozu üretim teşviği demekti, nitekim tebliğ bu şekilde çıktı.

Oysa ki Türkiye’nin yıllık ortalama ithal ettiği süt tozu resmi rakamlarda 18-22 ton arasında gözükmesine rağmen süt ve süt ürünleri fabrikalarının kullandığı süt tozu miktarı bunun çok üzerindedir. Buzağılara içirilen buzağı süt tozu ile süt ve süt ürünlerinde kullanılan süt tozu aynı materyal olup ‘’ Gümrük Tarife istatistik pozisyonları ’’  farklıdır. Bu farklılıklardan dolayı içtiğimiz süt ve süt ürünlerinde kullanılan süt tozunun gümrük vergisi  buzağılar için süt tozunun gümrük vergisinden daha fazladır. Daha açık bir anlatım ile buzağı maması adı altında süt tozu ithalatı devam etmektedir.

Süt ve süt ürünlerinde kullanılan süt tozunun gümrük vergisi % 150 iken diğerinin daha düşük olmasından onu ithal edip süt ve süt ürünlerinde kullanmaktalar. Bunun için buzağı maması için kullanılan süt tozunun gümrük vergisi de % 150’ye yükseltilmelidir.

Dünya’daki süt tozu ihracatçısı ülkeler hangi ülkelerin süt tozuna ne kadar gümrük vergisi koyduklarını bilmekteler.

TÜGEM’in de böyle bir araştırma yapıp diğer süt tozu satın alan ülkelere bu stratejide süt tozu ihraç edilebilmesi için teşvik miktarını ayarlayabilmesi mümkündür. Fakat bu araştırmayı TÜGEM içerdeki süt tozu fabrikalarının getirdikleri proforma fatura veya bilgiler üzerinden yapıyorlar. Halbuki araştırmayı TÜGEM personelinin yapması gerekir.  O zaman süt tozu ihracatı mümkün olabilir.

Bu yılki süt tozuna teşvik Dünya’daki süt tozu fiyatları ve çiğ süt fiyatlarına göre ödenmesi öngörülüyor. Tarımsal desteklemelerden maksat tarımı, hayvancılık desteklemelerinden maksat hayvancılık yapanları desteklemektir. Süt tozu ihracatına, süt ve süt ürünlerinden peynire, tereyağa, labne peynire ve diğer ürünlere parasal teşvik verilecek ise bu peynirin, sütün, labne’nin vb. malların hammaddesi olan çiğ sütü üretene verilmelidir.

Bakınız size halen geçerli olan bir uygulamadan söz edeyim. Ülkemizde kesme çiçeğe halen ihracatta parasal teşvik uygulanıyor. Kesme çiçeği üreten kimdir: Kesme çiçekçi.

Bir zamanlar da narenciye (portakal, mandalina vb) ton başına teşvik uygulanıyordu. İhracatçı- kendi aralarında parasal şekilde kimin teşviği alacağına karar veriyorlardı. Böylece ihracatta kesme kesme çiçekte, narenciye de ihracat parasal teşviği birinci derecede üreticiye de yarıyordu.

2011 süt tozu parasal teşviğinde miktar 38 bin tona çıkarıldı. Bu teşvik miktarı sadece süt tozu fabrika sahiplerine yarayacak ama süt tozu fabrika sahipleri aynı zamanda süt ve süt ürünleri fabrikasına sahip oldukları için bu 38 bin tonluk teşvik miktarı yetmez diyorlar ve süt ve süt ürünleri ihracatına da parasal destek  istiyorlar. Devlet onların istediğini istedikleri parasal miktarı verse bile çiğ süt-damızlık üreticisine yansımayacağı için çiğ sütte fiyat istikrarını sağlamaktan uzak olacaktır.

Çiğ Sütte fiyat istikrarının nasıl sağlanacağını bir çok kez yazdık: Yeniden yapılandırılacak olan ‘’ SEK ‘’ Süt Endüstrisi Kurumu modelidir.

Borsaya kotalı süt ve süt ürünleri firmalarınıza bakınız. Bir yıllık sermaye/kazanç oranları ne kadar? Biz cevap verelim: 2010 ilk dokuz ayına göre % 68

Çiğ Süt-damızlık üretenler  zarar ettirilerek çiğ sütleri satın alınıyor! TDSYMB (Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği ) çiğ sütün litresinin üreticiye 73 kuruşa mal olduğunu söylüyor.

Modern ağalar % 68 kazanç sağlar iken Modern Marabaların % 1 kazanç sağlamalarına razı değiller ki çiğ süt fiyatlarını 73 kuruştan 55 kuruşa indirdiler!

Son bir not: 2008 yılında ithal edilen buzağı maması miktarı; Ülkemizdeki tüm buzağılar buzağı mamasından süt içseler üç yıl yetecek kadardı!

https://groups.google.com/group/cigsutureticileri

Etiketler : , , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

2 Kere Cevaplanmış to “Buzağı Mamasından Süt ve Süt Ürünleri!”

  1. 1
    Gönül ÜNAL Says:

    Sayın Çapar Kanat,
    Kenan Demirkol Hoca'nın GDO ÇAĞDAŞ ESARET kitabının 120.sayfasından aynen aldım ve size sormak istiyorum.Bu uygulama bizim ineklerimize uygulanıyor mu?
    Rekombinant İnek Büyüme Hormonu Skandalı
    FDA tarafından gıdalarla ilgili ruhsat alan ilk GD-ürün rBGH'dir.BST(bovin somatotropin) olarak da adlandırılır.İnekten elde edilenbüyüme hormonu geni,gen teknolojisi kullanılarak bir bakteriye aktarılır;bakteri inek büyüme hormonu üretmeye başlar.Saflaştırılarak elde edilen bu hormon,haftada iki kez kuyruk köküne yakın bir yerden zerk edilir.Böylece ineklerin % 10-15 daha fazla süt verdiği iddia edilmektedir.rBGH,AB'de ve Kanada, Japonya,Avustralya,Yeni Zelanda başta olmak üzere bir çok ülkede yasaklanmıştır.
    Monsanto ve bazı şirketler 1980'li yılların başından itibaren bu ilaç üzerinde çalışmıştır.İlacın güvenliği hakkında şirketin verdiği bilgiler ile bilim çevrelerinin verdiği bilgiler hiçbir zaman birbirini tutmamıştır.rBGH'nin hem hayvan, hem de insan sağlığına olan ciddi yan etkilerinden daha sonra söz edeceğiz.DİYOR ve de ediyor.Devam ediyor.Yine de ürkütücü bir biçimde ABD'nin yetkili kurumları bu hormonun ineklere uygulanmasına izin vermiştir.Diyor ve devam ediyor.Benkitabı okudum ve çok ürktüm.Bu uygulama bizim ülkemizde oluyor mu? Rica ederek tekrar soruyorum ve bilgilenmek istiyorum.Tabii ki benim gibi bilgilenmek isteyenlerde vardır.Saygılarımla.Gönül Ünal

  2. 2
    Adnan SERPEN Says:

    Sayın Çapar KANAT,

    Değerli güzel yorumlarınız için sizi kutlarım. Makalenizde yer alan tüm yorumlarınıza tamamen katılıyor ve sizi bu konuda gönülden destekliyorum.

    24 Mart 2011 tarihinde EGE TV'de Küçük Baş Hayvancılık Sorunlarının ele alındığı programı izledim EGE VET-ATA FEN Grubunun Genel Müdürü meslektaşım Tahir YAVUZ AB'ği üyesi İtalya'da çiğ keçi sütü satış merkezlerinden bahsetti,şöyle ki:keçi yetiştiricileri kent merkezlerinde sürekli soğutan soğutucuların içine çiğ keçi süt'ü konarak isteyen nakit,isteyen kredi kartı ile ne kadar isterseniz o kadar satın alabilediği çiğ keçi sütü satış merkezlerinden bahsetti,şaşırdım kaldım.Süt'ü alırken soğutma tankının üzerinde uyarıcı bir yazı var,şöyle:ALDIĞINIZ SÜTÜ PİŞİRMEDEN SAKIN TÜKETMEYİN şeklinde

    Benzer satış şekilleri batıda bazı il ve ilçeleri mizde söz konusu ve bu şekilde satış yapan yerler den sütümü alıyorum.Fakat Türkiye'de bu şekilde ucuz ve güvenilir çiğ süt satış merkezlerinin kurulmaması için sanayici kesimi tarafından sürekli baskı ve karalama kampanyası yürütülmekte,Tarım ve Köyişleri Bakanlığının bunların doğrultusunda hareket etmesi çok üzücü.

    Gıda Güvenliğinde mangalda kül bırakmayan değişik meslek gruplarına buradan seslenmek isti yorum;yurt dışında nereleri gidip inceliyorsunuz ?, niçin bu gibi yerleri görmüyorsunuz ?,sermaye kesimini arka nıza alıp sözde bu millete Gıda Güvenliğini sağlama uğruna Gıda Güvenliği edebiyatı yaparak beslenme hürriyetini elinden alacak şekilde zulüm yapma hak kınız olamaz.İşte gelişmiş ülkelerle bizim ülkemiz deki teknik elemanların halkına hizmet anlayışı arasında ki fark buradadır.Ama bunu yapacak,emek sarfedip çalışacak zihniyet nerede,işin kolaycılığı varken böyle bir şey yapılır mı?,mümkün değil.

    İtalya'da satışı yapılan bu çiğ süt satış merekezi/ yerlerine benzer satış yerlerini ülkemizde arttır malıyız ki çiğ süt üreticisi sanayicinin elinde oyuncak olmasın,vatandaşta birinci elden sütünü alsın istediği gibi değerlendirsin.Bunu yaparken de hayvan sağlığına gereken önemi vermeliyiz.Ne yazık ki çok manidardır ki bugüne kadar bir tane Süt Sana yicisinin bu ülkede Hayvan Hastalıklarının önlenme si,eradike edilmesi için VETERİNER HİZMETLERİNE ge reken önemin verilmesiyle ilgili bir beyanatını ve açıklamasını görmedim, göremedim.Fakat bazı firma/ firmaların halka yönelik yaptıkları eğitici gezici seminerlerinde bire bir şahit olduğum üzere,ülkemiz de görülen yaygın hayvan hastalıkları kullanarak, çok güzel bir şekilde insanlarımıza korku salacak şekilde propagandalarını yaparak kendi ürettikleri ürünlerinin satış reklamlarını yapmaları madalyonun diğer bir yüzü olduğunu bilmemizde büyük fayda var, saygılarımla.

    Adnan SERPEN
    Veteriner Hekim
    İZMİR



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank