content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

27 Tem

Büyük Oyun

 Suriye günden güne içinden çıkılmayacak bir sürece doğru yol alıyor. Rusya'nın gölgesinde öfkeyle halkına saldıran Esad ve yönetimi yavaş yavaş sona

yaklaşmakta olduğunun farkında. Ben Esad'ın Libya'nın devrilen lideri Kaddafi gibi bir sonunun olmayacağını düşünüyorum. Hatta Esad'ın şu an bile Suriye'de olduğuna pek inanmasam da bu rejim öyle veya böyle devrilecek ve Esad yaptığı zulmün bedelini bir şekilde ödeyecektir. Bunların sonucunda Türkiye nasıl etkilenecek sanırım sorulması ve cevabının aranması gerektiği en önemli soru da bu?

Bölgede yıllardır Rusya, Çin ve Amerika Birleşik devletlerinin hesaplarının olduğunu görüyoruz. İsrail, Türkiye, İran gibi ülkeler ne yazık ki bu hesapların bir parçası. Bu oyunda elbette Türkiye, İran ve İsrail gibi devletlerin de idealleri var. İranı'ın nükleer güç olmai ideali, ülkemizin bölgesel güç olma ihtimal ve potansiyeli, İsrail'in ise bölgenin abisi olma yolundaki rüyaları büyük güçlerin ellerini biraz daha güçlendirdiği aşikar. Arap baharı olarak nitelendirilen büyük değişim Suriye iç savaşıyla kendisine yepyeni bir boyut kazandırdı. Her ne kadar İran ve Türkiye halkları kendilerini Arap olarak tanımlamasalar da sıranın bizlere geleceği her halinden okunuyor. Zaten Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve Mit müsteşarının bir araya gelerek gündemdeki olayları değerlendirmesi de bu korkunun eseridir. Haksız değiller de. Ancak bunun böyle olmasındaki en büyük yanlışta devletimizindir.

Suriye 877 kilometre uzunluğuyla en uzun kara sınırına sahip olduğumuz ülkedir. Irak örneğinde olduğu gibi bugün de aynı senaryonun perdeye aktarıldığını görüyoruz. Irak'ta birbirine düşürülen Sünni ve Şiilerin birbirlerinin camilerini havaya uçurmasıyla yarıştıkları dönemde Kürtler Kuzey'de bir kurşun dahi sıkmadan özerkliğini ilan etmiş, her ne kadar en büyük tehdidi Şiilerden görseler de gelişen süreçte onlarda susmak zorunda kalmışlardır. Aslında özerklik 1990'lı yıllardan itibaren Kuzey Irak'ta kendini belli etmiş olsa da nihai sonuç bayrak ve bölgenin kuruluşlarının tamamen Kürt güçlerinin eline geçmesiyle somut olarak gözler önüne serilmiştir. O dönemde çiğnenen kırmızı çizgiler bugün çiğnenecek yeni kırmızı çizgilere gebedir, göreceksiniz. Hatırlarsanız aynı sözler Irak savaşı zamanında da söylenmiş, orada kurulacak bir kukla devletin Türk vatanına ve milletine büyük zararlar sağlayacağı, her ne kadar Pkk ile bir yakınlığı olmadığını iddia eden Peşmerge Barzaninin bizle olduğunu söylemesinin bile yeterli olmayacağı ta o günlerde açıkça görülmüştü. Fakat ne oldu hal ortada. Büyük Kürdistan Projesi hayata geçiriliyor.

Suriye ordusunun boşalttığı şehirlerde hakimiyeti eline geçiren PYD güçleri, kurulacak özerk bölgenin mesajını açıkça verdi. Her ne kadar kısa bir süre sonra gönderilen peşmergelerin Pkk militanlarının bölgeyi ele geçirmesini engellemek için gönderildiği söylense de yapılmak istenen şey açık. Barzaniyle aramızın iyi olduğu bir süreçte onların güçleriyle savaşmayacağımızı bilerek peşmergeleri oraya göndererek "Bİz buradayız, herşey yolunda" imajı vermeye çalışıyorlar. Oysa ki niyetleri apaçık ortada. Amaç o kadar da güçlü olmayan Pyd ve kürt unsuların diğer muhalif gruplardan korunmasını sağlamak ve gelişen süreçte kurulacak Batı Kürdistan özerk bölgesine zemin hazırlamaktır. Bu net görülmektedir. Peki bundan sonra ne yapılmalıdır? Öncelikle yöntem ne olursa olsun Suriye sınırımızı Pkk güçlerine teslim etmek hem bölgedeki ticaretimizin baltalanmasına, ne yazık ki ilerleyen süreçte bu güçlere peşmerge başı önderliğindeki bölgeye boyun eğerek Kuzey Irak örneğinde olduğu gibi petrol vb anlaşmalar yapmamıza neden olacaktır. Dün kabul etmediğimiz özerk oluşumlarla bugün ilk anlaşmaları sağlayan ülke olmakla bir nevi tanıdığını ortaya koyarak ekmeklerine yağ bal sürülecektir. Onlar ise Akdeniz limanına açılmanın rahatlığıyla ticari ilişkilerini bu yoldan sürdürecek, artık Türkiye'ye ihtiyaçları olmadıklarını dile getireceklerdir. Düzenli ordular kurarak dış güçlerden silahlar alacaklar eskisi gibi uluslararası anlaşmalardan doğan sıcak takip hakkımızı kullandırmaya izin vermeyeceklerini söyleyerek Türkiye Cumhuriyetine diklenecek konuma geleeceklerdir. Bir yandan pkk militanları eylemlerine devam edecek peşmergeler ise olan bitenden haberi olmadığını iddia edecek, karakollarındaki camlardan sarkan pkk başının posterlerini unutarak. Yapılacak tek şey var o da dün bizim pasaporumuzla yurtdışına çıkan bu insanlardan terör konusunda destek beklememektir. İki gün evvel Türk güçleri karışmasın onlara da direniriz diyen militan tiplere, bugün satılmış gazeteci ve aydın geçinenlerin onlar kardeşimiz kaderlerini tayin etme hakları var demek, Kürt fobisiniden kurtulalım artık demek büyük bir sempatizanlık örneğidir. Öyle ki bu tiplerin artık meydanda koşturacak atları dahi yoktur. Çünkü bütün kozları, içindeki bütün emelleri hiç çekinmeden şehit haberlerine aldırmadan Milli mücadeleyi bir kenara bırakarak oluşan süreçten ne koparabiliriz hevesleridir. Tek beslendikleri şey ülkedeki karanlık güçlerdir.

Hatay ve çevresinde diğer yıllara nazaran gerçekleştirilen Pkk eylemlerinin Amanos'ta bulunan pkk varlığına indirgenmeyeceği sanırım bir kez daha gözler önüne seriliyor. Öyle ki eylemlerin Kürt nüfusunun yoğun olduğu Dörtyol ve İskenderun bölgesinde yoğunlaşmasının, militanların liderlerine bu bölgede halk ihtiyacına gereksinim duyduklarını iletmesiyle paralel olduğunu düşünenlerdenim. Nitekim Dörtyol olayları bunun en büyük kanıtı değil midir? Şimdi oluşacak yeni bir özerk bölge hem İskenderun limanının kısmen hem de Akdeniz'e açılan Suriye özerk bölgesiyle büyük bir ticari kazanım olacağı bunun doğrudan olmasa da dolaylı şekilde Pkk'nın kasasına gireceği aşikardır. Biz hala bölgede oluşacak özerk bir devlete izin verecek miyiz, vermeyecek miyiz onu konuşaduralım. İçimizde bulunan bölücü çevreler ve onların yandaşları bu süreçten çok mutlular. Sıranın bizlere geleceği günü iple çekiyorlar. Ve ellerinden geldikçe bu bölgede oluşabilecek özerk bölgenin zararlı olmayacağını, hatta faydalı bile olacağını çığırtmaya devam edecekler. Bel bağladığımız Barzani petrolle bizi izaha getiredursun, biz üniformalı peşmergelerine selam duralım. En büyük tehlikenin boğazımıza dayandığını hiçe sayarak...

Etiketler :

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank