Bu “yanlış ihbar” işi aslında yeni değil. Hep vardı.
“Yanlış ihbar”!
“Devlet yanlış ihbar yüzünden terörist diye masum insanları vurdu.” En az 35 can verildi bu cümlenin manşetlere çıkması için.
Nasıl da utanıyordur devlet şimdi! Ettiğine edeceğine pişmandır.
Bu “yanlış ihbar” işi aslında yeni değil. Hep vardı.
Uzun yıllardır dindarları “yıkıcı” diye ihbar ettiler devlete. Devlet derhal vurdu dindarları. Camilerini yıktı. Örtülerini yırttı. Okullarına yasak getirdi. Derneklerini vakıflarını partilerini kapattı. Oylarını yok saydı. Kitaplarını yaktı. Laikliğin darağacına çekti vicdanları.
Kürtleri de “bölücü” diye ihbar ettiler. Hiç durmadı devlet ve kalbinden vurdu Kürtleri. Yok saydı. Köylerini dağıttı. Dillerini yasakladı. Seslerini kıstı. Dağa taşa, meydana sokağa “ne yazık Kürdüm diyene” yazdırdı. Katı Türk ırkçılığı bir kadar Kürt ırkçılığını kışkırttı. Devletin “yasal” terörü, yasadışı teröristler üretti. Sonunda dağa çıktı Kürtler. Ölü ele geçiriliyorlar.
Alevîleri de “dinsiz” diye ihbar ettiler. Ve vurdu devlet Alevîleri. İnançlarını hesaba katmadı. İbadethanelerini korsan ilan etti. Taleplerini gayrimeşru saydı. Evlerini bombaladı; Dersim’i yıkıp yerine devletin “Tunç eli”ni pranga diye koydu. Devlet eliyle üretilen Sünni-Alevî çekişmesinin kıskacında sıkışıp kaldılar
Azınlıkları “düşman” diye ihbar ettiler. Hiç durmadı devlet; sürdü Ermenileri. “Tehcir” ettiği yetmiyormuş gibi, tehcir gibi ağır bir suçu meşru saydı. Adlarını söylemekten utandırıldı azınlıklar. İbadethanelerini kapatmasa da varlıklarını ayıp saydı
Vatandaşları da “güvenilmez” diye ihbar ettiler devlet. Böylece vatandaşını da vurdu devlet. Hırsız kabul etti; kazanmadığı paradan vergi kesti. Önüne bürokrasi duvarı dikti. Her adımında sabıka kaydı sordu. Fişledi, etiketledi, dışladı. Her teşebbüsüne şüpheyle baktı.
Çocukları “haylaz” diye ihbar ettiler ve çocukları da vurdu devlet. Her sabah hizaya çekti. Tek-tipleştirdi. Zoraki testlerden geçirdi. Zorla “Türküm” dedirtti. Ve öldü çocukluk devletin haşin ellerinde.
Gençleri “işe yaramaz” diye ihbar ettiler. Gençleri vurdu devlet derhal. Genç olmayı kas zindeliğine endeksledi. Hayallerini ve ideallerini yok saydı. Falakaya yatırdı. Sıra dayağından geçirdi. Teröristin önüne “yem” diye attı. Mehmetçiğin anasına sövdürdü, bacısını aşağılattırdı.
Düşünenleri “hain” diye ihbar ettiler.Ve vurdu devlet düşünenleri. Düşünceyi suç saydı. Fikrini seslendirenleri terörist ilan etti. Her farklı görüşün devleti yıkacağını sanarak polis korkusu saldı.
Hâsılı, devletin yanlış ihbarla adam vurması yeni değil. Son ihbar yine yanlış! Yanlış ihbarla vurularak öldürülenlerin sayısı 35 değil.
En az 35!