Bugüne Kadar Düşünmediler!
Topluma bilgi sahibi ve alanlarında uzman olduklarını düşündükleri konular da gerek seçilerek ve atanarak gerekse yazarak ve çizerek önderlik yapan Akıl sahibi bütün insanlar, öncelikle ve özellikle yaptığı her iş de gelecek nesli düşünerek hareket etmek zorundadır. Çünkü rahat ve huzuru yakalamanın ilk ve tek yolu, gelecek nesli düşünerek doğru hareket etmekten geçmektedir.
Toplumun sevk ve idaresinde bulunanlar ile bir şekilde yaptıkları ve yazdıklarıyla topluma önderlik edenler, bu konulara azami oranda dikkat etmeli.
Toplum önderlerinin, arkasından gelecek nesillere iyi örnek olmaları, sadece söylemleri ve yaptıkları değil, işlerindeki doğru icraatlarıyla, doğru yaşam tarzları hatta giyim ve kuşamları gerekmektedir.
İnsan için Edep ve Hayâ sadece Müslümanlıkla da alakalı bir özel durum değildir. Edep ve Hayâ bütün dünya insanlarını ilgilendiren bir konudur. Topluma önderlik yapmakla sorumlu olan Edepli her kişi, yaptığı her işinde ülkesini ve insanlarının geleceklerini düşünür ve düşünmek mecburiyetindedir.
Ama millet olarak bu hasletimizi bugüne kadar yerine getirerek hareket eden bir iki istisna dışındaki toplum önderi olmadı.
Evet, saygıdeğer okurlar; ister seçilmiş isterse atanmış olsun. Sorumluluk sahibi bütün toplum önderleri, kamuyu ilgilendiren bütün icraatlarının toplum tarafından duyulması ve buna göre bilgi sahibi olup düşünmesi için yazılı, görsel ve işitsel basından destek alırlarsa, onlarında yapmakla yükümlü oldukları halde bilerek ya da bilmeden eksik yaptıkları ya da yapmadıkları konuları bilgiye ve belgeye dayalı olarak ele alıp kamuoyu ile paylaştığımızda konunun hassasiyetini bilerek değerlendirmelerini istemek sanırım basının en doğal hakkıdır.
Herkes her şeyi bilmek zorunda değildir ama, duyup okuyup öğrenmesi de ayıp değildir. Bu nedenle nasıl ki siz saygıdeğer seçilmiş ve atanmış Ünyeli yetkililerimizin asli görevlerinizi yerine getirmeniz durumunda dahi yaptıklarınızı kamuoyu ile paylaşma gereği duyuyorsanız, hakkınızda yapılan ve yazılanları da her yönüyle öz eleştiride bulunarak değerlendirmeniz kadar doğal bir durum olabilir mi! Ama bu bugüne kadar hiçte böyle olmadı.
Kendinize gelince bu toplumu bilgilendirmekle görevli eli kalem tutan kişiler(Basın) gezilerinize ve toplantılarınıza davet ediliyorlar.
Siz seçilmiş ve atanmış sevk ve idarecilerimizin yapmak zorunda olduğu halde, öyle ya da böyle bir şekilde es geçilen konularda, kamuoyunu haberden haberdar etmek adına millet ve devlet adına, hakkınızda kaleme aldıkları konularda öz eleştiri yaparak, çoğunlukla gerçeğin ortaya çıkmasına gerek duymuyorsunuz!
İşinize geldiğinde bu kişiler toplumu bilgilendirmekle görevli basın, gelmediğinde bir kısım medya!
İşini yüzüne gözüne bulaştıran toplum önderleriyle, işinin hakkını verenleri birbirinden ayırt edelim derseniz, siz ve sizler gibi düşünenler ile hemfikiriz.
Ama bugüne kadar olduğu gibi bugünde, haram helal ver Allah, yiyemezsem al Allah diyenleri de gelecek nesli düşünerek yaşayan toplum önderleri kategorisinde değerlendirirseniz, bu bir çifte standart değil midir?
Evet, saygıdeğer okurlar, Toplum önderleri olarak adlandırdığımız herkes, özelliklede eli kalem tutan yazar ve çizerlerin asli görevi, toplumu yapılanlardan ve yapılması gerektiği halde yapılmayanlardan doğru bilgilendirmektir. Sorumluluk sahibi toplum önderlerinin bunu yapmaları asli görevidir. Yapmamaları büyük eksikliktir ve hatta kusuru örtbas etmeye katkı sağlayarak resmen ve alenen suç işlemektir.
Bunu yaptıkları için hiç kimsenin onlara teşekkür etmelerine gerek yoktur. Ama teşekkür etmeninde zararı değil yararı vardır. Teşekkür ederek medeni cesaretlerinin artmasına ve daha çok çalışmasına önemli katkı sağlamış olursunuz.
Bizde doyduğu ve yaşadığı her yerdeki sorumluluk sahibi belli sayıdaki toplum önderlerinden biri olarak memleketimiz Ünye de gelecek nesli düşünerek yapılan doğrular ile bilerek ya da bilmeyerek gözden kaçırılan doğruları bilgiye ve belgeye dayalı olarak siz saygıdeğer okurlarımızla paylaştık ve paylaşmaya devam ediyoruz.
Yani Toplum adına, eğitimimizle, öğretimimizle, kültürümüzle, görgümüz ve medeni cesaretimizle, bu işi en mükemmel şekilde yapacağımıza inanarak kalemimizle önemli bir önderlik görev üstlenmişiz ve bu görevin etik kurallar çerçevesinde hakkını vermek için mücadele ediyoruz.
Gerçekleri bütün çıplaklığıyla kurumlar ve kişiler nezdinde ortaya koyarken, muhakkak ki muhataplarınız olacak. O an için yapılanlardan yazılanlardan üzülecek kırılacak ama gerçek er ya da geç ortaya çıkacağı için kendiside memnun ve mutlu olacaktır. Çünkü bunu yapan ya da yazanlarda karşısındaki insanların düşmanı değil. Bu memleketin onunla birlikte yaşayan bir ferdidir.
Yapılanlar bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada yapanların yanlarına kar kalmasın istiyorsak gerçeklerden kaçmayalım ve doğruları adam gibi dile getirelim ve böylece Türk toplumunu hak ettiği medeni ülkeler seviyesine yükseltelim.
Sorumluluk sahibi bütün insanlar, özellikle toplum önderi insanlar için, bundan daha doğru, daha güzel ne olabilir ki diyor, saygılar sunuyorum.
Ahmet YENİN
