- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Bir Kitap: “İslam’ı Nasıl Yok Edelim!”

Bu başlık 1710 yılında İngiliz sömürgeler bakanlığınca Arapları Osmanlıya karşı örgütlemek amacıyla gönderilmiş Hampher isimli ajanın anı ve itiraf karışımı kitabına verdiği isimdir aynı zamanda.

Buna hiçte şaşırmamak gerekir; şurası hakikattir ki; küfür İslam'ın olduğu her yerde, onun varlığını söküp atmak ve yerine kendi varlığını oturtmak için elinden gelen bütün mücadeleyi vermiştir, vermektedir ve verecektir... Zira İslam’ın adını dahi duymaya tahammülü yoktur ne küfrün nede elçilerinin. İster Hampher olsun isterse bir başkası, bu böyledir ve bu hal böyle olduğu sürece de o ve onun gibilerin yaptığı bu mücadele devam edecek ve bu melun silahın kurşunları tarih durdukça İslam’ı ve İslam’a inananları hedef alacaktır.

Bu eşyanın, bu fikrin, bu maksadın ve bu mücadelenin tabiatı budur çünkü… Bununla beraber bizdeki eşyanın tabiatı da bir başkadır ve küfre dair bu silahların kurşunları da bizdeki eşyaya, fikre ve maksada has tabiatımızla Kur’an’a sarıldığımız ve ufkumuzu geniş tuttuğumuz müddetçe isabet kaydetmemiştir. İnanmayan Müslüman varsa önce kendi eşyasının ve eşhasının tabiatını kontrol etsin sonrada dönüp Müslüman’a has bu eşya ve eşhasın tarihine baksın…

Öyleki, bu eşya ve bu eşhas her daim kalkan olmuş ve bu melun saldırılardan kurtarmıştır Müslümanları. Ne zamanki onlara hayat veren kurtuluşlarının tek reçetesi dünya ve ahiret mutluluğu olan bu eşya ve eşhastan hatta modernliğin diliyle bu imani ideolojiden uzaklaşmışlar, onu ihmal etmişler işte o zaman da bu melun saldırı ile yaralanmış hatta ölmemişlerse bile ölümlerine ramak kalmıştır.

Her iki kuvvetin eşya ve eşhası böyle olunca ve bir zaman diliminde küfrün eşhası kuvvetlenince Müslümanların başına gelenler de tıpkı o eşya eşhasın tabiatı gibi ayan beyan ortadadır.

İşte bu Hampher denilen cesur Hıristiyan’ın sanki kendi toplumuna değil de, bizlere ders olsun diye yazıp bu günlere ulaşan bu anı ve itiraf karışımı kitabı tamda bu eşya ve eşhas karşılaşması ile bu karşılaşma esnasında olup bitenleri açık etmesi bakımından öncelikle biz Müslümanlar için hayati öneme sahip bir vesika hükmündedir..

Hülasa; mensubu olduğumuz ümmetin tarihi boyunca yaşanan olayların ve daha geniş olarak Müslümanların yaşadığı her yerde onların arasında hüküm süren kin, nefret, tefrika, geri kalmışlık, fikri donukluk, zafiyet, kargaşa gibi bütün kırılmaların kimler tarafından aramıza sokulduğunu ve Müslümanların bu sinsi oyuna nasıl geldiklerini anlatıp, itiraf ediyor Hampher…

Kitabında dediğine göre; 18. yüzyılın başlarında İslam ülkelerinde tıpkı kendisi gibi görevli İngiliz ajanlarının sayısı beşbin civarındaymış ve bu mahir ajanlar tarafından toplanan bilgiler de İngiliz hükümetinin sömürgeler bakanlığınca değerlendirildikten sonra alınan pek çok önlem ve uzun süreli planın temelini oluşturuyormuş…

Kitabı okuduktan cümle İslam âleminde olup biten onca ayrıkçılık, cehalet, fakirlik, hastalık ve ahlaksızlığının habire yayılarak gelişmesi ile Müslümanların nasıl olup ta bu hallere düştüklerini emin olun bütün sebepleriyle göreceksiniz…

Mahir ajanlar dedik ya; gerçekten de mahir adamlar/ajanlar olarak yetişmişler Hampher ve onun gibiler. Mesela en başta Hampher; ilk olarak Arapçayı, tefsiri, fıkhı çok iyi öğrenmek ve Müslümanların durumunu İngiltere'ye rapor etmek için hilafetin başkenti İstanbul'a gönderilmiş. Dersaadette bir süre bulunduktan sonra Irak'a gitmiş. Sonrası malum; Irak'ta da Şii ve Sünni çatışması yaratmak ve Şiileri Osmanlıya karşı ayaklandırmak için çalışmış yıllarca... Bu görevi yerine getirirken de ortalama bir Müslüman gibi yaşamış Hampher; Aynı zamanda casusluk görevini en iyi şekilde yerine getirebilmesi için sömürgeler bakanlığının kendisine İslam ülkeleri ve Müslümanlar hakkında bilgiler içeren iki ciltlik bir kitap verdiğini de eklemiş anılarına… Bu iki ciltlik kitapta olanlar ise Müslümanlara dair akla ziyan derinlikte bilgiler içeriyor, yollar gösteriyor öncelikle de Müslüman’a has o eşya eşhasın niteliği hakkında ipuçları sağlıyormuş Hampher’e… Dağıtılıp yıkılması için çaba sarfedilen bu Müslüman’a özgü halleri tarif ederken de öyle diyormuş mesela:

1) Irkçı taassup la da olsa gelenekçi kültürlerine ve tarihlerine bağlıdırlar;

2) Faizi, ihtikârı (stokçuluk), fesadı, içki ve domuzu haram sayarlar;

3) Din âlimlerine inanç ve imandan kaynaklanan bir sevgi ile bağlanırlar;

4) İslam'ın diğer din ve mezheplerden üstün oluşuna tam bir inançla inanırlar

5) Namaz, oruç, hac gibi dini farizaların ifa edilmesine titizlikle riayet ederler;

6) İslam dini inançlarına iman ve ihlâs ile bağlıdırlar;

7) Çocukların ve gençlerin eğitimine önem verirler, aile bağlarının sağlamlaştırılması ve babaların evlatlarıyla ilişki kurmanın gerekliliğine inanırlar;

8) Fesat ve gayrı meşru ilişkileri önlediği için kadınların örtünmelerine büyük önem verirler;

9) Cemaat namazlarını ihmal etmezler ve Müslümanlar günde birkaç kez bu namazlar vesilesiyle bir araya gelirler;

10) İslam'ın önemli ilkelerinden biri olarak emr-i bil maruf nehy-i anil münker yapmayı farza yakın bir ibadet, vacip kabul ederler;

11) İyilik yapmaya her daim önem verirler,

12) Kur'an’a önem verirler ve cennet vesilesi olacağı için ona uyarlar;

Hampher’in koltuğunun altındaki bu incelikli kitapta ayrıca İslam'ın temel ilkeleri, ahlak ve düsturları maddeler halinde belirtildikten sonra, Müslümanların İslam gerçeğinden habersiz tutulmaları, ayrıca kendi dinlerinin gerçeklerini öğrenmelerine izin verilmemesi gerektiği tembihleniyor ve adeta onlara karşı işleyeceğiniz melanetinizin başarısı için bu sağlam ve dirayetli eşya ile eşhasa dikkat edin öğüdü veriliyormuş..

Bununla da yetinmeyip; sanki de çökerteceklerine dair bir hesaplı bir önyargı ile Müslümanların sömürgeleştirilmesi için alınacak tedbirler de şöyle sıralanıyormuş:

1) Şii ve Sünni Müslümanlar arasında birbirlerine karşı kötümserlik ve suizan duyguları icat edilerek mezhebi ihtilafları körüklemek ve bu uğurda büyük meblağlarda para harcamaktan çekinmemek,

2) Müslümanların cehalet ve bilgisizliğini korumak, her türlü eğitim ve öğretim merkezi kurulmasını önlemek. Büyük din âlimleri ve müçtehitler aleyhine ithamlarda bulunmak,

3) Tembelliği teşvik etmek, ölümden sonraki hayatı anlatarak dünya için çaba sarfetmelerini engellemek. Sonuç olarak Cennete erişebilmek için ölüm meleğinin yolunu gözlemeğe koyulmalarını sağlamak,

4) Her türlü dervişçe yaşama yaygınlık kazandırmak, halkı dünya ve onda olanlardan yüz çevirerek köşelerine çekilmesini sağlayacak kitapların çoğaltılarak halk arasında dağıtılmasını gerçekleştirmek,

5) Seyahat özgürlüğünü ortadan kaldırılmak, fitne ve karışıklığı körükleyip artırmak; kötüleri ve kötülükleri korumak, suçluların cezalandırılmasını önlemek, çapulculuğu teşvik etmek, bunları yapanlara silah ve para dağıtmak,

6) İslam memleketlerinde yoksulluğu, kıtlığı, harabeliği korumak, her türlü imar ve değişikliği önlemek,

7) Fitne ve kargaşalığı körüklemek, İslam ibadet ve takva dinidir, dünya ve dünya işleri ile ilgisi yoktur düşüncesine yaygınlık kazandırmak,

8) Ekonomik alanda gerilemeye yol açarak, işsizliğin ve yoksulluğun yayılmasını sağlamak. Bunlarla birlikte gerileme hızını arttırmak için çiftçilerin harmanını yakmak, ticari gemileri batırmak, ticaret merkezlerinde büyük yangınlar çıkarmak, barajları yıkıp mamur yerleri harabeye çevirmek, halkın içme suyunu zehirlemek gibi eylemlerde bulunmak,

9) Halkı fuhuş, kumar, içki gibi fesatlara sürüklemek,

10) Irkçı ve milliyetçi duygular kamçılamak, eski kültür, dil ve tarihe sıkı sıkıya bağlı olmalarına neden olan düşünceleri takviye etmek,

11) Ailelere nüfuz ederek baba-evlat ilişkileri sömürü kültürünün etkisinde kalacak şekilde düzenlenerek artık büyüklerin nasihatlerinin dinlenmeyeceği derecede bozulmasına çalışmak,

12) Müslümanları ibadetinden alıkoymak, Allah'ın ibadete ihtiyacı yoktur konusu üzerinde durmak,

13) Müslüman kadınların tesettürden vazgeçmeleri için olağanüstü bir çaba sarfetmek,

14) Müslümanların zihnine özgürce düşünme fikrini niçin ve neden sorularını yerleştirmek, Herkes özgürce düşünebilir, istediği her işi yapabilir diye düşünmeye sevk etmek, İyiliklere sevk ve kötülüklerden alıkoymak vacip değildir dedirtmek, İslam ahkâmını yaymak gerekmez diye inandırmak,

En başta Hampher ve onu gibilere mahir dememiz boşuna değilmiş demek ki, zira bu maharet koltuklarının altındaki kitapta da görüleceği gibi, öylesine elde edilmiş bir maharet olmanın ötesinde bir devlet politikasıymış demek ki…

Ayrıca sömürgeler bakanlığı yüzyıl içinde İslam ve Müslümanları yenmek için takip edeceği çizgiyi de belirtmekten geri durmamış ve buna göre ayarlanan böl ve yok et planı ile de yüzyıl sonra İslam’ın tümüyle dünya yüzünden kalkarak sadece bir isim şeklinde kalacağını hükmetmiş…

İşte o böl ve yok et planından kısa başlıklar;

1) Rusya imparatorluğu ile güneyinde bulunan Buhara, Tacikistan, Ermenistan, Kuzey Horasan, Maveraünnehr gibi Müslüman bölgelere nüfuz etmek ve yine İran'a ait olan Türkmenistan ve Azerbaycan topraklarını istila etmek için geniş ve etkili işbirliği yapmak.

2) Fransa ile Müslüman devletleri içten ve dıştan yıkmak hususunda işbirliği yapmak.

3) İran ve Osmanlı arasında çok eskiye dayanan anlaşmazlıkları körüklemek, Türkler ile Farslar arasındaki kadim etnik düşmanlığın ateşini alevlendirmek. Irak ve İran'ın büyük şehirlerinin civarında yaşayan kabile ve aşiretler arasındaki anlaşmazlığı kışkırtmak. İslam'dan önceki din ve mezhepleri yaymak için çaba sarfetmek. Hatta İran, Mezopotamya ve Mısır'da unutulmuş gelenekleri yeniden canlandırarak buradaki Müslümanlar ile diğer dinlere mensup olanlar arasındaki geçimsizlik ateşlendirmek.

4) İslam ülkelerinin bazı arazi, şehir ve köylerini Gayri Müslimlere tahsis etmelerini teşvik etmek. Örneğin;  Medine'ye Yahudiler, İskenderiye limanına Hıristiyanlar, İran'ın Yezd şehrine Zerdüştiler, Irak'taki Amare'ye Saibi'ler (Hıristiyanlığın bir kolu), Kirmanşah'a Aliyülahiler, Buxşehir ve diğerlerine Hintlileri iskân etmek için idarecileri ikna emek. Lübnan'da Trablus’u Dürzî kabilelere, Garz’ı Şii Alevilere, Maskat’ı Haricilere tahsis etmeye çalışmak. Bu bölgeleri azınlıklara bıraktıktan sonra onları maddi, askeri ve savaş teçhizatı bakımından desteklemek.

5) Güçlü Osmanlı devletini parçalayarak küçük yerli yönetimler icat etmek, bir taraftan onlar ile merkezi hükümet arasında çatışma ve anlaşmazlık çıkarmak diğer taraftan da böl yok et planını uygulamak için çok dakik ve uygulanabilir bir harita hazırlamak.

6) Düzgün ve planlı bir biçimde İslami bölgelerde uyduruk mezhep ve inançların propagandasını yapmak. Öyle ki, propaganda yapıldıktan sonra çeşitli halk kitlelerinde müsait fikri zeminler oluşturabilmek. Tabii olarak bu sahte mezheplerin propagandasını sadece Şiiler arasında değil dört Sünni mezhep arasında da bu gibi uydurma mezhepler icat etmek. Bu fırkalar arasında da şiddetli çatışmalar çıkarmak, her fırkanın kendini gerçek Müslüman ve diğerlerini kâfir, mürtet ve katli vacip addetmesini sağlamak.

7) Zina, livata, içki içmek, kumar oynamak ve oynatmak bu melanetleri Müslümanlar arasında yaygınlaştırılmaya çalışmak.

8) İslam beldelerinde hassas işlerin sorumluluğuna, fasit ve temiz olmayan kimseleri tayin ettirmeye çalışmak, hatta mümkün ise bunların İngiliz sömürgeler bakanlığı memurlarından seçilmesini sağlamak.

9) Arap olmayan Müslüman bölgelerde Arap dilinin yayılmasını önlenmek. Bu bölgelerde Kürtçe, Peştuca ve Urduca dilleri gibi milli dil ve kültürlerin propagandası yapmak. Arap kabileleri arasında kendilerine has lehçelerin yayılmasına ve bu lehçelerin fasih Arapçanın yerini almasına özen göstermek. Böylece Arapların Kur'an’la bağlarını koparmaya çalışmak.

10) Hıristiyanlığı çeşitli İslam toplumlarında; maliye memurları, tabipler, mühendisler ve bunlara bağlı kişiler arasında yaymaya çalışmak. Kilise, özel okul ve bunlara bağlı sağlık ocaklarının sayısını arttırmak, propaganda mahiyetli kitapların ücretsiz dağıtımı ile ve Hıristiyan takviminin İslam takviminin yerine geçirilmesi gibi konulara önem vermek.

11) Müslüman genç erkek ve kızlar arasında kayıtsızlık ve dinsizliği yaymak, İslam ilkelerine yönelik şüphe ve kuşkular uyandırmak. Kiliseye bağlı okullarda ahlaka ve İslam'a uymayan kitaplar ve yayınlar dağıtmak, gayri ahlaki ilişkiler için spor merkezleri kurmak, gençlerin gayrimüslim dost edinmelerini sağlamak. Yahudi, Hıristiyan ve diğer dinlere mensup gençlerin katıldığı dernekler kurmak. Mümkün olan her vesileyi kullanarak Müslüman gençleri tuzağa düşürmek..

12) İslam ülkeleri içinde ve dışında Müslümanlar ile gayrimüslimler arasında çatışma ve kargaşa yaratmak veya Müslüman fırkalar arasındaki İslam ittihadını zayıflatmak. Böylece gelişme ve ilerlemelerini engellemek amacıyla aralarında sürekli ihtilaf ve geçimsizlik yaratarak, diğer meselelerle ilgilenmelerini önlemek ve mevcut vahdeti ortadan kaldırmak. Fikri güçlerini, milli servetlerini ve mali hazinelerini boşa harcatmak, gençlerin şevk dolu faal ruhlarını ortadan kaldırmak.

13) İslam ülkelerinin tarımlarını veya diğer gelir kaynaklarını ve milli ekonomilerini felce uğratmak amacıyla; barajları yıkmak. Su kaynaklarını ortadan kaldırmak.. Tembellik ve uyuşukluğu teşvik etmek.. Yeni üretim imkânlarını sekteye uğratmak için halkın bıkkınlık ve nefret duygusunu güçlendirmek. Kahvehane ve eğlence yerlerini arttırmak.. Halk arasında esrar ve diğer uyuşturucu madde alışkanlığını yaygınlaştırmak..

Evet, görüldüğü gibi bu maddeler yoruma mahal bırakmayacak kadar açık ve net. Küfrün mahir adamları/ajanları ve yolcuları her asır ve zamanda İslam'ı ve Müslümanları yok etmek için akla hayale gelmeyen planlarını işte böyle uygulamışlar ve savaş meydanlarında yenemedikleri Müslümanları içten içe yıkmaya karar vermişler ve maalesef büyük uğraşlar neticesinde de bu emellerine işte böylece ulaşmışlardır.

Bununla da kalmayıp bu planlarını da uzun vadelerde de uygulamaktan beri durmamışlar… Kitapta bu konuyla ilgili olarak sömürgeler bakanı yardımcısı şöyle diyor: “Ben sana müjde veriyorum bir asır zarfında istediklerimize kavuşacağız. Eğer bugünkü İngiliz nesli gelecekteki zaferleri göremeyecek olsalar bile, sonraki evlatlarımız bu mutlu günleri göreceklerdir. Ne güzel söylemiş İran atasözü öncekiler ekti, biz yedik diye. Büyük Britanya İslam’ı parçalamakta muvaffak olduğu vakit Hıristiyanlık âlemi oniki asırda katlandığı tüm eziyet ve zahmetlerden kurtulacaktır. Hıristiyanlığa hiçbir yararı olmayan haçlı savaşları gibi Moğol hücumları onca yağma yıkma ve tahribata rağmen İslam'ı yok edemedi. Ancak bizim İslam ile savaşımız Moğollar gibi sadece birtakım askeri harekâtlar ve yakıp yıkmalar, yağmalamalar değildir. Bu işte pek acelemiz yoktur. Büyük Britanya devleti; ciddi bir mütalaa ve çok iyi bir planlama ile İslam'ın yok edilişi için adım atacaktır. Düzenli ve dakik planların uygulamasını sabırla izleyecektir. Sonunda amacına ulaşacaktır. Tabi ki, zaruret icap ettiği zamanlar ateşli silahlarımızla da saldıracağız. Ancak savaş son başvuracağımız yoldur. Buna da İslam topraklarında tam hâkimiyet elde edince bize başkaldıranları ezmek için başvuracağız.”

Buraya kadar yazılan maddelerden de anlaşılacağı gibi batıl hakkı yok etmek için en sinsi oyunlarını kıyamete dek oynayacaktır. Ne üzücüdür ki; İslam ümmeti bu sinsi oyunlara gelmiş ve 14 asır varlığını sürdüren dünyaya nam salmış, eşi benzeri görülmemiş adalet, saadet, huzur ve ahlak timsali İslam'ın devleti yok edilmiştir.

Ezcümle; Müslümanları sömürgeleştirmek için sayılan bütün bu maddeler bugün itibarıyla gerçekleşmiş durumdadır. Ve hala da uyuyan devin uyanmaması için bütün bu oyunlar, entrikalar, savaşlar vs. devam edecektir…

Onların devletleri, kiliseleri, yöneticileri ta o zamandan, hampher ve benzerlerini göndermeden önceki daha eski zamanlardan beri böyle plan çizmiş, böyle davranmıştır çünkü…

Oysa Allah-u Teâlâ buyurmuştur ki;

“...Kâfirler, ellerinden gelse sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşa devam edeceklerdir...”(Bakara:217)

“Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri durmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır. Kalplerinde sakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür. Eğer düşünüp anlıyorsanız, ayetlerimizi size açıklamış bulunuyoruz.” (Al-i İmran:118)

Kâfirler mallarını insanları Allah yolundan saptırmak için harcamaktadırlar.” (Enfal:36)

“Harcamaya da devam edeceklerdir.” (Enfal:36)

“Sonra bu yaptıklarına büyük bir hasret duyacaklardır (emellerine ulaşamayacaklardır.)” (Enfal:36)

“Sonra mağlup olacaklardır.” (Enfal:36)

“Sonra bütün kâfirler topluca; cehenneme sürülecektir.” (Enfal:36)

“Size bir iyilik olursa bu onları tasalandırır; size bir kötülük dokunursa bundan mutluluk duyarlar.” (Al-i İmran:120)

Bize düşen Rabbimizin bizi defalarca ayeti kerimelerde uyardığı gibi kâfirlerin asla ve kat'a bizim dostumuz olamayacağı gerçeğini idrak etmek ve onların oyunlarına ve tuzaklarına asla düşmemektir. Çünkü onlar dinimizi değiştirmediğimiz müddetçe bizden asla razı olmayacaklardır.

Unutmayalım ki Allah nurunu tamamlayacaktır ve unutmayalım ki, o gün tamamlanacak olan o nur’a layık olmak gerekmektedir…

Başka yolu yoktur ve onların destekleyicileri öyle dese de Allah böyle buyurmuştur çünkü…

_________

“İslam'ı Nasıl Yok Edelim!” / Bir İngiliz Ajanının Hatıraları, HAMPHER, Nehir Yayınları.

 

 

Comments Disabled (Open | Close)

Comments Disabled To "Bir Kitap: “İslam’ı Nasıl Yok Edelim!”"

#1 Comment By vuslat On 22 Nisan 2011 @ 03:10

abim emeğine sağlık Allah razı olsun Allahım kararan kalplerimizi aydınlatsın bizleri göz açıp kapayıncaya kadar bize bırakmasın Allah muhafaza mum ışığı misali şeytanın askerlerine hizmet ettirmesin Mevlam bizleri

#2 Comment By Zübeyir Yetik On 22 Nisan 2011 @ 13:30

Teşekkürler, değerli kardeşim...

#3 Comment By Murat Serdar Arslantürk On 22 Nisan 2011 @ 14:45

Çok ilginç; yapılacaklar listesi AKP'nin 9 senedir yaptıkları ve önümüzdeki süreçte yapmaya devam edeceğini vaat ettiği her şeyi içeriyor. Acaba bu kitap AKP'nin gizli kitabı olabilir mi?