content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

23 Mar

Beynimizin Sol Yanını Kullanabilen Toplu Olmak

Atatürk bir konuşmasında, ''Ben sizlere akıl ve bilimi, miras olarak bırakıyorum'' demişti ve yine konuşmasında, ''Batı'nın kültürünü ve çağdaş değerlerini alarak değişim içinde kalan bir toplum olmanın önemini anlatıyorum'' dedi. Bugün baktığımda bu değerlerden eser kalmamış, özellikle Avrupa'da yaşayan Türk toplumu adına bu gerçeği söyleyebiliriz. Almanya bu değişimin tıkandığı tek ülke bana göre, 45 yıldır bu ülkede yaşayan toplum, yaşamın tüm zorluklarını sıkıntılarını tüm acımasızlıklarıyla yaşamıyor mu? Bunu şu ana kadar kim değiştirebildiki, her dönem gelen hükümetler sadece kendi siyasal imtiyazlı kimliklerini düşünerek, aldıkları sorumlulukları unutup kendi toplumunu ve sıkıntılarını hiç gündeme getirmediler.

Almanya'da yaşayan Türk toplumu yaşadığı sürece özellikle çok önemli olan Enteğrasyon, eğitim, kültürel çalışmalar, sanatsal değişim süreci sanatın tüm getirdiği gelişimlerden uzakta bırakılmadı mı? Bir zaman yıkılmış Almanya'ya yön veren bir Türk toplumu vardı. Bu süreçte keşke birileri geleceğe farklı bakan kendi toplumu adına çok daha kararlı ve yapısal çalışmalar içinde olabilselerdi. Şimdi Almanya'nın iki yüzünü ve bu gerçeği yaşamasaydı. Araştıran okuyan sanata bilime tiyatroya gazete ve kitap okumaya aşık meraklı hevesli bir toplum olabilseydik, Kenya'nın bağımsızlık savaşcısı ve kurucusu olan Jomo Kemyatta ''Batı'lılar kendi ülkelerine gelen yabancıların ellerine birer umut verip dua etmelerini sonrada çalışmalarını söylediler, yorgunluktan uyumaya bile zaman bulamayan bu insanlar, birgün uykudan uyandıklarında tüm umutları ellerinden alınmıştı" diyor bir yazısında.

İşte Almanya'da iki yüzlülüğünü burada Türk toplumu adına gösterdi. Şimdi Türk toplumu gözlerini açtı ama artık çok geç, ellerimizi bir kere taşın altından bir türlü kaldıramıyoruz yükümüz çok ağır, onlar da bunu çok iyi biliyor ve her geçen zaman içinde yine olmayacak kararlarla ülkesinde yaşayan tüm yabancı toplumlar arasında sanırım Türkler bundan zarar görüyor. Sıkıntılı sancılı bir yaşam içinde kalmış Türk toplumu.

1981 yılında Nobel edebiyat ödülü kazanan Roger Sperry,''insanların sağ yanı duyguyu, sol yanı da mantıksal düşünceyi yansıtan işlemleri yerine getirir'' dedi. Biz burada her ikisinide yaşayabilecek düşünebilecek bir toplum olamadık ama hep sağ tarafımızla düşünmeye başladık. Sadece kazanmak para kazanmak başka bir düşüncemiz olmadı. Çocuklarımıza bırakacağımız miras sadece para ve yine para oldu. Şimdi hasta ve yaşlı bir toplum olmanın sıkıntılarını yaşamak çok acı değil mi? Son kuşaklar sadece biraz eğitimsel değerleri düşünmeye başladı, bu gün tüm sıkıntılara karşın, Almanya'da okumuş ve belli yerlerde söz sahibi olmuş sayı var. Ama yine de bu yeterli değil bana göre. Asıl değişim için gerekli olan sanat kültür edebiyat tiyatro şiir vs. Edebiyatın sanatın tüm dallarına hevesli okuyan araştıran bir toplum, işte bu önemli bana göre.

Alman Doğu Enstitüsünden Udo Steinbach, ''Türk toplumu aptal ve kandırılmaya meyilli, bazende uyuşuk'' demişti. Almanya için kullanılmaya hazır bir millet olmanın burada açıklamasını yapanda yine bir Alman değil mi? Şimdi nasılda bu sonu hazırladık biz bunu bile bile kendi toplumumuza ama kimsenin hala umurunda değil galiba.

Göç yasasının getirdiği sıkıntıları hala aşamadı Türk toplumu. Yabancı düşmanlığının verdiği tedirginlikte yine buna yakın kendi toplumumuz değil mi? Okullarda Türk yansımalarının motiflerinin adının silinmesi kullanılmaması konusunda hala baskı var. Alman Martin Soder, tüm Alman okullarında Türkçe değil hristiyanlığın sembolleri (Haç) asılacak diye karar alınmasını sağladı. Kimse buna ses bile çıkaramdı. Almanya'da birçok derneklerimiz var bana göre zaman zaman çok etkisiz kalıyorlar. Bugüne kadar yapılan tüm çalışmalar tartışılır olmalı,daha sağlıklı kararlar alınması adına eleştirilir olmalı,kendi toplumumuz adına çağdaş değişimler adına farklı projeler yaratılmalı. Bunlar hayata geçirilmeli, anlamsız boş şeylerle artık zaman geçirmemeliyiz. Bu ülkede yaşıyor olacaksak bu rasyonal kalıcı projeler kararlar çalışmalar çok önemli olmalı. Gazete kitap okuyan sinemaya giden edebiyatı seven şiiri seven araştıran bir toplum olmalıyız. Biz bir yılda değil belkide beş yılda bile bir kitap okumayan bir toplum yaratmadık mı burada? Kendi evrensel haklarını savunamayan bir toplum yaratmadık mı? Bundan sonrası için daha rasyonal kararlar almalıyız, daha kalıcı etkin bir beraberlik oluşturup sanatçısıyla, siyasetcisiyle, akademisyeniyle burada kalıcı olduğumuzu ve yaşama hakkımızın tüm evrensel haklarımızın sağlanması noktasındaki kararlılığımızı göstermeliyiz. Bunu yaparkende tüm dönemlerde kendi toplumunu sadece seçilme anında kullanmak adına hatırlayan Ankara'ya mesaj olarak vermeyi de unutmamalıyız.

Almanya'da yaşam her geçen dönemde dahada zorlaşacağı kesin. Ama burada yaşamak adına Türk toplumunun bundan sonrasında daha kararlı ve sağduyulu olması gerekmektedir.  Roger Sperry'nin mantığıyla yaklaşacak olursak beynimizin her zaman sol yanını kullanmalıyız.

Avrupada kendi toplumunun yaşamını kaderini geleceğini, Batı'nın kıskacında bırakmanın acaba sorumluluğunu şimdi kimler duyuyor?

Türkiye'yi Atatürk'ün bıraktığı aydınlık ve çağdaş kültürel mirasın dışında tutmayı becerenler acaba bunun farkındalar mı? Sanmıyorum ama yarın bu ülkede ''Ilımlılık anlayışı'' hakim olursa, işte o zaman Türkiye'nin gelecekteki yaşayacağı sıkıntıların sonucundaki tıkanmayı halk yaşayacak. Karl Marx-Sokrat mantığının gölgesinde kalan bir toplum yaratmanın gölgesinde siyaset yapmak ve bununda sonucunda, buna halk iktidarı adını koymak bana göre çok sakıncalı derim. Daha sonra bunun adına yine çok tehlikeli olan ''MİTOZASYON'' demek adını koymak daha da felaket olacaktır. İşte mayın temizleme konusundaki gelinen noktada Türkiye'yi bekleyen yaşanacaklıkta bunun adı olacaktır bana göre. Hükümet bu konuda tamamiyle ciddi sonuçlar doğuracak bir kararı kimseye sormadan çıkardı. Başbakan hala 30 milyona yaklaşan açlık ve yoksulluk sınırında olan bir ülkede, 60 milyon Dolar vererek yeni bir uçak alabiliyor. Uluslararası saygınlığını yitirmiş bir ülkenin başbakanı ve Batı ile kavgalı yıllardır yansıtılan resim ortada. AB noktasında gelinen sonuç ortada son (AP) seçimlerinde Türkiye karşıtı politika yürütenlerin başarılı olmaları bile, olmayan bir lobi çalışmasının gerekliliğini şimdi dahada önemli kılmıyor mu?. Düşüncenin bile yargılandığı bir ülke, askerin iktidarı ele geçirmesine gerek yok, ülkede zaten bu müdahale ''Ilımlı bir sistemin çağdaş Atatürk değerlerine karşı'' bu hükümet döneminde yaşanmadığını kim söyleyebilir?

Kaynayan bir Ortadoğu ve Türkiye bu cehenmenin gelecekte neresinde kalacak acaba? Ülkeyi bu noktaya getirenlere bunu sormalı derim. Dilerim ben yanılırım,ama bunun böyle olmayacağını biliyorum,yazık ediyoruz bu güzelim ülkeye. Bilimden, sanattan değişimden, çağdaşlıktan, sanatçıdan, Cumhuriyet'ten ve ATATÜRK'den, hala rahatsızlık duyanlara bu duyguları nasıl anlatabiliriz bunu da söylemekten bazen korkuyorum. Ama yinede beni sevindiren bir gerçekte var, oda hala ''Roger Sperry'' in savunduğu gerçek. Adıda, BEYNİMİZİN SOL YANINI KULLANABİLEN TOPLUM OLMAK.

Prof. Dr. Levent Seçer

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank