- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Bedri Rahmi Eyüboğlu

Bugün 21 Eylül, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun ölüm yıldönümü. Dizelerini bir ressam gözüyle, doğanın ve yaşadığı yörenin tüm alacasını yansıtarak biçimleyen usta bir kalem, şair, yazar, ressam. Şiirlerinde gördüğü duyduğu her şeyi hissederiz. Adeta kanatlanmak ister şiirleriyle. Yedi kat göğün ardını ararken, biraz derviş, biraz mistik, kafası kızdığındaysa sıkı bir isyancıdır Bedri Rahmi.
Yaşar Kemal, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun hastalanmasını çok sevdiği ağabeyi Sabahattin Eyüboğlu’nun tutuklanmasına ve ölümüne bağlar. Vedat Günyol da bu sava katılır. Dağlarca daha sonra Bedri Rahmi’den geriye kalanı şöyle seslendirir;
“Sanki maviliğe bir kırmızı çıngırak çıkar
Ne bileyim bu ev nerelere yakın
Kardeş Eyüboğlu nerelere uzak çıkar”
Edebiyatımıza ve resim sanatına katkıları yadsınamayacak büyük şairimizi rahmetle anıyoruz.
Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun yaşamından kısa bir anekdot;
Her zaman Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun eşine olan aşkı konuşulmuştur.

Aşk mektupları dillere destandır. Özellikle Karadut şiirinde “Kadınım, kısrağım, karımsın” derken herkesin sandığı gibi karısı değildir anlattığı. Bu şiir Bedri Rahmi’nin asistanlık yaptığı Güzel Sanatlar Akademisi’nin heykel bölümüne misafir öğrenci olarak gelen Mari Gerekmezyan için yazılmıştır.O dönem askerliğini yapmakta olan şair-ressam’ın kalbine “Kara saplı bir bıçak gibi” saplanmıştır Mari. Bir büstünü yapar Bedri Rahmi’nin.

Karşılığında ise Bedri Rahmi Mari’nin çeşit çeşit portresini yapar ve yazdığı şiirlerle birlikte sunar. Artık tüm İstanbul bu aşkı konuşur olmuştur.Eren Eyüboğlu ise bu sıralar sabırla kocasının kendisine dönmesini beklemektedir. 1946 yılında Mari menenjit tüberküloz kapar.İyileşmesi için antibiyotik lazımdır ve savaş zamanıdır.

İlaç bulabilmek çok zordur. Bu yolda tablolarını yok pahasına satışa sunar Bedri Rahmi. Ancak tüm bu çabalar sonuç vermez. İstanbul Alman Hastanesi’nden ölüm haberi gelir Mari’nin. Yıkılmıştır Bedri Rahmi. Evine döner. Onu teselli eden ise karısı Eren Eyüboğlu olacaktır. Bu zor dönemi atlatmasına yardımcı olur, onun yeniden sanatıyla buluşmasını sağlar.

Onu iyileştirdiğini düşünür. Ta ki 1949 da İstanbul Büyük Kulüp’teki geceye kadar. O gece Bedri Rahmi’den bir şiir okuması istenilir. Çıkar ve okumaya başlar;
“Karadutum, çatal karam, çingenem
Daha nem olacaktın birtanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın…”
Şiirin bu kısmına gelmişken gözünden yaşlar dökülür. Herkes anlamıştır sebebini. En çok anlayan da karısıdır. Yıllar sonra o geceyi eşine yazdığı bir mektupta dile getirir. Gözyaşları akmıştır. Çünkü o şiir Mari için yazılmıştır ve Mari üç yıl önce ölmüştür.