content Yıl 1971-72 ilk şiirler ve sonrası... Şiirler, köşe yazıları son birkaç yıldır yaptığım araştırmalar...Bir çok antolojide yer aldım.Sayısını hatırlamadığım edebiyat sitelerinde yayınlanmakta olan şiirler, denemeler ve hikayelerim var... İnternet radyolarında yayımcılık yapıyorum. İşte şimdi de burada da sizlerle birlikte olmaya devam edeceğim...
16 Eyl

Bayramın Ardından

Elini alnına dayamış, sessizce pencereden dışarısını izliyordu…

”Hava bulutlumu ola” diye geçirirken içinden, elini yüzüne götürüp usul, usul ovaladı gözlerini, “yok yok hava bulutlu” dedi kendi kendine…

Ve ardından ”İşte bir bayramda böylesine geldi de geçti bile” diyerek söylendi başını sağa sola sallarken…

Sonra, sokaktaki koşuşturan çocuklara bakmaya başladı, hala daha geçmiş bayramın izleri vardı yüzlerinde...

Bayram sevincini nasılda yaşıyorlardı çocuklar… Bayramı yaşayan galiba çocuklar, büyükler bayramdan bir şey anlamıyor! Diye düşündü.

Bir an kendini yıllar öncesinin bayram anılarının içinde buldu...

Ahh ahhh ne günlerdi o günler, gızımda oğlumda ufacıklardı…

Daha bayram öncesinden başlardı heyecanları… İkisinin keyifli telaşları gözlerimin önünden hiç gitmiyor…

Bayram sabahı erkenden kalkıp baba oğul bayram namazına giderlerdi, onlar camiden dönene kadar biz kahvaltımızı hazırlardık gızımla… Bayram namazından gelir gelmez hemen kahvaltı sinisinin başına geçerdik, bi güzel karnımızı doyurup kalkardık ardından sırasıyla öncelikle oğlum öpsün beklerdik ama nedense hep gızım öperdi babasının elini sonra da oğlum… Ardından benim elimi öpmeye gelirdi sıra… Onlar benim elimi öperken babaları da cebinden bayram harçlığı çıkarırdı… Daha odadan çıkar çıkmaz hemen iki kardeş babalarının kaç para bayram harçlığı verdiğine bakarlardı usulca, bir birlerine belli etmeden…

Şimdi büyüdüler, yıllar ne çabukta gelip geçmişti tabi büyüyeceklerdi ama onlar benim gözümde babalarının gözünde hep birer çocuktular...

Yaaa dünya böyle işte onlar büyüdü bizler yaşlanmaya başladık…

Önce gızım evden gitti gurbete okuyacakmış, okuyup eğitmen olacakmış, sonra oğlum iş dedi gitti…

Sonra da babaları… Babaları dönülmez yola gitti…

Ne olduğunu bile anlamadım. Ne olmuştu yaaa!..  Bir gün gomşunun oğlan seslendi

— Hayriye teyze Hayriye teyze! Rıfat amca kahvede fenalaşmış hastaneye götürmüşler hadi gel çabuk gidelim! ...

Apar topar hazırlanıp düşmüştüm yola…

Ve sonrası malum o da dönülmez yola gitti!...

Hep hasret olmadı mı?

Hep özleyiş, sessizce bekleyiş

Çatılan kaşlar, buğulu gözler

Gidenlerin ardından.

Eee bu gidişin özleyişi başka, hasreti başka işte yaşayan bilir gayrı bunu...

Vay başım vayyy vayy… Kaç bayram geçti onsuz?

Çocuklar her ne kadar dese de “anne sen yorulup gitme babamızın mezarına, biz gelir seni götürürüz” diye olmuyor be guzularım olmuyor. Bu ayaklar ille beni ona götürüyor işte, size bişeycik demiyom emme ben onu özlüyom… Size kalsa beni çoktan uçuracaksınız yanınıza emme olmuyor oğul, olmuyor gızım olmuyor…

Nafile bu bekleyiş bu özleyiş,

Bilmeyecekler yazılan şiirleri,

Duymayacaklar söylenen şarkıları,

Gidenler ardından...

O beni bi başıma koyup gitti buralarda ama ben onu koyup gidemiyom işte… Onun yokluğu bir yandan, sizlerin hasreti bir yandan işte böyle gelip geçiyor günlerim de “Bayramlarım” da… Bir Bayramda böylece gelip geçti işte sizlere hasret, gelmeyecenizi bile bile yol gözlemekle…

Bayramlar ağlamak için mi vardır,

Yoksa bayram geldiğinde mi ağlarız.

Aslında hep yalnızız da

Farkında mı değiliz.

Bayramlar geldiğinde mi?

Yalnızlığımızı anlarız.

Bu türküler, şarkılar

Hep mi hüzünlüydü

Ben mi anlamadım.

Neden içimi sızlatıyor şimdi

Bu şarkılar

Yalnızlığımı anlatıyor.

Neden gözlerim buğulandı

Hani derler ya

Sol yanım sızlıyor diye

İşte bu türkü

Sol yanımı sızlatıyor.

Bayramlar ağlamak için mi vardır

Yoksa bayram geldiğinde mi ağlarız...

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank