content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

19 Eki

Aşk Gemisinde İşçiye Ölmek Düşer

Öyle alışmışız ki aynı konuların karşımıza çıkarılmasına, acil çözüm bekleyen diğer başlıkları görmüyor Türkiye.

Ne kadar canımız yanarsa yansın, kaç canı yitirirsek yitirelim, bazılarının gündemdeki yerleri, bir iki gün içinde konu kapanıncaya kadar... Görmezlikten gelinen, sermayeyi ürkütmemek adına çözümlerin bir sonraya ertelendiği iş kazaları mesala... 10 yılda 12 bin işçi hayatını kaybetti. Günde en az üç beden yok olup gidiyor. Maden işçileri, gemi söküm işçileri, inşaat işçileri sorumluların tedbirsizlikleri, patronlarının bir an önce para kazanalım aceleciliği, bitmez tükenmez kâr hırsları için onların bedenleri ne ki? Çoğu asgari ücrete çalışıyor, biri yitip gitse yerine anında onlarca aday var.  Evrensel emek sermaye çelişkisinin yanında, ülkemizde yap boza dönmüş işçi-işgüvenliği mevzuatı ve 1 milyon 500 bine ulaşan işletmenin denetimini yapacak iş müfettişi eksikliği de eklenince kaçınılmaz sondan kaçılmıyor...

***

Bugün İzmir’in iki büyük oteli, Hilton ve yakın zamana kadarki adıyla Crown Plaza ile gurur duyuyoruz değil mi? Ben de duyuyorum. Ama...

Çook uzun yıllar, bu iki otelde ne zaman bir organizasyona gitsem ya da önünden geçsem aklım inşaat sırasında kaybedilen işçilerdeydi.  Hatta saflık işte o beş yıldızlı görkemli otellerden biri tamamlandığında, girişte asılı teşekkür levhasında ölen iki işçinin adını aramışlığım dahi olmuştur.  Hani belki ‘Otelimizin yapımında kaybettiğimiz işçilerimizi de minnetle anarız’ gibilerinden... İnşaat tamamlanmak üzereydi ve kopan halatlarla gökkubbeden 100 metre aşağıya çakılmışlardı, açıklama şöyleydi, “basit bir kaza...” Basit bir kaza! Herbirinin öyküleri vardı aklıma kazılan. Asgari ücrete razı, o otelde bir aylık maaşlarıyla bir gece zor kalacak türdendi yaşamları. Sonra ben de unuttum, herkes unuttu, iktidarlar yıllarca pek iştahla unuttu kazalarda yitirilen işçileri, iş güvenliği ve işçi sağlığını... Geçen gün bir kez daha unutmak üzere hatırladık konuyu, iki işçimizi yine basit (!) bir kazayla kaybedince.

***

Aliağa sökümde ölen işçiler kendileri merak etmiş aşk gemisinin en tehlikeli bölümünü. Aslında “aşk gemisinde mutlu mutlu öldüler” diye bir açıklama da yapabilirlerdi.

Neyse ki o kadarını yapmadılar ama birbirinden komik, inandırıcı olmayan gerekçeler ortaya koymaya çalıştılar. O ölen, yaralanan işçilerimiz Aşk Gemisi dizisini izlemişler miydi, bir gün çoluk çocuk böyle bir gemiyle dünyayı gezelim diye akıllarından geçirmiş olabilir mi, sanmam, aynı bu gemide onlara ancak ölümün düşeceğini bilemeyecekleri gibi.

***

Aliağa’daki gemi söküm işçilerinin durumu ayrı bir felaket. Tuzla’dan İzmir’e uzanan bölgede hala gemi üretecek tersanemiz yok ama tüm dünyanın çöp diye gördüğü, çevresel etkileri nedeniyle başından atmaya çalıştığı hurda gemi söküm ve geri dönüşüm tesisleri Aliağa’yı sarmış durumda.

Aliağa Gemi Söküm Bölgesi olarak anılan alanda 21 firma faaliyet gösteriyor. Bölgede 2011'de 653 bin ton hurda üretilirken, 2012’de ekonomik dalgalanmalarla hurdaya ayrılan gemi sayısındaki artış nedeniyle kapasite 282 gemi sökümüyle 927 bin tona ulaştı.

Yani dünya yeni gemiler üretirken biz ancak işin en pis kısmını, gemi sökümünü yapabiliyoruz.

Hurdacılık alanındaki bu başarı (!) grafiğimizi de yıllardır işçilerin maskelerini bile kendileri almak zorunda kaldığı standartlarla büyütüyoruz.

Bırakın diğer önlemleri gemi sökümünde 'Gaz-Free' uygulaması (*) kanunlara göre şartken kimsenin taktığı yok.

1990’lı 2000’li yıllarda ölümle sonuçlanan iş kazaları ve çevre kirliği o kadar arttı ki meslek odalarının çabalarıyla oluşan kamuoyu baskısı sonucu 8 Mart 2004 tarihinde Gemi Söküm Bölgesi Yönetmeliği yayınlandı.  Yönetmeliğin 8. maddesi ‘Gaz-Free belgesi almış olsa dahi sökümden önce tanklarda yarım günlük veya gün aşırı gaz ölçümleri gemi sökümcüsü tarafından yetkileri hükümetçe belirlenmiş teknik elemanlarca veya akredite olmuş kurum ve kuruluşlarca yaptırılacak, Liman Başkanlığınca yapılacak denetimlerde bu belgeler gösterilecektir’ diyor

Soruyorum…

Aşk gemisini geri dönüştürmenin başlangıç aşamasında ‘Gas Free’ işlemi yapıldı mı? Liman Başkanlığı o gün gerekli denetimleri yaptı mı, belgeleri nerede? Türkiye’de sayıları 3 bin 500 civarında olan ve 1.5 işletmeyi denetlemesi beklenen iş müfettişlerinin Ege’de ve Aliağa’daki sayısı nedir?

Eğer ‘Gas Free’ işlemi yapılsaydı ölen işçiler şimdi hayattaydı.

Peki genelde iş güvencesine yönelik önlemler artıyor mu? Hayır erteleniyor, yine ertelendi. Yine 2 Agustos 2013 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 26495 sayılı Torba Kanundaki düzenleme ile 6331 sayılı İş sağlığı, iş güvenliği kanunun 56. maddesi değiştirilerek birtakım düzenlemelere yeniden erteleme geldi.

İş kazalarında Avrupa birinciliğini işte böyle kazanıyoruz biz!...

Gas-Free İşlemi nedir:

Sökümü yapılacak gemide yanıcı, patlayıcı ve parlayıcı maddelerin kullanıldığı veya depolandığı kapalı mahallerin söküm öncesinde ortamda serbest halde bulunan gazlardan arındırılarak, sıcak çalışma uygulanarak insan çalışacak vaziyete getirilmesi işlemi.

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank