- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Al, Sana “Kürt Açılımı”

Yıllardır söylüyoruz, yazıyoruz; dinleyen yok: Osmanlı Devletin bütün topraklarını açılımlar sonunda kaybetti. “Girit Açılımı” ile Girit Adası Osmanlı’nın elinden çıktı. Sakız Adası, Mora Adası, Bulgaristan, Romanya, hatta Yunanistan, Mısır, Kuzey Afrika Ülkeleri hep açılımlar sonunda kaybedildi. Osmanlı topraklarının çok az bölümü, savaş sonunda el değiştirdi. Gerçi açılım yapılan yerlerde, el değiştirmeden önce çatışmalar vardı ama hep masa başında, siyasi kararlar neticesinde kayıplar gerçekleşti.

XIX. yüzyılın sonunda ve XX. yüzyılın ilk çeyreğindeki 50 yıllık dönemde, Osmanlı Devletine dayatılan iki açılım vardı: Ermeni Açılımı ve Kürt Açılımı.

Bu iki açılım, Kurtuluş Savaşı sonunda Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ile 1923’de akamete uğradı. Hattâ, Lozan Barış Konferansıyla birlikte, bu açılımlar, Ermeniler ve Kürtler yönünden imkânsız hale geldi.

Ama aradan 90 yıl geçmesine rağmen; uzun süredir hazırlıklarını sürdürdükleri, Türk topraklarında Kürdistan ve Ermenistan hayalini gerçekleştirme projeleri bitmedi. Son 30 yıldır hem Ermenilerin, hem de Kürtlerin açılım istekleri sürekli gündeme getirildi. Ermeniler ile Kürtlerin birlikte hareket etmelerinin sebebi budur. Son 10 yıldır sürdürülen “Kürt Açılımı”, günümüzde Kürtlerin arzu ettikleri düzeye gelindiğini gösteriyor. Ya da Kürtler öyle düşünüyor.

15-16 Haziran 2013 tarihlerinde Diyarbakır’da Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı düzenlendi. Kürtlerin söylemiyle, “Kürdistanî toplulukların temsilcileri Âmed’e gelerek” bu konferansı düzenlediler. Tarihe dikkat ediniz lütfen; 15-16 Haziran 2013.

Gezi Direnişi; Taksim’de devam ederken, hattâ tüm Türkiye’de bir halk hareketi varken, bu konferans düzenleniyor. Ama çok büyük tesadüf (!) (eski söyleyişle tevafuk) Başbakan, 15 Haziranı-16 Hazirana bağlayan gece Taksim Gezi Parkını, orantısız polis gücüyle yerle bir ettiriyor. Ertesi gün Kürdistanî Topluluklar Birlik ve Çözüm Komitesi, güya “tarihi kararları”(!)sonuç bildirgesi ile kamuoyuna açıklıyor.

BDP Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, kamuoyuna bu sonuç bildirgesini açıkladı. Sonuç bildirgesinin gerekçesinde şunlar yazılıydı:

“T.C., resmi kurucu ideolojisiyle tekçi ulus-devlet anlayışının en ağır örneğini yaşatmıştır. Kuzey Kürdistan’da Kürt halkı ve Kürdistanî tüm toplulukları baskı ve sömürüyle yok etmeye-göç etmeye ve Türklük içinde eritmeye zorlamakla kalmayıp, Anadolu’daki farklılıklara da yaşam hakkı tanımamıştır. Bu bağlamda, Asurî, Süryanî, Ermeni, Laz, Gürcü, Alevi, Hristiyan, Musevi, Arap, Çerkes, Türkmen, Mıhallemi, Ezidî, Romanlar gibi halklar ve kültürler ile İslamî grup, cemaatler ve özellikle kadınlar inanılmaz baskı ve yıldırma mekanizmalarının mağdurları olmuştur.”

İşte gördünüz mü? “Barış ve Kardeşlik Projesi” adı verdikleri, “Kürt Açılımı” sonunda gelinen nokta budur.

“Tarihi Kararlar” dedikleri ve güya kamuoyuna duyurdukları konferans sonuç bildirgesindeki bazı kararlar şöyle sıralanıyor:

 

1. Kürdistan, halkların tercihleriyle statülerini (özerlik, federasyon, bağımsızlık gibi) belirleme hakkına sahiptir. Kürdistan halklarının kendi kaderini tayin hakkının sadece Kürdistan halkının kararına ve onayına bırakılmalıdır.

Kürdistan’ın bir statüsü olmadan Kürt sorununun nihai olarak çözülmesi mümkün değildir.

2. Kürdistan halkı kendi kimliği ile örgütlenme özgürlüğü, anadilde eğitim ve Kürtçenin resmi dil olarak kabulü anayasada güvence altına alınmalıdır.

3. T.C. ile yapılan müzakere sürecinin sağlıklı ve güvenli bir biçimde sürdürülmesi için demokratik çözüm sürecinin baş aktörü Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşturulması gerekir.

4. Cezaevlerindeki tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

5. Konferans; Birleşmiş Milletler, İslâm Konferans Örgütü, Avrupa Birliği’ni ve dünya halklarını, Kürdistan halkının adalet, özgürlük, eşitlik için verdiği mücadelesine karşı sorumlu davranmaya davet etmektedir.

6. Konferans; tüm uluslararası örgüt ve devletlerden PKK’nın terör listesinden çıkarılmasını talep eder.

Daha pek çok ültimatom şeklinde kararlar var ama yukarıya yazdığım 6 madde bile işin ne noktalara geldiğini gösteriyor.

Bakınız; daha önceleri söyledik yine söylüyoruz: Bunların amacı, “Türk ve Kürtlerin; Türkiye halkının barış içinde birlikte yaşamak” değildir. Bunların amacı, bu açılım sonunda ayrılmak ve bağımsız bir devlet kurmaktır. İşte yukarda kararlarını yazdım. Türkiye’nin en güç döneminde istedikleri budur. Sıra Ermenilerin istediklerine geldi. Onlarda Türklerin şimdilik “soykırım özrü” bekliyorlar. Daha sonra tazminat, en sonunda toprak talebi gelecek. Onların açılımına henüz sıra gelmedi. Türk halkı halâ; niye uyuduğu uykudan uyanmaz, niye uyuşturulduğu narkozdan ayılamaz? Kim ya da kimler, Türk halkını uyandıracak, ve de ayıltacak. Bekliyoruz.