content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

26 Nis

Akil(!)’lere Açık Tebliğ!..; Yasal Dayanaktan Yoksunsunuz!… (I. Fasıl)

Bu yazı, siz akil(!)lere bir açık tebliğdir… Dilerim yazı elinize ulaşır.
Sizler ‘mayın tarlasına sürülenler’siniz …
Haliniz ortada… İzmir’de Kayseri’de… Zonguldak’ta; Denizli ‘de…Malum birkaç yer dışında her yerde.Denizli’de örneğin; buluşma yeri olarak, şehir dışında lüks bir otel seçtiniz.. Davetinize 50 kitle örgütünden 8’i katıldıysa…
Katılanlar ancak bir elin parmakları kadar idiyse…
Zaten sizden de her nedense 9’un sadece 5’i gelmişse…
Esnaf ziyaretleri de protestolar nedeniyle iptal edildiyse…
Gitmeyi planladığınız şehit ailesi de kabul etmemişse … ‘tutuklu basın’ istediği kadar işleri yolunda göstersin, sizler kendiniz tanıksınız kendi halinize…
Size yüklenen görev gereği; vicdanınızın sesini de açık edememektesiniz.

Gözlerinizdeki yansımadan anlayabiliyoruz işin aslını…
Gelin onurluca davranın, size yüklenmiş o ağır ve hukuksuz görevi atın sırtınızdan… Kurtarın kendinizi kullanılıyor olmaktan!.. Vebal ağır… Süreç aldatıcı…
Size yakıştırılan sıfatla başlıyor yanlışın ilki…Atılan her adımla da artarak ve ağırlaşarak devam ediyor yanlışlar!..
Akil adam, soran sorgulayan adamdır… Yaptığı işin mahiyetini bilendir. Emir eri itaatiyle, tek merkezli görev emrine uyarak, çıkmaz yollara dökülmek değildir ‘akil’lik.

Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan 2 saatlik bir “şarj” operasyonu ile; “haydi aslanlarım” edasıyla sıvazlanan sırtlarla “akil” adam olunmaz… Sokak tiyatrosunda sıradan bir rol üstleniyor değilsiniz!…
Akil adam, öncelikle yaptığı işin niçin’ini ve kimin için’ini sorgular…
Yüreğiniz yetip de bunu soramadınız… Verilen paye ile yollara dökülüverdiniz, ‘sosyolojik, psikolojik, eğitimsel, siyasal…birikimlerim nedir ki’ bile demeden!…
Hem de; ‘bu güne dek dümen suyunda kürek çekmekten öte’ ne yaptım da parmağın beni işaret etmesiyle ‘akil’ aniden oluverdim demeden!..
Erdem odur ki; ‘kişi önce kendini tartar vicdan terazisinde; el kantarına çıkmadan önce’ bile demediniz, çıkıverdiniz meydanlara… Er meydanı bildiniz; sizler için yükseklere konuşlandırılmış halka yüksekten bakan salon sahnelerini…
Piliniz bitti; bir kenarda kalakaldınız…Pilli bebeklerin ömrü; pillerininki kadardır

İkna adına halkın sizlerden öğreneceği hiçbir şey yoktur!.. Zira; sözcülüğünü ve taşeronluğunu üstlendiğiniz savunuların asli sahipleriyle halkın çıkarları çelişkidedir!…
İleri demokrasi adına öfke ve kin dolu nutuklar atılarak gelinen nokta tehlikeli ve çıkmaz sokaktır. Sizler bu tehlikeli ve çıkmaz sokaklara… mayın tarlalarına sürülenlersiniz..
Aldatma ve yalanların, gün be gün daha iyi anlaşılmasıyla, sahte barış çağrılarının kimlere hizmet ettiği artık gün gibi aşikardır. Bunu halk biliyor da; sizler misiniz bunun cahili!?…
Sizlere yüklenen sıfatta değil ki tek hata!… Seçilmeniz… görevlendirilmeniz… cepheye sürülmeniz.. Her eylem ve her söyleminiz…yürürlükteki T.C kanunlarına göre ağır suç. Korunup kollanma güvencesi olmadan; o pervasız söylemler dökülemez dillerden!…
Biriniz kalkıyor; “Abdullah Öcalan cesur biri…. Eyalet sistemine geçilmelidir. ‘istenenler’ verilmezse metro istasyonları, alış veriş merkezleri hergün patlar.. Ceset parçaları üzerimize sıçrar” diyerek utanıp arlanmadan gözdağı veriyor…
Bir diğeriniz; “ Öcalan’ın serbest bırakılmasından, kandil ile İmralı arasındaki doğrudan temas”tan söz edebiliyor…
İçinizden bir başkası; “Öcalan’ı TBMM’de üye olarak görmek”ten söz ediyor ve “sürecin doğal lideri olarak doğrudan Öcalan’ı işaret edebiliyor.

Bir diğeri; “Öcalan’ı yine mutlak önder” kabul edip, meşruiyet kazandırıyor…
Bir başka akil(!) yine; “keşke barış sürecini başlatan kişi de özgür ortamda olsa” diyerek temenniyi aşan hazmettirme sürecine çanak tutuyor…
Bunlar sadece akil(?!)lerden bazılarının (şimdilik) söylemleri…
Bu söylemlerin hangisi masum!?… Hangisi legal!?… Bu söylemler mi ‘süreç’in nanesi?
Bu söylemlerin hangisi getirecek bu ülkeye barışı!…
Kavgayı körükleyen, hiçbir yasal dayanağı olmayan, toplum kesimleri arasındaki ayrışma ve bölünmeyi körükleyen bu söylemler, hangi hasta ruhların neresinden çıkıyor da; 40.000 kişinin 40 yıllık katili, meclise “Yüce Üye” olarak layık görülebiliyor!?…
Bu söylemler içten ve dıştan destek almadan bireysel cesaretle dile getirilmiş söylemler olabilir mi!?…
Sevr döneminin o ihanet söylemlerinden, bunların ne farkı var ki!?.. Azmettiricisi kim; ya da kimler bu söylemlerin!?…
Her taşın altında “örgüt” arayan Cumhuriyet savcıları nerede!?… Hukuksuzluğun at koşturduğu ülkedeki rejimin adı demokrasi olabilir mi!?.. Nerede hukuk devleti… Ne güne duruyor, kimler için yürüyor yürürlükteki kanunlar!?..
Yoksa bu nedenle mi “her görüldüğü yerde” T.C’ler kaldırılmak isteniyor!?… Neyin hazırlıklarına alıştırılmaya çalışılıyor halk!?…
Barış istemeyenin Allah belasını versin… Ama bilerek ve isteyerek, birilerinin taşeronu olarak, başkanlık dayatmasına çanak tutanların da… Bir yandan, terör örgütü ile “devletler arası müzakere yapar gibi” devletin resmi kurumlarını da kullanarak gidiş gelişlerle, heyet-i nasihalarla, 90 yıl öncesinin kuyruk acısını hala unutamamış hainlerin ve düşmanların tavsiye ve dayatmalarıyla devletin onurunu kıran birlik ve beraberliğe ve Türk Halkı’nın kardeşliğine sahte ve yapay düşmanlıklar sokanların da…
Ve yine arabulucu sıfatıyla halkın gözlerinin içine baka baka… yalanları doğru gibi yutturmayı politik başarı sayanların da… Allah belasını versin!?…
Eğer bu gün; tarih; 30 sene önceye dönüp her taşın altında ‘suçlular’ arıyorsa; 30 sene sonra veya daha kısa bir zaman diliminde de aynı tarihin bu günlere dönüp, her taşın altında suçlu arama olasılığı gözlerden ırak tutulmamalıdır!…
Tarihin en büyük zilleti; tekerrürüdür… ama bu tekerrürü de hiçbir güç tarih boyunca engelleyemediği gibi, tarihi tekerrüre zorlayanlar da ondan ders almayı ne yazık ki bilmemişlerdir!…
Hitler; bu gün yaşasaydı; sonu yine dünkü gibi olurdu!..(I. Fasıl’ın sonu) (Fasıl-II yolda)

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank