content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

03 Eyl

Ağlamayan mı Sığır!?… Anlamayan mı!?…

Artık siyasetin kiri, dillerden gönüllere düştü… Öfke, hitabete sanat yapılmakla başladı her şey. “Onlar!!” diye başlayan,“Birileri!!” diye devam ettirilen her cümle, kemirgenler gibi yedi bitirdi gönüllerdeki… dillerdeki edebi… adabı!… “Edebin ölçüsü, ağızdan çıkandır” derdi ninem… Artık ölçü de kaçtı.. kantar da!… “Ağzını dibin gibi tut” tembihini de ondan sık sık duyardım… Ah be ninem!… Bu günleri görseydin, ya da; bu günün dili o günlerde olsaydı, verir miydin ağızlarının payını…!? Artık, siyasette, bırakın ağzını dibi gibi tutmayı, kin ve öfke nöbetlerini dil üzerinden bir rahatlama unsuru görenler, baş tacı edilmekte bugün!… “En güçlü savunma sözlü saldırıdır” ilkesi siyasetin vazgeçilmezi oldu… Kirlenmişlik, ya da kirletilmişlik göz ardı edildi… Bu da edebi-arı ortadan kalkırdı.

“Öfkelendin mi birine, yetmedi mi aklın mantıklı cevaba, eleştirel bir çıkış mı gördün, düşünme sözün ardını-önünü!… Söver gibi söyle diyeceklerini. Hakaret dediğin, senden olmayana yapılmayacaksa neye yarar!..” İşte dilin işlevi bu hale geldi!.. Yetmedi…Kuyruk sallamak adına, ‘öyle değil de böyle demek istedi’ diyerek, kiri kirle örtmekle görevli yeni beslemeler türedi!.. “Sığırlar(!) ağlamaz(mış)… Lütfen dikkat buyrulsun sözün söyleniş gerekçesindeki öze.

Mahlukatlar içinde, sığır gurubunun ağlamadığı, o hasletten yoksun olduğu genellemesi adına söylenmiş bir söz değil bu… Aksine, bir eleştirel bakış karşısında, tahammülsüzlüğün, siyaseten bir öfke patlamasının dillendirilmesi…Susturma, korkutma, sindirme siyasetinin, tam da edep dışı taşkınlığı!… Kullanım biçiminin ve yerinin kirliliği, pisliği, edepsizliği de burada… Ağlamazsan, ya da ağlayandan yana olmazsan sığırsın!.. Sığırlar; ağlamaya neden olacak algılardan yoksun oldukları için ağlamaz olabilirler!… Oysa; insanoğlu insanlar bu algı gücüne sahipler, öyleyse, insanoğlu insanlar, ağlamanın şekline, biçimine, hatta konusuna bakarak, hatta, o vicdani o insani duyguyu siyaseten istismar edip etmediğine bakarak, eleştirel yorumlar geliştirme hakkına sahiptir!… Sorumluluk mevkiindeki bir kişinin sırf ağlayana hak vermediği için-destek çıkmadığı için-onunla birlik olup “zırlama” nitelemesinden öte geçmeyen gözyaşı dökmediği için “sığır” olmakla suçlanıp azarlanması edepten, ardan, hayadan yoksunluğun ifadesi değilse, insanlıktan nasipsiz olma başka nasıl açıklanabilir!?.. Ne usulen, ne hukuken, ne de ahlaken bu hak hiçbir kişiye, zümreye ve makam sahibine tanınmamıştır!. “Haddin bilmek kadar irfan olamaz!” ifadesi, nasıl da bir ders verir insan olana-anlayana!… * Ağlama tıpkı, ibadet gibi.. gizli kaldığında kutsaldır. Vicdanı temizler… Nasıl ki aleni ve gösterişçi ibadet, istismara açıksa, açıktan ağlamak da istismara açıktır!… Ağlama faslı, televizyondan naklen defalarca, defalarca seyrettiriliyorsa, hele ki, ağlamanın halk üzerinde yaratacağı etkinliğini artırmak adına, yakın çekimle en duygusal, en çarpıcı eda ile yapılıyorsa… gelin de bunun adını “masum” koyun!… eleştirmeyin!… Sığırlar ağlamaz… Zira ağlama algısından yoksundurlar… Şayet “sürü kültürü” ile, biat uğruna, kendilerini yardan attıracak sürü başı Karakoyun’un peşinden sorgusuz sualsiz gidenlere ve ağlama nöbetlerine tutulanlara, buyurun, bir sıfat da birlikte bulalım!.. İşin özü; “ağlamayan” ile “anlamayan” arasındaki ayrımı kavramakta yatmakta!…Sığır olma sıfatı hangisine daha uyumlu ise, bırakalım, onda kalsın!..

***

Sorumluluk makamında olanlara düşen asli görev, gözyaşı dökmek değil, gözyaşı dökülmesine neden olacak durumlardan-konumlardan onurluca uzak durmak ve sorumluluğunu taşıdığı milyonları, gözyaşlarından uzak tutmak olmalıdır…. Bu da yırtınırcasına, dünyaya meydan okumakla, bir gün o yana, diğer gün bu yana mahalle kabadayısı ağzıyla “kavga” çığlıkları atmakla olmaz!… Kendi başını deremeyip, gelin başı dermeye kalkanları ya azarlarlar, ya da “ciddiye almaya değmez” bulurlar!… Bu da kabadayının onurunu kırmasa bile, mahalleninkini kırar. Savaş lobisinin çığırtkanı olmak adına, sahte istihbarat raporları ile Irak’ın ne hale getirildiğini görmeyenler, olanlar yetmiyormuş gibi, Suriye’de de yeni “insanlık ayıpları” yaratma peşinde, içerden ve dışarıdan yandaşlar aranmakta!… Yarattıkları belirsizliklerin, ülkeyi ve halkı sürükleyeceği tehlikeleri hesap etmekten aciz olanların bu günkü görünümü, folluk arama telaşına düşmüş sersem tavuk görüntüsünden hiç de farklı değildir. İçerde, “analar ağlamasın” düzmece bahanesiyle, açılım adı altında, BOP’un Türkiye ayağına destek verenler, Suriye’de yaratılacak insanlık dramının arkasından bölgede yükselecek çığlıkların, Arapça, Kürtçe ve Türkçe olacağını görmekten aciz midirler!?.. Yoksa, Ortadoğu’da üstlendikleri görevin bilinçli hizmetkarlığını mı yapmaktadırlar!!?.. Son 3-5 yılda; bu coğrafyada ölen, ırzına geçiler milyonları görmezlikten gelmekle kalmayıp, işgalcilerin sağ salim ülkelerine dönmeleri için dua edenler, kalkıp da bu gün, yakın çekimli kurmaca senaryolarıyla, 76 milyonun gözü önünde gözyaşı döküyorsa sormazlar mı adama!…: *Hadi geçtik kendi ülkende 17’sinde, 20’sinde can veren Ayşe’leri, Zeynep’leri…Mehmet’leri..Tek ölen Mısır’lı Esma’mıydı!?… İnsanlık dramını, kendi siyasetine kurban etmeden, yaşanan acılara, yenilerini ekleme (kirli) siyasetine düşmeden yürütülen dürüst ve onurlu bir siyasetin mağduru olunsaydı, buna sığırlar da ağlardı!… Bir yanda; Elhamdülillahlarla Müslümanlığı ilan edilip, siyaseti bunun üzerinden iktidara taşınırken, diğer yandan da, bir Müslüman ülkeye karşı 9. Haçlı Seferi toplama gayretleri ortadayken, ağlayan bir “hassas mağdura(!)” sığırlar ağlamamakla kalmaz; kargalar güler !… *Bir vatandaşın şu anlamlı sorusu da cevap bekliyor: “Müslümanlığı, farklı bir pencereden okuyup yorumlayanların, sertliği, kuralcılığı, yasakçılığı ve kendinden olmayanlara yüz çevirmeyi bir afyon gibi insanlara sunan çatal dilli yılanları acaba Cehennemlerinde kaç zebani bekliyor?” Türkiye yeni bir Sevr’e tabi tutulmaktadır… Bizim derdimiz budur!… Bir genel soru: “Sığırlar ağlamaz” vecizesinin(!) mucidini ağlarken göreniniz var mı!?..

Mehmet Halil Arık Emekli eğitimci –DENİZLİ 28 Ağusyos 2013

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank