- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Ağaca_Durmak

Bir zeytin ağacının gölgesinde yaşayıp yaşayamayacağımı düşündüm bugün. Güneş tepeye varmak üzereyken ışığı ve sıcaklığı o kadar da çok engellemeyen bir ağaçtı dibinde durduğum ağaç. Bu ağacın bir yüreği olmalıydı mutlaka. Hassas elektronik sensörler yerleştirsek gövdesine ritmik atımlar duyardık olasılıkla. Fakat ağacı aşama aşama parça pinçik edip, ayırabileceğimiz en ufak parçasına kadar ayırma imkanı bulsak, insan yüreğine benzeyen bir şey veya en azından andırır bir şey bulamazdık. Yüreği, veya ona yaşadığı gerçekliği anbean hissettiren, atım yapan “şey”i genlerine gizliden yayılmış da olabilir olsa gerek. Bütünüyle bir yürek gibi de düşünebilirdik o zaman bu ağacı.

Benim gölgem de düşüyordu onun gölgesinin yanı sıra veya katışık. Bir kelime düşünsem; gölgemize bakarken o an gölgemizden bir kelimenin gölgesinin de geçtiğini hayal etmeye çalıştım. Zordu bu tabii.

Zeytin ağacının gölgesinde yaşamak, derken öylecene durmaktan bahsettim neyi yaşamam gerektiğini zerre kadar da düşünmeden. Düşüncesiz olmayı istemek zordu.

Üç ağaç türünü çok severim. Kestane, incir ve zeytin ağaçları. Sanki tüm ağaçların ataları gibime gelir hep. Boyumu aşana kadar üstüne titremeye çalıştığım bir kestane ağacım bile vardı. Bir çöplükten alıp getirmiştim henüz kabuğundayken. Diktiğim yer tam uygun değildi aslında fakat yine de boyumu aşmıştı.