- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Affet Anne!

Bu gün sensizliğin 5. yılı anne.

Bizi bırakıp gideli tam 5 yıl oldu.Bazen sana çok kızıyorum biliyor musun, giderken bizi hiç düşünmedin diye. Ama bazen de kızamıyorum sana.Çünkü senle o kadar güzel günlerimiz oldu ki.Hatırlar mısın anne, ne zaman eve terli gelsem bana kızardın, kaşlarını çatar, ellerini beline koyar “Oğlum yine mi top oynadın sen” derdin. Sana hiç söylemedim ama anne, ben senin o halini çok severdim. Birde ne zaman babamla kavga etseniz beni odama gönderirdiniz.Sakın babama söyleme ama anne, ben hep senin tarafını tutardım. Dün sabah okula giderken yolda bir anne gördüm, çocuğunun elinden tutup okula götürüyordu. Bir an gözlerimin dolduğunu hissettim anne, başımı eğdim ve onlara hiç bakmadım.

Sakın sana bunları anlatıyorum diye üzülme anne, ben bu görüntülere alıştım nede olsa.Okulumuzun hemen karşısında yeni çay bahçeleri açıldı anne.Bazen eve giderken oralardan geçiyorum, aileleri görüyorum orda, anne baba çocuklar. Bazen bir kardeşim olmadığı içinde üzülüyorum anne.Ama merak etme, komşumuz Perihan Hanım’ın kızı Ayşe var ya, o geliyor bazen, onunla oyunlar oynuyoruz. Biliyor musun anne dün gece rüyamda seni gördüm. Bembeyaz uzun bir elbise vardı üzerinde, o kadar güzeldin ki anne.Bir an duraksadım rüya mı görüyorum diye, ama o anda o kadar gerçektin ki,rüya olabileceğini bile düşünemedim, sana tüm gücümle koşmaya başladım. Yemyeşil upuzun bir yol vardı aramızda, yolun sonunda da sen vardın, Ellerini açmış bana sesleniyordun “ Oğlum” diyordun. Güneş ışıkları giriyordum gözlerime, sanki sen bir güneştin, ve sana doğru attığım her adımda giderek içinim ısındığını hissediyordum, O sıcaklık senin sıcaklığındı anne.

Tıpkı 5 yıl öncesi gibiydi, hiç değişmemişsin anne,  yıllar önce, olduğun gibiydi.

Koşarken gözlerimden akan yaşların yanaklarımı ıslattığını hissettim anne. Ama sonra hemen sildim göz yaşlarımı, yanına geldiğimde beni güçsüz görmeni istemedim.5 yıl önce bana dediğin sözü hatırlıyor musun anne “ Artık sen kocaman bir adam oldun, her zaman güçlü olacaksın” demiştin.Ben o gün senin o sözlerini hiç düşünmemiştim bile anne, ama şimdi anlıyorum seni.Zor be anne, güçlü olmak o kadar zor ki, sana o gün güçlü olacağım demiştim ama, bazen bunu başaramıyorum anne, affet beni.Gözlerimden akan yaşları her defasında silerek yanına geldim anne. Bembeyaz upuzun elbisenin altındaki sendin anne, sapsarı saçlarının altından gülen gözlerin vardı. Gözlerinin altında bir damla göz yaşı, ağlamıştın anne.Sonra bende göz yaşlarımı saklamadım, ve boynuna sarıldım, sense beni sıkı sıkı kucakladın anne. Kokun, tenin, sıcaklığın, hiç değişmemişsin anne, hem de hiç..Bu gün benim için çok özel bir gün anne, babam beni lunaparka götüreceğini söyledi.

Hatırlarsan 5 sene önce hep beraber lunaparka gider, orda çarpışan arabalara binerdik anne.Çok özlüyorum, seni, senli günleri o kadar çok özlüyorum ki anne.Bazen sana karşı yaptıklarımdan ötürü kendimi suçlu hissediyorum anne.

Sen çoğu zaman örgü örerken, yemeğin altına bakmaya giderdin, bense o arada ördüklerini sökerdim anne. Hatırlarsan ördüğün o kazağı neredeyse bir yılda bitirmiştin.Özür dilerim anne, seni bazen o kadar kızdırırdım ki, ama sen bana bir tokat bile vurmazdın.Ben senin kıymetini hiç bilemedim anne.Meğer annelik ne kadar kutsal bir şeymiş, meğer sen beni ne kadar çok severmişsin.Ama unutma anne, bende seni o kadar çok seviyorum ki.Ben şimdi nerdeyim biliyor musun anne?

Hani beni küçükken götürdüğün bir park vardı ya, işte oradaki banklardan birindeyim. Karşımda kaydıraktan kayan çocuklar var, anneleri de var yanlarında.Çoğu kez buraya gelirim anne, ve saatlerce otururum burada. Ne zaman bir annenin çoğunu salıncakta salladığını görsem sen gelirsin aklıma anne.Hatırlarsan sende beni onlarınki gibi sallardın.Bir arada beni düşürmüştün anne, burnum kanamıştı hani.Beni ne kadar çok sevdiğini ben o günden sonra anlamıştım.Hemen beni kucağına almış ve en yakın polikliniğe götürmüştün.Gözlerine baktığımda bir pişmanlık görmüştüm içinde.Kaşlarını hafif yukarı kaldırarak “özür dilerim oğlum, bana kızdın mı?” diye sormuştun.O zaman ben seninle bir hafta hiç konuşmamıştım.Çocukça ama bunu bilerek yaptığını düşünmüştüm.Hani ben senin örgülerini söküyordum ya, o yüzden yaptın sanmıştım. Oysa ne kadar yanılmışım, o hafta sana dikkat ettim anne.

O hafta hiç örgü örmemiştin, gözlerin o hafta hiç eskisi gibi değildi, gülmemişlerdi ve yüzünde her zaman bir suçluluk vardı.O hafta yaptıklarım için çok pişmanım anne, keşke bunu sana yapmasaydım.O hafta sonu sabah uyandığımda yatağımın ucunda bir paket görmüştüm, hediye paketiydi bu, ve üzerinde bir not vardı “affet beni oğlum” yazıyordu

Seninle o günden sonra hiç küsmemiştik, bana aldığın o uzaktan kumandalı araba için teşekkür ederim anne. O araba hala yatağımın başucundadır anne, her sabah uyandığımda onu gördüğümde seni hatırlarım, ve o günü.Neyse anne, benim şimdi eve dönmem gerekiyor. Babam beni merak ederse burada bulacağını biliyor ama olsun.O da benim bu durumuma çok üzülüyor, onu da üzmek istemiyorum. Şimdi ne yapmak istiyorum biliyor musun, avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum çocuklara:“ Annenize sakın küsmeyin, anneniz yanınızdayken bunun kıymetini bilin” diye. Ben gidiyorum anne, sana söylemeyecektim ama, dayanamadım.Yarın babamla seni ziyarete geleceğiz, biliyorsun, yarın senin doğum günün anne. Kırmızı bir gül alacağım, ve mezarının hemen soluna bırakacağım anne,sen kırmızıyı çok severdin ya.Yarın görüşürüz anne, kendine iyi bak olur mu, sakın ağlama yanında olmadığım için.

Çünkü ben her zaman senin yanındayım anne, bu gece yine seni bekleyeceğim, gelmeyi, unutma anne.

Comments Disabled (Open | Close)

Comments Disabled To "Affet Anne!"

#1 Comment By bekir On 19 Kasım 2008 @ 09:19

çok güzel,duygulandırıcı

#2 Comment By Muhammet YÜRÜK On 20 Kasım 2008 @ 05:01

Beğendiğinize sevindim Bekir Bey. Okuduğunuz ve yorum yazdığınız için teşekkür ederim.

#3 Comment By Ali İzzet On 30 Kasım 2008 @ 20:31

muhammet kardeşim seni tebrik ediyorum. Bu kadar içten bir yazı okumayalı uzunca bir süre olmuştu.

#4 Comment By Muhammet YÜRÜK On 30 Kasım 2008 @ 21:40

Teşekkür ederim Ali kardeşim, severek okuduğun için ayrıca haz duydum. Tekrar sağol.

#5 Comment By Ayça On 26 Temmuz 2009 @ 19:51

çok çok çok güzel bir yazı olmuş...

#6 Comment By Muhammet YÜRÜK On 26 Temmuz 2009 @ 21:49

Teşekkür ederim Ayça Hanım, okuduğunuz ve özelliklede yorum yazdığınız için.

#7 Comment By büsra uçar On 17 Aralık 2010 @ 19:08

sizi cok iyi anlıyorum yazınız güzel olmuş bende babamı kaybettm şehitt oldu 17 sene oldu

#8 Comment By Fazilet Aktas Bozdogan On 18 Aralık 2010 @ 02:16

MuhammetBey,

Duygusal biri oldugum icin,yazilariniz okurken gozlerim doldu doldu bosaldi:((
Annenize Allah'tan rahmet,size sabir diliyorum.
Allah genc olumunu ,kardes acisini,evlat acisini hic bir kuluna nasip etmesin.Annesi, babasiyla anisi olmayan bir suru insan var.

Size birsey olsaydi anneniz birgun de bin kere olurdu.Sizlere saglikli uzun omur diliyorum.

Siz bir anne yadigari olarak kendinize ve sevdiklerinize iyi bakarsaniz, anneniz yattigi yerde daha mutlu olacaktir.

ANNEM

Birak kalsin masada ekmek,
testide su,
birak kalsin saclarin daginik ,gozlerin uykulu...
Saksida cicek susuz,kedi yalini beklerbir kosede
Birak kalsin meyve agacta,
kirlangic havada
Dama dusen ince bir yaz yagmuru...
Yoruldun artik butun gun
didinip durdun
Toprak bile, deniz bile, gok bile
bir yerde yorulur.
Birak kalsin supurge duvarda, sabun kovada
ANNEM gel yanima otur...

Ahmet Erhan

Ankara'dan selamlar...