- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

AB İşbirliğinin KOBİ, Vakıf ve Dernekler Üzerine Etkileri

Avrupa Birliği Türkiye İşbirlğinin Kobi Dernek Vakıf Vb. ler Üzerindeki Etkileri

Siyaset biliminde, aynı zamanda siyasal bir baskı gurubu ve aracı olarak kabul edilen KOBİ, Dernek, kulüp ve Vakıflar, yasal  çerçevede tüzel kişilikleri ile, güçlü bir küçük toplum ve devlet örneği gibi çalışırlar.[1] [1]  Bu nedenle AB’ye girme aşamasındaki TC KOBİ, Dernek, ve Vakıflar mevzuatı, maliye ve muhasebesindeki AB’ye uyum yenilik ve değişikliklerinin kolayca bulunup takip edilmesi yapabildiğimiz açıklamalardan ve mesleki tecrübelerimizden de istifade edilmesi gayesiyle ilgililere bu çalışmayı arz etmeyi çok yararlı bir görev bilerek giriş yapıyoruz.

Yeni bin yılda AB üyeliği sürecinde Türkiye’de hızlı gelişmeler  olmaktadır. Bunun için AB yolunda Türkiye’de KOBİ-dernek-vakıf mevzuatı ile muhasebe ve maliyesi konularında inkılap düzeyinde değişiklik olmuştur. Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ile plâtform da dernek ve vakıf statüsüne getirilmiştir.

Yeni bin yılda Türkiye Cumhuriyetinin AB’ üyelik sürecinde yeni KOBİ, dernek ve vakıf mevzuatı maliyesi ve muhasebesine ilişkin yenilikler kalkınma ve işbirliğinde yeni yaklaşım ve açılımlara da olumlu etki etmektedir. Dernek ve Vakıflar ile KOBİ,ler sivil toplumun en önemli unsurlarındandır. Sivil toplum, kendine özgü gelişme dinamiğine sahip, kurumsallaşmış karar alma ve uyuşmazlık çözme yapısı bulunan, devletten bağımsız bir toplumsal alanı ifade etmektedir.[2] [2]

Çağı yakalamak için dernek ve vakıflar ile bunların dışındaki kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, Plâtform ve KOBİ'lerin sivil toplum ve gönüllü kuruluşların yönetişimde etkinliğine zemin ve kolaylık sağlanmalıdır. Çünkü Hizmet sektörü başta olmak üzere KOBİ’ler ile dernek ve vakıfların başını çektiği sivil toplum önde olursa kalkınma ve gelişme sağlanır.

Sosyo-ekonomik hayatta, sosyal hukuk devletinin müdahale etmek ve düzenlemekle görevli kabul edildiği, sivil toplum, çalışma hayatı, istihdam ve işsizlik politikası, toplumsal ve ekonomik yaşamın bir gereği olarak, özel kişiler, dernek-vakıf ve KOBİ vb tüzel kişiler, kurumlar ve devlet arasındaki karşılıklı iş ve çalışma ilişkilerinin toplumun huzuru, iş barışı, iş sağlığı ve toplumun iktisadi ve sosyal gelişmesinin bir teminatı ve ölçüsü olarak, adil ve istikrarlı bir sistem içinde yürütülmesi gerekir.

Devletçilikten çok bireysel ve gönüllü inisiyatifin gerekli ve zorunlu olduğunun iyice anlaşıldığı günümüzde, demokratik ülkelerde bir çok kamu hizmet ve görevinin bile vakıf ve derneklerin başını çektiği STK ve KOBİ’ler tarafından yerine getirildiğini unutmamak gerekir.

Bilindiği gibi, dünyada çağdaş sosyal devlet anlayışının olmadığı dönemler de bile, tıpkı Türk-İslam atalarının sosyal nitelikteki cemiyet ve vakıflarla topluma yaptığı hizmetler gibi, bazı vakıf ve derneklerin amacı ile çalışma ve faaliyet konuları ve topluma yaptıkları hizmetin sonucu, sanki sosyal hizmet niteliğindeki bir kamu kuruluşu ve devlet dairesi hizmeti kadar topluma yararlı olmaktadır.

İster gelişmiş olsun ister gelişmekte olsun, ülkelerin ekonomik yapıları incelendiğinde Küçük ve Orta Boy İşletmelerin (KOBÎ) ekonomik göstergelerde önemli bir paya sahip olduğu görülmektedir. Dernek, kulüp, vakıf ve işletmeleri ile KOBİ'ler; ülkenin sosyo-ekonomik temel taşını oluşturan kuruluşlardır. Bu kuruluşların önemini kavrayan TC ve AB ülkeleri onlara gereken desteği vermektedirler.

Sosyo-ekonomik hayatta yükün çoğunu ağırlıklı olarak çalışan kesim çektiğine göre; iktisadi ve sosyal kararların alınmasında, bu kesimin ve dernek- vakıf veya sendika vs örgütleri ile KOBİ’lerin istekleri de göz önüne alınıp uyulmazsa; sosyal dengenin sarsılmaması mümkün değildir. Üretimde önemli rolü olan üreten insanların, külfete katlandığı kadar nimetin bölüşülmesiyle ilgili kararlarda da etkinliklerinin artması, bu sosyal dengenin sağlanabilmesi için artık bir ön şart olarak kabul edilmek zorundadır. Özellikle gerçek demokrasilerde TC ve AB’de bu çok önemli bir husus olarak kabul edilmelidir.

Bu çerçevede dernek ve vakıflar ile bunların dışındaki kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, Plâtform ve istihdam yaratan KOBİ'lerin desteklenmesi, bunlar için uygun koşullu kredi olanaklarının yaratılması, sosyal masraflarının düşürülmesi, bürokratik engeller içinde boğulmalarının önlenmesi gerekir. AB’ye girme aşamasındaki TC KOBİ, Dernek, ve Vakıflar mevzuatı, maliye ve muhasebesi AB’ye uyum yenilik ve değişiklikleri bu önlemleri içermelidir.

Çünkü Dernek ve vakıflar ile bunların dışındaki kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, Plâtform ve KOBİ'ler çağdaşlaşma ve kalkınmanın adeta lokomotifliğini üstlenmiştir. Bunlardan KOBİ'ler Avrupa'da istihdamın %70'ini sağlamaları nedeniyle en fazla iş imkânı yaratan kurumlar olarak görülmektedir. Bu amaçla KOBİ’lere,  Sivil inisiyatife ve gönüllülük anlayışına katkıda bulunmak insanlığa ve kamu oyuna yararlı olacaktır.

KOBİ'leri şöyle tanımlamak mümkündür: KOBİ, 1-200 arasında işçi çalıştıran, büyük oranda sermayesi bulunmayan, kapsadığı alan sınırlı olan fakat dinamik işletmelerdir. Sonuç itibariyle, topluluk ülkelerinde temelde istihdamın genişlemesi küçük işyerlerinde istihdamın artması yoluyla ortaya çıkmaktadır. Türkiye'de Avrupa Birliğine uyum sürecini geliştirmek amacıyla sosyal, siyasi ve ekonomik alanda önemli çalışmalar yapılması gerekmektedir. Ekonomik başarı sağlandığı takdirde uyum süreci daha da kolaylaşacaktır. Türkiye'deki ekonomik yapıda KOBİ'lerin ekonominin temel yapı taşları olduğu görülmektedir.

Türkiye'de KOBİ'lere yönelik finansman; teknoloji AR-GE desteklerinin arttırılmasıyla Avrupa Birliği entegrasyonu sağlanabilir. Avrupa Birliği ile uyum sürecinde KOBİ'lerin en önemli sorunlarından biri de yeterince girişimcilik ve yöneticilik ruhunun olmayışıdır. Türkiye'de KOBİ'lere etkin yönetici yetiştirmek için çalışmalara hız kazandırmak gerekir. Örneğin KOSGEB bünyesinde yönetici geliştirme merkezi oluşturmakla bu sorun çözülebilir. Bundan dolayıdır ki Türkiye'nin Avrupa Birliği ile bütünleşme sürecinin hızlandırılması ve bir an önce gerçekleştirilmesi için Türkiye'deki KOBİ'lerin Avrupa Birliği ile bütünleşme sürecinin hızlandırılması ve bir an önce gerçekleştirilmesi için Türkiye'deki KOBİ'lerin Avrupa Birliği KOBİ'leri ile rekabet edebilecek bir yapıya kavuşturulması büyük önem taşımaktadır.

AB müktesebatına uyum sürecinde adeta iç içe giren ve birlikte uygulanması gereken 5253 sayılı yeni Dernekler Kanunu 23.11.2004 de yürürlüğe girmiş ve 22.11.2001 de kabul edilen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu da 1.1.2002’de yürürlüğe girmiştir. Bu Kanunun 47-117. maddeleri dernekleri ve vakıfları düzenler. Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hk. Kanunun  7. maddesi derneklere öncelikle medeni kanun hükümlerinin uygulanacağına dair hüküm getirmiştir.

Dernekler özel hukuk tüzel kişisi olup, Türk Medeni Kanununun 48. maddesinde belirtilen tüm hak ve yetkilere sahiptir. Türk Medeni Kanununun 47-55 Maddeleri Tüzel Kişilerle, 56-100. Maddeleri Derneklerle, 101-117. Maddeleri Vakıflarla ilgili hükümleri ihtiva etmektedir. Örneğin: MK m. 51 de “Tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir.” denilir. Bu hüküm M.48 gibi aynen  Dernek ve vakıflar için de geçerlidir. 

Bir malvarlığının ebedi olarak toplumun yararına tahsis edilmesini hedef alarak, insani görevlerin yerine getirilmesi, yoksula yardım ve koruma duygusu ile teşkil edilen vakıflar; Türk Milleti’nin yüce hasletlerinden olan insanlık sevgisinin en eski ve etkili ürünüdür. Vakıfların toplumsal yaşamımızdaki hizmetlerini şöyle sıralayabiliriz: Sağlık hizmetleri, Eğitim ve öğretim hizmetleri, Dini ve Hayri hizmetler, Aş evi hizmetleri, Sosyal hizmetler, Sanat ve kültür hizmetleri, Ayni ve nakdi para yardımı, Milli savunma hizmetleri, İktisadi hizmetler, Ulaştırma hizmeti, Spor hizmetleri vb.

Sivil toplumun varlığından söz edebilmek için sivil toplum örgütlerinin devletin vesayeti altında olmaması, kendi yapılanmaları ve faaliyetleri hakkında kendilerinin karar verebilmesi ve devlet politikasının gidişatını belirleyebilmesi veya etkileyebilmesi gerekir. Sivil toplum örgütlerinin en önemli işlevleri ise, siyasi iktidara derinden nüfuz etmek, siyasi iktidarı parçalayarak adem-i merkezi hale getirmek ve despotizme karşı güvence oluşturmaktır.[3] [3]

Sivil Toplum Kuruluşlarında ileride olmasına rağmen  Türkiye'de KOBİ'lerin durumu AB'ye göre arzu edilen seviyede değildir. Bu işletmelerin üretim, istihdam, ihracat gibi konularda başarılı olarak AB standartlarını yakalaması Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girme başarısında anahtar rol oynayabilecektir. Türkiye ekonomisinin yapısı incelendiğinde burada da KOBİ'lerin ekonominin temel taşı durumunda olduğu görülecektir. Dolayısıyla TC’de ve diğer Türk Devlet ve Topluluklarında bu işletmelere ve Sivil Toplum Kuruluşlarına gereken önem verilirse, amaçlanan ekonomik hedeflere kalkınma ve işbirliğine ulaşmak daha hızlı olacaktır.

 


 

[1] [4] UÇAR Bilal vd, Yeni Dernekler Mevzuatı; Yeni Dernekler Kanunu ve İlgili Mevzuat; Dernek – Vakıf Mevzuatı; Açıklamalı, Gerekçeli, ilgili Mahkeme Kararları ve Tüm Hükümleriyle DERNEKLER HUKUKU; Dernek-Kulüp- Vakıf İle KOBİ Vb İşletmesi Maliye Muhasebe Vergisi, Adalet Ankara.

[2] [5] ERDOĞAN Mustafa, Liberal Toplum Liberal Siyaset, s. 206. Liberte Y., 1988

[ [5]3] [6] TAYLOR C.,  Modes of Civil Society, Public Culture, 3/1, s.111. 1990