content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

29 Ara

Din ve Muhafazakârlık Ekseninde Ötekileştirilenler

Nevval SEVİNDİ

ORTA YOL

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR PROJESİ
Binnaz Toprak (Proje Sorumlusu) İrfan Bozan Tan Morgül Nedim Şener araştırması çok ilgi gördü.

Sosyal bilimler sonuçları itibariyle siyasi olduğundan dünyada başına çok iş gelmiş bilim adamı vardır. Kimse ideolojik yapısının, politikasının ve söylediği yargıların tersi çıkmasını hazmedemez. Türkiye’de Başbakan’ın kendisini doktor, hakim, antrenör olarak tanımlaması gibi çoğu köşe yazarımız da her şey/her meslek/her kimlik yani; ne iş olsa yaparım “ağa”beyciler….

*TÜRKiYE’DE FARKLI OLMAK

Din ve Muhafazakârlık Ekseninde ÖtekileştirilenlerAraştırmanın amaç bölümünde sadece laik kesimin araştırmaya konu olduğu açık bir şekilde belirtilmiştir. Sosyal bilimler sonuçları itibariyle siyasi olduğundan dünyada başına çok iş gelmiş bilim adamı vardır. Kimse ideolojik yapısının, politikasının ve söylediği yargıların tersi çıkmasını hazmedemez. Türkiye’de Başbakan’ın kendisini doktor, hakim, antrenör olarak tanımlaması gibi çoğu köşe yazarımız da her şey/her meslek/her kimlik yani;ne iş olsa yaparım “ağa”beyciler….

Bu araştırmanın amaç bölümünde önemli bir son cümle var:” 1999 ve 2006 yılında yapılan iki araştırmanın sonuçlarının gösterdiği gibi, 1999 yılında halkın takriben % 42’si Türkiye’de dindar insanlara baskı yapıldığı kanısındayken bu oran 2006 yılında % 17’e düşmüştür. “ Yani iktidar olan AKP ile kimliğini bütünleştiren dindarlar/İslamcılar özgüvenlerini kazanmışlar. Mağduriyet hissetmiyorlar.

Araştırmanın metodolojisi:Sosyal bilimlerde yöntemler en basit ders kitabında şöyle yazar: gözlem,belgesel gözlem,anket,mülakat,örnek olay incelemesi v.b…. Dünyada ve Türkiye’de derin mülakatla yapılmış sayısız tez,araştırma ve çalışma vardır. Amaçlı örneklem kullanmak da çok sık önümüze çıkar. Temsili örneklem ve kapalı uçlu araştırma değil diye geçerli saymamak için bilimle hiç tanışmadan bugüne kadar gelmiş olmayı gerektiren bir durumdur.

Örnek:Göçmen Kürt kadınlarında Cinsiyet Rolleri 2002’de derin mülakatla yapılmış ayni metodoloji uygulanmış. Elizabeth Özdalga Modern Türkiye’de başörtüsü sorunu araştırmasını 15 üniversite öğrencisiyle derin mülakatla 208’de yapmış.

Türkiye’de araştırmaların sağlıklı olup olmadığına dair yapılan araştırmada araştırma modelini %62 sinin hiç yer vermediği veya kısmen aktardığı görülmüş.Bildirilerin %38’inde örneklemin evrenine ilişkin tanımlama yok, %79’unda örneklemin nasıl yapıldığına dair bilgi yok.%42’sinde ölçme araçları konusunda hiç bilgi bulunmazken , varolan 19 nicel araştırmanın %63’ünde istatistikler ya yanlış seçilmiş ya da daha güçlü istatistikler kullanılması gerekirken görece zayıf istatistikle r kullanılmış. Nicel araştırmaların %89’unda kullanılan istatistiklerin varsayımlarına ve karşılanma durumlarına ilişkin hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Bir devlet sitesindeki bu bilgi bile eğer metodoloji uzmanıysa arkadaşların daha önce çokkkkk eleştiri yazmalarını gerektiriyor.Bence araştırmanın en önemli başlığı : “Mahalle” Bünyesinin Kaldıramadıkları: Gençler
Türkiye tek tipleştirme eğitimi yeterli bulmuyor ve gençlerini renksiz,kokusuz hale getirmek için ağır baskı uyguluyor.Bu faşizan bir tehdit içermektedir.

“Avrupa Birliği’ne en son katılan on iki ülke ile Türkiye’yi kapsayan Eurobarometre 2002 anketlerine göre, AB’nin ilk on beş üyesi ülkeye bu on üç ülkeden göç etmek isteyen 25-39 yaş grubu arasındakilerin Türkiye’deki oranı % 7. Bu oran ile Türkiye (9 Cem Behar, “Demographic Developments and ‘Complementarities’: Ageing, Labor and Migration,” Turkish Studies, Vol. 7, No. 1, 17-31 March 2006, 17-32) on üç ülke arasında ilk sırada. Bunu, %8 ile 15-24 yaş grubundakiler izliyor. Daha da çarpıcı olanı, üniversite mezunları arasında diğer on iki ülkeden göç etmek isteyenler %3-4 civarındayken bu oran Türkiye’de %15’i aşmakta, eğitimine devam edenler arasında ise %12 ile yüksek bir oran oluşturmaktadır.”

Gençler ülkeden kaçmak istiyor,hayalleri bu ülkede bu topraklarda değil. Bu kimsenin umursamadığı bir durum ne yazık ki. Ülkenin ideolojilere teslim olmasının bedeli gençliğimiz harcamak,geleceğimizi yok etmektir. Siyasi İslam ideologları ve taşralı bağnazlar en çok genç ve kadınlardan hoşlanmıyor.Onları zorbalıkla baskı altında tutmak istiyorlar. Beyin ve gençlik göçü hakkında günlerce yazı yazmamız,polika oluşturulması için baskı yapmamız gerekirken neredeydi köşeler möşeler???

Gençler aile,mahalle,toplum,okul,kurumlar,para ,eğitimden eşit şartlarda yararlanamama,anlamsız sınavlar,işsizlik altında inim inim inliyor. Başarı veya başarısızlık baskısıyla zedelenen kişilikleri liseye gelmeden çarpılıyor. Uyuşturucu sanıldığı gibi sadece ahlakı bozulmuş İstanbul’da yaygın değil, Van’da,Muş’ta,Hakkari’da ,Diyarbakır’da, Mersin’de de var. Liyakat esasının yerine hemşehrilik/cemaat/ideoloji aidiyeti istenen bir dünyada kim ülkesine hizmet edebilir ya da ister?

Bu araştırmada ahlakın sadece “dini referanslı” ahlak olarak değerlendiği de dikkat çekici. Ahlak belden aşağı konuların karşılığı değildir. Cinsellik dışındaki ahlak ve ahlaki tutum kriterleri nedir? Dinin arkasına gizlenen ideolojik İslam veya geleneksel İslam , feodal alışkanlıklar nasıl herkesi hizaya sokuyor?

Evi kiraya veren kendini yargıç,savcı,ahlak zabıtası yerine koyuyor. Gençlerin hayatına,saçına başına karışıyor. En yaygın şikayet herkesin üstüne vazife olmayan her şeye burnunu sokması! Çünkü birey yok! Birey yoksa vatandaş var mı? Vatandaş da olamıyoruz elbette. Vatandaş olarak hakkımızı arayabilir miyiz? Cevap???
Hukuk devleti miyiz? Bütün siyasi partiler ve kurumlar denetleniyor mu? Ben şikayet etsem bana bilgi verecek merci var mı? K ılıfına uydurunca herşey mubah anlayışını günlük hayatında uygulayanlarla kurumlarda uygulayanlar işbirlikçi bir zihniyete uymamız gerektiğini bize anlatıyor?

Araştırmada en önemli soru:Anadolu İslam’ı değişiyor mu? Bin yıllık Türk İslam anlayışı ve hoşgörüsü siyasi İslam’ın kontrolüne mi giriyor?İran ve Arap etkisi 1980’den bugüne ülke içindeki yandaşlarıyla bunu sağlamayı başardı mı?AKP %80’ni içki içmeyen toplumda neden içki takıntısıyla belediye kurumlarını yönetiyor? Bağnazlık takıntı,totaliter ve baskıcı “Molla Kasım” ’ları üretirken kim seyirci?

Burada diğer ciddi sorun:Anadolu’da sosyalleşmenin önü tıkanmaktadır. Tek tip sosyalleşme dayatılmaktadır. Tek tip hayat tarzı ve insan tipi faşizm değilse nedir?
Altı çizilen vahim durum:Aydınlar düşünce özgürlüğünün önünü tıkıyor, ideoloji ve tarafgirlik kapaıyor yolu. Devlet baskısı demokratik mücadeleyle bertaraf edilebilir,kamplaşmış aydın baskısı totaliter yapıya zemindir.

Ayrımcılıkların çokluğu vahim. Türkiye’de sosyal bilimciler her türlü ayrımcılığı araştırmaları,yüzlerce araştırmaya ihtiyaç var. Ayrımcılığın dinamiklerini anlamaya çalışmalıyız.Buna karşı politikalar oluşturmak, yasalar hazırlamak zorundayız. Sivil çalışmalar,eğitim projeleri hazırlamalıyız. Bunu yazanların ellerinden öpüyorum.
Türk kültürünün ve anlayışını bir parçası olan Alevi ayrımcılığı anlaşılmaz bir boyutta.Bu acilen çözülmesi gereken bir ayıp. Bütün ayrımcılıklara karşı dikey ve yatay mücadele programları hazırlanmalı, eğiitm projeleri yapmalıyız.

Araştırma sonucu : “Anadolu kentlerinde dinlenen hikayeler,tüm vatandaşlarına eşit mesafede duran ve eşit hizmet götüren bir “legal-rasyonel otorite” eksikliğinin, bireyi iktidara yakın örgütlenmelere bağımlı kıldığını gösteriyor”.

Bu modern toplumsal örgütlenme modelinden uzak olan Türkiye’de kültürel örgütlenmenin de ideolojilere teslim edildiğini anlatıyor. Yalnız ve dayanışma ihtiyacındaki birey /insan nereye gidecek?onu kim koruyacak?Sorunlarını çözecek?sosyal devlet/hukuk devleti yoksa kime sığınacak yoksullar, kadınlar, gençler ve vatandaş?

Türkiye’de KORKULAR YARIŞIYOR.

Kadınlar daha büyük bir baskı altına girebilir ve bu ciddi bir tehdit. Modernleşme ve demokrasi kavgası kadın üzerinden yapılıyor. Kadınlar sosyal alandan, ş dünyasından , siyasetten, iktidar ve karar verme mekanizmalarından dışlanmaktadır. Bu korku verici. Bireyin korkuları da ciddiye alınmalı. Araştırılmalı elbette.
Türkiye bir sosyal bilim cenneti olduğu halde dünyada bu konuda ismi YOK….

NEDEN?

Bakınız:Türkiye'nin özgüvene ihtiyacı var yazısı (web)
Raporun tamamını okuyun:www.ntvmsnbc.com

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank