- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

52 Yıl Sonra Trabzon’daki Ayasofya’da İlk Cuma Namazı…

Bir zamanlar utanarak biletle girdiğim Trabzon’daki Ayasofya’ya bugün(05 Temmuz 2013 Cuma) abdestle girecek olmanın heyecanıyla yüreğim bir kuş gibi pır pır ediyor(du). Zira bugünlerde, hayalimizin bile erişemediği noktalarda doyumsuz hakikatler yaşıyoruz.

Öğle güneşinin tepeden gülümsediği demlerde Ayasofya’nın avlusuna vardığımda “iğne atsan yere düşmez” denen durumla karşılaşınca keyfim ikiye katlanıyor. Dostların çoğu saflardaki yerini çoktan almış bile. Uzaklar yakın olmuş. Yarım asırlık hasretliler buluşma anının heyecanı içerisinde… Gönüller bayram yeri… Manevî huzur tavan yapmış desem yeridir. Bu duygular içerisinde bizlere bu güzel günü gösteren Rabbime karşı şükür secdesine kapanıyorum. Darısı, fethin sembolü olan İstanbul’daki Ayasofya’nın başına diyorum.

Güzel Trabzon’umun güzel Ayasofya’sı ne kadar da özlemiş secdeye varıp Rabbiyle bütünleşen müminlerini… Müminlerin de onu çok özlediği her hâllerinden belli. Zira bu coşkulu kalabalık, bunu çok güzel yansıtıyor. Müminlerle Ayasofya’nın geçmişte kalan ayrılık hâli Leyla ile Mecnun aşkını hatırlatıyor bizlere. Hakk aşkıyla yanıp tutuşan, adeta Mecnun’a dönen müminler Leyla hükmünde olan Ayasofyalarına çok şükür ki kavuştular. Bu kadim sevgililerin kavuşmasına vesile olan Hakk ve hakikat dostlarına binlerce teşekkürler…

Ayasofya isminin Müslümanların gönlünde apayrı bir tılsımı var sanki. 750 yıllık bir mabette secdeye durmak nerden baksanız heyecan vericidir. Bunu Ayasofya’da toplanan müminler bu ilk Cuma namazıyla bihakkın yaşadı. Gönüller geç kalmış bir bahar sevinciyle dolup taştı. Gökler bile bu güzel anı temaşa etmek için sanki bulutları def etmişlerdi etraflarından. Bugün Ayasofya’nın bahçesindeki sadece insanlar değil, çiçekler ve böcekler bile mütebessimdi. Güller mağrurdu, şükür hâlindeydi. Kadim zaman sanki tazelenmişti. Bu ulu mabedin kuzeyindeki masmavi de deniz bu hâle şahit olmaktan memnundu.

 Ayasofya deyip de geçmemek lazım. Zira Ayasofya, Trabzon fethinin en güzel hatıralarından biridir. O, büyük Fatih’in Trabzonlulara yadigârıdır. Buna emanet de diyebiliriz. Bu güzel mabet, bu şehirde yaşayanlara o günleri hatırlatmaktadır. Gönüllere fetih şuurunu zerk etmektedir. Onun mahzun oluşu bütün müminlerin mahzun oluşu için yeterli bir sebeptir. Onun hassas nabzı, ancak minarelerden coşkuyla okunan ezanlarla atar. Ezanlar onun manevî gıdasıdır. O, müminlerin secdeleriyle hayat bulur; o fethin munis rüyasını görür.

Trabzon’un, mümin çehrelere susamış Ayasofya’sı bugün sıra dışı günlerinden birini yaşadı. Buna bir çeşit bayram da diyebilirsiniz. Büyük küçük, kadın erkek herkes oradaydı. Turistler de bu coşkuyu keyifle seyrediyordu. Öğle ezanı Ayasofya’nın kulesinden müminlerin gönlüne gürül gürül akarken, insanların büyük bir huzur içinde şükür duygularıyla dolduğunu hissettim. Aynı huzuru bizzat kendim de yaşadım. Ezan sesleri fezayı doldurmuştu. Avluda toplanan herkes, bu mabedin prangalarından kurtulmasına sevinmişti.

Ayasofya’nın bahçesinde şükür secdesine kapanmaya hazır mahşerî kalabalık vardı. Mabedin taşları, taş yüreklilere inat, sanki müminlerle konuşuyordu. O muhteşem mabet, 52 yıldır beklediği müminlerini karşısında görünce sanki ruh kesilmiş ve mütebessim bir yüzle kalabalığı seyre dalmıştı. Demek taşlar bile yumuşardı da, taş kesilmiş kalpler yumuşamazdı.

Samimiyetle inanıyorum ki fethin rüyasını gören Ayasofya’da, 52 yıl aradan sonra kılınan bu ilk Cuma namazında İstanbul’un ve Trabzon’un Fatih’i de ruhen hazır bulunmuştur. Onun emanetini hakkıyla ve layıkıyla bugünkü konuma taşıyanlara alkış tutmuştur. Onun mübarek ve muazzez ruhu da bu gecikmiş Cuma namazıyla şâd olmuştur.

Bilindiği üzere Türkiye’de birkaç tane Ayasofya Camii vardır. Bunlardan en büyüğü Fatih’in İstanbul’u fethettiğinde ilk Cuma namazını kıl(dır)dığı Ayasofya’dır. Diğeri yine İstanbul’daki Küçük Ayasofya Camii’dir. Bir başkası da İznik’teki Ayasofya Camii’dir. Bir de bizimkisi... Son üç Ayasofya Allah’ın izniyle müminlerine kavuşmuştur. Bu da gösteriyor ki İstanbul’daki büyük Ayasofya’nın müminlerle kucaklaşması ve hasret gidermesi yakındır.