content
07 Nis

Sınanmak/ Masumiyet/ Keşmekeş

Sınanmak, bir durum üzerine imtihan olmak manasındadır. Zaten Dünya hayatı böyle bir sınanma için var. Herkes ömür boyu her şeyle sınanır mı? Bilmem. Birçok şeyle sınandığı kesin. Aslında önemli olan bu değil. Sınanmanın neticesidir. Lakin Dünya’da yaşıyoruz, algılarımız da çoğu zaman o yönde oluyor. Sınanmanın sonuçlarını tam olarak görüyor olamayabiliriz. Çünkü sonuçları bile değerlendirirken nefis iş başında. Kendi içinde, mahşere kadar net olmayan bir buzlu cam meselesi.

Yılın son günü akşamı Senai Demirci’yi okuyordum sanal âlemde. Beni o köşe yazısına son dakika haberleri takip etme durumu getirdi. Kendisini düzenli okuyan birisi değilim. Yazısından aldığım söz, oldukça manidardı. Kime ait bu söz bilmiyorum. Kendisi de belirtmemiş zaten. Önemli olan anlamıydı. Güzel anlamlı güzel söylenmiş söz şuydu.“Hiç kimse sınanmadığı günahın masumu saymasın kendini.” Kırmızı ışık gibi, dur levhası gibi, nereye gidişin dostum nidası gibi.

Karmaşa ve iradesizlik üzerine yazacaktım. Bu karşıma çıkan söz beni bu konunun yanı başına getirdi. İmtihansızlık üzerine düşündüm. Acaba şu mesele ile ilgili çelişkili mi dedim? Hayır, cevabını verdim kendi kendime. Yaratıcıya “ Beni günahlarla karşı karşıya getirme, uzak tut” nevinden yapılmış ve kabul görmüş, dolayısıyla da o günahla sınanmamışlar aynı kefede mi? Hayır… En alt manada bir günah ile sınanmamayı- teoride- istemek bir irade göstermedir ve sınanmak babından sayılır. Bir şeyi, kötü bir şeyi yapmamanın en alt değeri o kötü şeyi istememektir. Hatta daha edebi olarak söyleyecek olursak, istemeyi istememek. Ya da istememeyi bile her an istemek.

Hiç kimse sınanmadığı günahın masumu saymasın kendini.
Karamsarlık değil bizim işimiz. İnanmış gönüllerimiz var. Şeytanın bir güçlü yanıdır karamsarlık. Battıkça –boşver- diye duyduğun o ses. O sesin sigortası tövbedir. O sesi olumsuz o sesi, battıkça yükselen o sesi durdurabilmenin adı, tövbedir. Yeniden sarılmak imana. İlk defa kelime-i şahadet getirir gibi. Allah’ı ilk defa tanıyor gibi. Yeniden, kendini yenileyebilmek. Dua denen sihirli iksiri yanı başından ayırmamak. Her an, her yerde diline bir mani gibi iliştirebilmek.

Hiç kimse sınanmadığı günahın masumu saymasın kendini.
Yeni bir yıla giriyoruz. İnşallah bu yeni yıl hakkımızda hayırlı olur. Bu yeni, doğduğumuzdaki gibi temiz yılı hakkıyla yaşayabilenlerden oluruz. Bu noktada Akif’in ömrün sonuna nişane kıldığı dörtlüğünü yazayım.

Ağır ağır gidiyorken cenaze kafilesi
Nihayet oldu musalla birinci merhalesi
Çıkınca üstüne son minberin hatib-i memat
Açıldı dide-i imana perde perde hayat

Herkes verdiği sözün mahkûmu, kölesi. İster dünyevi olsun isterse uhrevi. İman da bir söz verme. Layıkıyla o söz yerine getirilmelidir. Allah’a verdiği sözü tutmayan, kula verdiği sözü tutar mı? Tutarsa da daha büyük bir keşmekeş değil mi? Fani olanı daha önemseyip baki olanı görmezden gelme.
Hiç kimse sınanmadığı günahın masumu saymasın kendini.
Haftaya da görüşebilmek umuduyla, hoşça bakın zatınıza…

 

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank