- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

16 Ocak 1980 Tarihinde Milli Mücadele Yolunda Şehit olan Türkmen Liderlerimizden

 (1)Şehit Albay Abdullah Abdurrahman
1960 yılında kurulan Bağdat Türkmen Kardeşlik ocağı başkanı Albay Abdullah Abdurrahman, Irak Türklerinin tanılan büyük liderlerinden biri olarak, 16 Ocak 1980 tarihinde Saddam rejimi tarafından her türlü işkencelere maruz kalarak, Milli dava arkadaşları Dr: Necdet Koçak, Adıl Şerif, Dr: Rıza Demirci ile birlikte idam olmuşlardır.
Şehidimiz yaşamını milli Türkmen davasına adayarak, 14 Temmuz 1959 tarihinde Molla Mustafa Barzani Kürt Peşmergeler, Komünistlerle İş birliği ederek, Kerkük katliamında çok sayıda Irak Türklerini ağaçlara asarak, iki yöne ters giden arabalara bağlayarak, param parça ederek, untitledcaddelerde sürükleyerek, acımasız öldürmüşlerdir.

Büyük liderimiz Albay Abdullah Abdurrahman, Kerkük 14 Temmuz katliamını bir an önce durdurmak için, Tazehurmatu ilçesine gizli yolla Başkent Bağdat’ta ulaşarak, üç gün üç gece süren katliamı durdurarak, milletimizi bu büyük katliamdan kurtarmıştır.
Irak Türklerinin büyük milli dava mücadele dolu tarihine geçmiştir.
Albay Abdullah Abdurrahman 1913 tarihinde, Kerkük Musalla mahallesinde göz açmıştır, öğrenci günlerini Kerkük’te geçirerek Bağdat’ta Harp okulundan başarı ile mezun olmuştur.

1941 Tarihinde İngilizlere karşı, Milli Irak hareketine katılarak 1941 yılında Filistin’i kurtarmak amacıyla büyük General Mustafa Ragıp ve Ömer Ali Paşa ile birlikte bu savaşta başarılı olarak harekete yer almıştır.
1958 tarihinde Kerkük ikinci Tümen Komutan Yardımcısına atanmıştır.

Şehidimiz Albay Abdullah Abdurrahman 14 Temmuz 1959 yılında Kerkük katliamından kurtulmakla, Tazehurmatu ilçesi yoluyla Irak Cumhurbaşkanı Abdülkerim Kasım ile görüşerek, Kerkük’ün kanlı katliamını bildirmiştir, böylece devrim komuta konseyi başkanı General Abdülkerim Kasım, Kerkük’e ordu göndererek, şehidimiz Kerkük Türklerini üç gün süren büyük katliamdan kurtarmıştır.
Sonradan Emekli olan Albay Abdullah Abdurrahman Bağdat’ta 1960 yılında kurulan Türkmen Kardeşlik Ocağında 1964 yılından 1976 yılına kadar, Ocağın başkanlığını milli mücadele Türkçülük duygularıyla görüşleriyle başarıyla yürütmüştür.
Uzun süre başkanlık yaptığı sıralarda, Irak Türkleri ile yakından ilgilenerek, tüm Türkmen köylerini, ilçelerini, şehirlerini, bölgelerini dolaşarak, her kes ile ilgilenerek yakından tüm insanlara her türlü yardımda bulunmuştur, böylece tüm Türkmenelinde Mandalıdan, Telafer, Aziziye’ye kadar milletimiz tarafından sevinmiştir ve onun sevenleri defalarca onu Ocak başına seçerek getirmişlerdir.

Albay Abdullah Abdurrahman milletini sever aşırı bir milliyetçi Türkçü idi çalışkan yiğit, atılgan vatanını, bayrağını, toprağını ve Kerkük tüm Irak Türklerinin bölgelerini seven gönlü aşkla sevgiyle atmaktaydı.
Arap Baas partisi Irak Türklerine karşı uygulamış olduğu sindirme, asimilasyon yok etme politikası, önde Türkmen Kandaşlık Ocağını bir an önce kaldırıp, yok etmesi ön plandaydı, her bir türlü baskısıyla millet tarafından sevinen Albay Abdullah Abdurrahman başkanı Ocaktan uzaklaştırmak planını gündemde yer almaktaydı, bunu Türk düşmanı olan dönemin diktatör cumhur başkan Saddam Hüseyin uygulama katılmaktaydı.
1976 yılında Albay Abdullah Abdurrahman Kardeşlik Ocağı başkanı iken, Baas partisi Saddam rejim tarafından onu Ocak’tan bir türlü zorla seçim yapılır diye uzaklaştırılmıştır.

Türkmen Kardeşlik Ocağından uzaklaştırıldıktan sonra 1979 yılında dava soydaşları Necdet Koçak, Adil Şerif, Dr Rıza Demirci ile birlikte tutuklanarak, 16 Ocak 1980 tarihinde şehit edilmiştir.
Ben Albay Abdullah Abdurrahman şehidimizi 1970 yılından tanıyorum evimiz Bağdat’ta olduğu sırada sürekli olarak Kardeşlik Ocağına giderek onunla görüşmekteydim, ve ondan milli davamız ile ilgili sorular sorarak bilgi almaktaydım, o dönemde en küçük yaşta Ocağa üye olmuştum, ayrıca liseden mezun olduktan sonra Üniversite hayatimi Kardeşlik ocağına bağlı Şehidimiz Rıza Demircinin açmış olduğu 36 kişili yurtta kalıyordum, çünkü Arap Baas partisine katılıp girmediğimden dolayı hükümet yurduna alınmadım ve Türkmen Kardeşlik ocağının yurdunda eğitimi bitirdim.

Sonradan şehitlerimiz tutuklanarak idam olduktan sonra bende ayni yılda tutuklandım ve tutuk evinde acı durumlarını işkencelerini duydum ve idam olduklarına çok zorlukla dayandım.
Artık onlar şehit oldular, ölmediler gönlümüzde büyük milli davalarıyla yaşamaktadırlar. ve tüm milli Türkmen kuruluşlarımız bugün onların temiz kanlarıyla kurularak gençlerimiz, erlerimiz, baba yiğitlerimiz mücadelelerini onların bırakmış oldukları izleriyle sürdürmektedirler.
(2) Şehit Necdet KOÇAK
Irak Türkleri 85 yıldan boyanca çok sayıda katliamlar, soykırımlar, sürgün, tutuklama kaçırma olaylarla meydana gelerek, çok aydın kahraman, yiğit insanlarımız Türk olduğundan dolayı yargılanarak, idam, ölüm işkence, baskı saldırı, patlama olayları ile haksızlıklara maruz kalmışlardır.
Bu efendi millet çok sayıda yiğit, atılgan, korku bilmeyen liderler yetiştirerek, kıyıcı Irak diktatörleri Saddam tarafından acıcasına idam olmuşlardır.
Katliamların tek amacı bugün olduğu gibi, tek hedefleri Irak Türklerine sindirme yok etme politikasını Uygurlaşmaktadırlar.
Kerkük şehri bir Türk şehri olarak, bin yıllardan faza kendi yurtları olan Kerkük bugün Saddam rejimi döneminde olduğu gibi, Türkleri Kerkük’ten çıkarmak önce Araplaştırma politikasından sonra, Amerika’nın destek, yardımıyla Kürtleşme planını kullanmaktadırlar.

Saddam’ın yolunda yürüyen Barzani, Talabani kıyıcıları çok sayıda Irak Türklerini kurşuna dizerek, şehit etmişlerdir.
Ve 31/08/ 1996 yılında Irak Türklerinin önde gelen liderlerini Saddam rejimine teslim ederek, idam etmişlerdir.
Saddam döneminden sonra Amerika, İsrail ile iş birliği yapan Barzani, Talabani Demokrasi diye, birçok Irak Türklerinin başta gelen liderlerine pusu kurarak şehit ederek öldürmüşlerdir.
Ve birçok Kerkük, Erbil, Telaferli Tuzhurmatu ve tüm Türkmenelinden Türkleri tutuklayarak kaçtırmışlardır.
Diktatörün kopyaları olanlar tüm dersleri Saddam’dan alarak, kendi milletlerine bile işkence yaparak, çok insanları iki tarafta öldürmüşlerdir.
Saddam rejiminin iki cani ile hiçbir ayrımı olmadan, Saddam Irak Türklerine karşı büyük cinayet işlemiştir, Saddam kin ve nefreti ile Irak Türklerine hiç acıyamadı, her ramazan, Bayram günleri idam tutuklamalar başlardı, acı sert kıyarcasına Türklere karşı yok etme politika uygulamaktaydı.

Bunların en önemlisi 1980 16 Ocak büyük Irak Türklerinin önde gelen liderlerini idam etmiştir, bu liderlerden Doç. Dr Necdet Koçak, Emekli Albay Abdullah Abdurrahman, Dr. Rıza Demirci, Adil Şerif.
Ben onlar tutuklamalarını işkence sırasında olduğumda tutuklanan insanlardan duymuştum, sormuştum onlarla tutuk evinde olan insanlar tam olarak, durumlarını anlatmışlardır, her türlü işkencelerini söylediler.
1981 tarihinde Irak muhaberatına bağlı Mahzen bölümünde olduğum sırada, Dr, Rıza Demirci ile karşılaştım ben alt kat numara 7 Dr Rıza Demirci ise numara 38 üst katta kalıyordu ona çok işkence yapmıştılar, bu işkenceye dayanmayan Dr, Rıza elinin damarını keserek ve onu alıp hastaneye götürürüz diye, bir daha onu göremedim en son 1982 yılında Suudi Arabistan Irak sınırının bir hapishanesinde olduğunu söylediler. Şimdiye kadar ailesine verilemedi.

Yarbay Abdullah Abdurrahman ve Dr Necdet Koçak her türlü işkenceye uğradılar gözlerini bile kayıp ettiler, Türkiye’den, Türkçülük davası ile ilgi idam oldular, onlar tutuk evinde oldukları sırada haklarında Irak hükümetine istihbarat, emniyete bilgi verenler arasında birkaç kişi var idi bugün cezalarını buldular, tutuk evine atılan ve Irak İstihbaratında çalışmakta olan giymiş olduğu giyimleri yırtık, pislik içinde yüzü eli kanlar içinde Irak Muhaberatı için çok sayıda çalışanlar bulunmaktaydı.
Bu ajanslar birçok Türkmenlerin seslerini teyp kasette kayıt ederek onları zorla konuşturmuşlardır.
Tutuk evinde işkence durumunda beni yanlış getirdiler diye yakında serbest olacaksın demeleri ajanslar Türkmenler hakkında her türlü yalan bilgileri Barzan El Tikriti Muhaberat başkanına vermiştir, ve türlü haber ulaştırmaktaydılar, Irak’ın her yerinde kendisi satan ajanslar çok insanların ellerinden rapor yazarak idama göndermekteydiler.
Muhaberat tüm şehitlerimize acımadan işkencelere uygulamışlardır.

Türkiye devletin girişimde bulunmasına rağmen rejim onları idam etmiştir, idam olmalarına Türkiye karşı durarak özgür olmalarına uğraşarak, Saddam diktatörü Irak Televizyonunda Türkiye benden adamları soruyor Türkmenleri, istiyor burada Türkiye’nin adamları varsa, gelip götürsün, bu kadar girişmelere rağmen, kıyıcı Saddam rejimi liderlerimizi idam etmişlerdir.
Büyük dava adamı Necdet Koçak dava arkadaşları ile tutuklanarak, uzun süre işkence gördükten idam olmuştur.
Şehidimiz Necdet Koçak Irak Türklerinin önde gelen Türkçü, milliyetçi, Ülkücü liderlerden olarak 1939 yılında Türk şehri Kerkük Avcı mahallesinde anneden olmuştur, Türkiye’ye 1958 gelerek Ankara Üniversitesi Ziraat fakültesinden 1962 mezun olmuştur.

1967 tarihinde doktorluğunu almıştır, 1970 tarihinde Bağdat’ta sulama makine başkanı olmuştur.
Necdet Koçak 22. 3. 1979 tarihinde Türkçülük, Türkiye’den dolayı 16 Ocak 1980 yılında Bağdat Severe Devrim yargı evi Saddam rejimi tarafından idam olmuştur, tüm işkenceler Barzan El Tikriti tarafından uygulanmıştır.
Necdet Koçak Irak Türklerinin çalışkan, yorulmayan Türkçülük davasına sahip çıkan, disiplinli bir lider idi. davasına inançlı, imanlıydı, Irak muhaberatında türlü insanlık dışı işkencelerden sonra, Abu garip idam odasına kendisi ile dava arkadaşları ile götürmüşlerdir.

Şehidimiz Necdet Koçak ile birlikte, dayanılmaz korkunç işkencelere karşı konuşmadan, itiraf etmeden kimsenin adını vermeden, dayanarak, idam olmuştur.
Onun gibi bir yiğit, kahraman milli Türkçülük, milliyetçilik davası yolunda, onlarca Türk gençlerinin örgütlenmesi, teşkilatlı olması, yetişmesi onun sayasındandır, bugün tüm Türkmen kuruluşlarımız ve Türkmen Partilerinin kuruluş, onlar vermiş oldukları temiz kanlarıyladır.
Necdet Koçak her bir yönüyle üstüne düşen büyük Türkçülük, ülkücülük görevini yerine getirmekteydi, Irak Türklerini ve tüm dünya Türkleri ile ilgilenmekteydi.

Her insanı severek yardımlaşırdı.
Benim üçüncü defa idi Türkiye’ye gelişim şehidimizle 1976 tarihinde cebeci, site yurdunda tanışmıştım, orada öğrenim gören kan kardeşlerimi görmeye giderek, onun bir konuşmasına hazır oldum, Irak Türklerini yakından tanımaktaydı, bizlere, örgütlenmeyi, teşkilatlanmayı deflerce öneriyordu, bana gizli çalışmayı, sürekli olarak okumayı okulumuzu başarmayı söylüyordu, bende önden bir kaç ay sonra tutuklandım kendisiyle dava arkadaşlarının adlarını Irak gizli servisi tarafından tutuklanan insanlardan duydum, o anda anladım ki bizleri Saddam yönetimi yok etmeye planlıyordu.
Necdet Koçak Irak Türklerinin ölmeyen, Türklük simgesidir bizlere bir umut ışığıdır, idealist, kültürlü, üstün milli bilgiye sahip olarak, alçak gönüllü, hoşgörülü düzenli olarak, yorularak çalışmaktaydı.
İradeli, disiplinli davranışları Türkçülük prensibini yansıtıyordu.
Necdet Koçak Türkçülük mücadelesi yolunda, vatansever, milliyetçi ve Kerkük Türk şehrinin, ölmeyen bir simgesidir, milli dava yolumuzun rehberidir, şehidimiz gönlümüzün derinliğinde yaşayarak, yaşamaktadı, şehidimiz bizimledir gönlümüzdedir.

Ey Şehidim senin uzun yıllar milletimiz için vermiş olduğun, mücadeleni konuşmak, yazmakla
Bitemez.
Bizim için çizmiş olduğun Türkçülük yolunda, milli davandan hiçbir gün ayrılmayacağız, azimle, inançla sürdüreceğiz, ne mutlu büyük Türk milletine, Irak Türklerine, ülkücü, Türkçü Türk dünyasına öyle bir büyük lider yetirdi.
Büyük dava adamını Kerkük Türkünü kurtarmaya gönderdi, ruhun şad olsun, ölmeyen şehidim sen ölmedin, şehidim sen bizimlesin sen bizimle yaşıyorsun.
(3)Şehit Rıza DEMİRCİ
Irak Türklerinin yüce mücadele milli dava tarihinde, büyük değerli liderlerimiz, kahramanlarımız, yiğitlerimiz ön sırada görünmektedirler.
Türkçülük, milliyetçilik alanında, kutsal görevlerini üstün başarılarla başararak, bu uğurda kanlarını, canlarını, tüm varlıkların vererek, şehit düşmüşlerdir.

Üçüncü liderler şehitlerimizden olan
Dr: Rıza Demirci çocukluk yaşlarından, kendisini Türkçülük milli davaya adayarak, milli prensibinden, milliyetçilik yolundan vazgeçmeden, uzun yıllar Irak Türkleri öğrenciler için, büyük yardımda bulunmuştur.
Şehidimiz Dr. Rıza Demirci, 1928 yılında Kerkük Musalla mahallesinde doğmuştur.
İlk, orta, lise okullarını öğrenimini Kerkük Türk şehrinde bitirerek, Kerkük Lisesinden mezun olduktan sonra, yüksek diplomasını yapmak üzere Türkiye’de İstanbul Üniversitesi, Orman Fakültesinden 1951 yılında mezun olmuştur, Erbil ve Kerkük Orman Bölge Müdürlüklerinde çalışmıştır.
1959 Tarihinde, tekrar Türkiye öğrenim için giderek İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden test doktorasını almıştır.
Irak’a döndükten sonra, Bağdat Orman Genel Müdürlüğünde Daire Başkanlığı görevlerinde bulunmuştur.
Şehidimiz Dr. Rıza Demirci, Başken Bağdat’ta 07.05.1960 tarihinde kurulmuş olan Türkmen Kardeşlik Ocağı’nın kurucularındandır.
Uzun yıllar Türkmen Kardeşlik Ocağında çalışarak, birçok başarılı işlerde önem kazanarak, Irak Türkleri tarafından sevinerek, onun yapmış olduğu projelerinden, En önemlisinden birisi, Kardeşlik Ocağına bağlı, Türkmen öğrenci yurdunun açılması ve bu görevi kendisi yöneterek, çok sayıda Türkmen öğrencilerini, liseden mezun olanları tahsillerini yapmak için, türlü çalışmalarda, yardımda bulunmuştur,

Bağdat’ta öğrenim yapan, 36 öğrenci bu yurtta her türlü destek, yardım ile başarıyla, okulunu bitirmişlerdir, bu yurtta önde gelen milliyetçi, sağlam, temiz çalışkan gençler ulaşmıştır ve birçok öğrencilerde Türkçülükten dolay idam olmuşlardır ve birçok öğrencilerde hapishaneye uzun yıllar atılmışlardır
Şehidimiz Dr. Rıza Demirci, Türkmen Kardeşlik Dergisi’nin yayınlanmasında büyük rolü, katlısı olarak, Irak Türkleri hakkında tarihi araştırmalar yazarak önemli konuları ele alarak Irak Türklerinin nüfusunu bulundukları bölgeleri, şehirleri, köylerini ve yerleşim yerlerini gündeme getirmekte büyük çabalar göstermiştir.
Dr. Rıza Demirci, Irak Türklerinin büyük bilim şahsiyetlerinden olarak Ormancılık alanına gelişmelerde önemli katkılar bulunmuştur.
Dr. Rıza Demirci milli Türklük davasına, milletine inanarak yolundan hiç taviz vermeden yurdunu, toprağını, Kerkük tüm Irak Türklerini Türk dünyasını seven biri olarak görevine, milletine bağlı yiğit, atılgan kahraman bir lider idi,
Lider şehidimiz Dr. Rıza Demirci Saddam rejimi tarafından tutuklanarak kıyıcı Barzan El Tikriti 1979 tarihinde diğer dava soydaşları Albay Abdullah Abdurrahman, Dr. Necdet Koçak, Adil Şerif ile birlikte tutuklanarak 16 Ocak 1980 tarihinde idam olmuştur.

Şehidimizin bugüne kadar cenazesi ailesine verilmemiştir.1989 yılında idam olduğu ailesine diktatör rejim bildirmiştir.
Şehidimizle Türkmen Kardeşlik ocağında üniversite döneminde kalmış olduğum Türkmen öğrenci yurdu, sıralarında tanımıştım, bizlerle çok ilgilenerek, bizlerinin çalışmasını, bir an önce göreve katılmamızı üstün başarılar sağlamamızı, her zaman onarırdı ve bizlere her türlü yardımda bulunurdu,
Ayrıca onunla 1980 yılında Irak gizli servisi Muhaberat denilen Mahzen adılı Abu Garip tutuk evinde karşılaştım, ben 7 numaralı odada olduğum sırada, o yukarı katta kalıyordu, her türlü işkence gördükten sonra,
Onu başka bir yere götürdüler, en son ondan haber aldım, Suudi Arabistan (Hiyat) sınırında olduğunu anladım ve gizli kimsenin bilmediği bir Arap çölünde yüzlerce tutuklarla yaşadıklarını söylediler.

Türk şehitlerimiz Dr Rıza Demirci hiçbir zaman canlarını, kendilerini düşünmeden Türk inançları, ilkeleri, toprakları, yurtları, Türk milletleri, bayrakları, Kerkük, Türkiye uğrunda, şehit oldular, tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun, mezarları nurla dolsun ne mutlu bizlere, yollarında can vererek, şehit olmak, hiçbir zaman yolumuzdan, prensip, Türkçülüğümüzden bizleri uzaklaşmayacağız, Ne Mutlu Türk’üz, Türk kalacağız.
(4) Şehit Adıl ŞERİF
Adıl ŞERİF adı, şanı yüce olan büyük Irak Türklerinin tanınan yiğit atılgan ölmeyen şehit liderlerimizdendir.
Adil ŞERİF uzun yıllardan beri, kendisini bu milli Türkçülük davası yolunda özveri vererek, içli duygularıyla ölümden şehitlikten korkmadan millet, toprağı Kerkük Türkmeneli için, milli mücadele görevinden uzaklaşmadan, eskiden canını bu yola adamıştır.

Ve büyük bir teşkilatçı olarak, milletinin hakkını koruyarak, çalışarak, düşmanlardan 1959 Kerkük Katliamının hakkını önde gelen kardeşlerimizle almışlardır.
Adil ŞERİF 1928 Kerkük Türk şehrinde dünyaya gelerek, ilkokulunu bitirdikten sonra iş hayatına atılarak, bu alanda milletimize çok katkıda bulunarak, yardımlar sunmuştur.
Şehidimiz Adil Şerif milli mücadelesin dehada fazla sürdürmek için Bağdat’a yerleşerek, milli davası uğrunda her türlü yardım etmeye başlamıştır.
Yıllar boyu iş hayatında çok başarılar kayıt ederek, çok sayıda baba yiğit kahraman gençleri, erleri öğrencileri milli dava yolunda yetirmiştir.
Türk milletine gönülden bağlı olarak, milli Türkçülük davası teşkilatı yolunda büyük özveri göstererek, uzun yıllardan milli davası için Kerkük uğrunda her bir alanda yorulmadan çalışmaktaydı.
Şehidimiz Adil Şerif Türk milletine karşı her bir maddi, manevi yardımlarla her türlü fedakârlığını göstererek, yoksullara hastalara her türlü yardımda çapa sarf etmiştir.

Adil Şerif Kerkük’te en önde gelen çok önemli şahsiyetlerden sayılarak, Hiçbir zaman yardımdan, çalışmadan geri kalmadan milletçe sevilen ve değer verilen yakınlık gösterilen saygılı biri olarak millet içinde çocukluk yaşlarında büyüdüğü için Irak Türklerine karşı büyük sevgisini ve saygısını iletmekteydi.
Şehidimiz Adil Şerif Molla Mustafa Barzani Peşmergeler ve komünistler tarafından 14 Temmuz 1959 Kerkük katliamında milli mücadelesini sürdürmek üzere büyük bir teşkilat başına geçerek, çok sayıda insanları yetirmiştir ve Kerkük katliamında şehit olan kardeşlerinin haklarını almıştır.
Bu uğurda şehidimiz kanını, canını Türk milleti için vermeden bir an bile kaçınmadı ve milleti için her şeyini vererek, yardımdan özverinde bulunmuştur.

,Şehidimizi ilk defa 1972 yılında ve 1976 yılında Bağdat’a görüşerek düşüncesinden milli görüş teşkilatından çok yaralanmıştık, ayrıca 14 Temmuz 1959 Kerkük katliamında mücadelesinden dersler almıştık.
Ölmeyen Şehidimiz Adil Şerif 1979 yılında tutuklanarak her türlü işkenceden sonra dava kardeşleri Yarbay Abdullah Abdurrahman, Dr- Necdet Koçak Dr Rıza Demirci ile birlikte 16 Ocak 1980 tarihinde kıyıcı Saddam tarafından idam edilmiştir.
Onun vermiş olduğu uzun yıllardan beri Milli dava Mücadelesiyle gönlümüzün her atışında anılacak ve onu hiçbir zaman unutmayacağız.