content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

05 May

1 Mayıs, 2 Fotoğraf

İki fotoğraf da iki gün öncesine, 1 Mayıs sabahına ait. 
Üstteki İstanbul Taksim Meydanı'nda çekildi. Hani o "kimsenin burnu kanamasın" diye 1 Mayıs kutlamalarına ve emekçilere yasaklanan Taksim Meydanı. Fotoğraftakiler Hak-İş Sendikası'nın üyeleri. Hemen bir kaç kilometre ötede işçiler, emekçiler, sendikacılar, öğrenciler, kadınlar, yaşlılar ve image-EC6F-158D-5128Dilan kadar çocuklar tazyikli su, biber gazı ve polis jopu zulmünü yaşarken çekilmiş bir kare. "Legal" olarak Taksim'e girmişler, halay çekip göbek atarak "kutlama" yapıyorlar. 
Fotoğraf servis edilince Twitter'dan yazmıştım; "Sağcı sendika diye bir gerizekalılığın olduğu ülkede, bu fotoğraf da normal."
 
Alttaki de 1 Mayıs'ta çekilmiş, sadece yer farklı. Bu defa İstanbul'un diğer yakası, Kadıköy Meydanı. TKP öncülüğünde toplanan gruplar, kendilerine tahsis edilen yerde "paşa paşa" 1 Mayıs'ı kutluyor. Fena halde "parti-cephe" özentisi tören adımlı, tören bayraklı kıtalar falan... "Reddediyoruz" diyorlar. "İlle de Taksim" diyip inatlaşarak, kavga çıkararak olayın "özünden" saptırıldığını, dikkatlerin başka yere çekildiğini iddia ediyorlar. (Dört sene önce ya da beş sene önce, Taksim henüz "kazanılmamışken" TKP meydana dayanır, aslanlar gibi mücadele ederdi oysa... O zaman "şartlar" değişikse demek...)
Benzer fotoğraflar Bornova'da, Ankara'da falan da çekildi. Mesela İşçi Partisi, "BDP ile birlikte yürümem" dedi ve Taksim mücadelesine katılmadı. (Geçtiğimiz yıl İşçi Partisi ve TGB ile BDP, hatta daha radikal Kürt gruplar aynı yoldan yürümüştü oysa...)
 
Şimdi, gelelim iki fotoğraf arasındaki farkı bulmaya...
Bulamazsınız; çünkü yok!
 
Yanıbaşında insanlar devlet zulmü yaşarken, o meydana devletin izni, kolu-kanadı altında girip gerdan kıra kıra oynamakla, aynı şey yaşanırken, aynı devletin gösterdiği yerde toplanıp "kutlama" yapmak aynı şeydir. 
İkisinin de bir diğerinden farkı yoktur. 
İkisi de eylem kırıcılıktır. 
Ve eylem kırıcılık, değil sol jargonda, tüm insanlığın ortak lisanında şerefe, haysiyete, onura dair galiz sıfatların karşılığıdır. 
İkisinde de muktedirlerin "cici, uslu çocuk" övgüsüne mazhar olursun, tek kazancın budur. Dökülmeyen ter, yanmayan göz, kırılmayan kafa yanına kardır. 
Ya kaybettiklerin?
 
Dün yine Twitter'da fotoğrafları paylaşıp "Türkiye'de solun hali" temalı bin yıllık geyiğe dalmışken, bir takipçim cevap yazdı; "TKP ve İşçi Partisi'ni soldan mı sayıyorsun?"
Dedim ki "Yahu biri eski Maocu, eski Sosyalist. E öbürü adı üstünde Komünist. Onları soldan saymayacağım da kimi sayacağım, Muhsin Başgan'ı mı, Mehmet Ağar'ı mı?"
Dediler ki "sol kesimler bu iki partiyi hiç bir şekilde muhatap almamalı, dışlamalıdır." 
Tamam ama sokaktaki vatandaşa bunu nasıl anlatacaksın? Kaldı ki bu her şekliyle yine "solda bölünme" değil midir? Fasid daire...
Dediler ki "Bir ihtimal daha var ama ona da 'sol içi şiddet' derler."
 
Evet, sözün özü İşçi Partisi ve TKP uzun zamandır yitirdikleri sol duruşun üzerine bu 1 Mayıs'ta tüy dikmiştir. Artık "hayırlı" mı olsun, "geçmiş" mi olsun, onu zaman gösterecek...

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank