content

24 Nis

Ambalajlı Su’da Tüketicilerin Aldatılması!

2008 yılında Ülkemizde görülen kuraklığı çiftçilerimiz  tarım alanlarında, Büyükşehirde yaşayan insanlarımız da musluklarından gelen sarı su ile hissettiler.

O yıl tahıl ürünlerinde kuraklık sebebiyle verim düşüklüğünü iktidar ,kuraklık desteklemesi vererek gidermeye çalıştı. Büyükşehirlerimizin su deposu barajlarda seviye dibe yaklaşınca dipteki yoğun çamurun getirdiği rengi izole edilmek maksadıyla su arıtımı için olmaz ise olmaz kimyasalların miktarı artırıldı. Bu miktar artışı suyun kendine has rengini koruyamadı. Sarı renge dönüştü. Musluktan akan bu sarı renk büyükşehirlerde yaşayan insanlarımızı damacana su, ambalajlı su tüketimine sevk etti. Bizler haydi damacana veya tek kullanımlık ambalajlı suyu satın alabilecek bir gelire sahibiz. Ya asgari ücretle geçimini temin edenler ? Onlar o günlerde sarı suyu maalesef tüketmeye devam ettiler. Damacana su sektöründe 3 yıldır bir artış var. Sarısuyun musluklarda aktığı dönemde yemeklerde bile ambalajlı suyu tüketir olduk. Mahalle aralarında yeni yeni ambalajlı su dağıtım firmaları peydah oldu. Musluklardan sarı su akımı yağmurların yeteri kadar yağması sonucunda artık yok olunca artık bizde yemeklerimiz ve çayımızda tekrar musluk suyu kullanmaya başladık. Ama içme suyu alışkanlığımız ambalajlı su da devam ediyor. Kuraklığın getirdiği sıkıntı ambalajlı su sektörünün parlamasına yetti.

Ambalajlı su tüketimi kişi başına yıllık Fransa’ da 142 litre, İspanya’da 143 litre ,İtalya’da 176 litre, Türkiye’ de ise 126 Litre’dir.

Ülkemizde kuraklık felaketi ile ambalajlı su sektöründe gerçek bir rekabeti de beraberinde getirdi. Damacana (depozitolu) sular litre fiyatı tek kullanımlık pet şişe fiyatlarından ucuz iken rekabetin yaşandığı son yıllarda hemen hemen eşit seviyeye geldi. 19 litrelik Damacana suların tek kullanımlık pet şişe satıcılarına karşı evlere servis yapması ve fiyat eşitliği avantajını sürdürürken kimi pet 19 litre tek kullanımlık su satıcıları da aynı hizmeti başlatmış durumdalar. Tek kullanımlık 19 litre-10 litre- 5 litre su satışlarından marketler payını alırken ,depozitolu damacana satışlarından mahalle aralarında küçük dükkan veya depovari satış mağazalarından küçük esnaf kazanç payını almaktadır. İşte bu küçük esnaf yavaş yavaş damacana suların yanısıra tek kullanımlık sularıda portföylerine katmalarının sebebi müşteri taleplerine cevap verebilmektir.

Su insanlar için yaşam kaynağıdır. Su üretimi sağlık bakanlığı ,tarım bakanlığı ve Türk Standartlar Enstitüsünün yönetmelik ve direktiflerine göre üretilmektedir.

Geçtiğimiz 1980 ve 1990 lı yıllarda ambalajlı su’da ki kriterler bugünlere göre daha mükemmeliyet arz etmekteydi. O yıllarda sadece kaynak suları ambalajlanabilmekte ve kaynak sularının özellikleri içinde hiçbir müdahale olmadan sadece sertliği (Fransız sertliği) 10 (on ) değerini aşmayan sulara izin verilmekte idi. Bu kaynak suları sadece fiziki arıtmaya yani içindeki kum ,çakıl gibi unsurların ayırılması işlemine izin verilmekte idi.

1990 lı yılları geride bıraktığımız yıllarda bir de gördük ki ambalajlı suların sertliğinin yükselmesine izin verilmiş , izin sınırlarının üzerindeki sertliğin alınması için reverse osmosiz sistemine de izin verilmiş. Biz piyasayı dolduran suların hangilerinin gerçek anlamda kaynak suları ,hangilerinin reverse osmosis sisteminden geçerek tüketiciye ulaştırıldığını bilmekteyiz. Damacana veya ambalajlı su tüketicilerimizin tükettikleri markaların e mail adreslerine ‘’ sularının reverse osmosis sisteminden geçip geçmediğini sormalıdır.

Ülkemiz tüketicileri reverse osmosis sisteminden geçen ambalajlı sulara değil ,reverse osmosis sisteminden değil doğal kaynak sularına layıktır. Suyun ambalajlanıp tüketicinin önüne konulmasında Sağlık ve Tarım Bakanlığı, Türk Standartları enstitüsü yetkilileri bu yazımızı okumuş olurlarsa biz WHO ( dünya sağlık örgütü ) nün içme ve ambalajlı su ürünlerine izin verdiği değerleri benimsemekteyiz türünden yapacakları açıklamaları kabul edemeyiz. WHO ‘nun şehir şebekeleri içme suyunun değerlerini tüketici aleyhine üretici (Beldiyeler vs. ) değiştirmesinin sebebi

Dünya’da Büyük şehirlerinin su depolama kapasitelerinin düştüğünden meydana geldiğini bilmekteyiz. Ambalajlı sularda da su doğal kaynaklarının (Pınar suları  ) azalmasından dolayıdır.

Ambaaljlı su ürünlerinde ambalaj üzerinde okunaklı olarak suyun revrse osmosis suyu mu ,kaynak suyu mu ,kuyu suyu mu olduğunu üzerine yazılması gerekmektedir.

Burada reverse osmosis sistemini kısaca okuyanların anlayacağı şekilde izah etmek istiyorum. Reverse osmosis sistemi deniz suyu ,ağır suları bile arıtabilerek tüketicinin önüne koyar. Tüketicinin önüne 0(sıfır) sertlikte sadece H20 dan ibaret su koymaya muktedirdir.

Ülkemizdeki Ambalajlı suların üretiminde reverse osmosis sistemi kullananların buldukları su kaynağının sertliğinin 20 fransız sertliğini geçmesinden dolayıdır. Reverse osmosis cihazının ayarını 3-5 sertliğe getirirler ve piyasaya sürerler. Reverse osmosis sistemi suyun kaynağının çok kısıtlı olduğu ülkelerde ,deniz suyu veya ağır suların mecburen içilebilir hale getirilmesi geren yerlerde kullanılır. Reverse osmosis sistemi labaratuvarların , böbrek diyaliz cihazlarınının,sanayiinin 0 (sıfır) su ihitacaı için türetilmiş bir teknolojidir. Suya ulaşımın çok uzak olduğu ve mevcut yakın kaynağın ağır su özelliklerinin olduğunda içme suyuna dönüştürülebilir bir teknoloji olarak kullanılabilmesine izin verilebilir ama ambalaja konulup kaynak suları imiş gibi ile tüketicilerin aldatılmasına izin verilmemelidir.

 Biz tüketicler olarak kaynak sularını pınar suları olarak algılamaktayız. Bu algılamamız da gayet normaldir. Ambalajlı su ;Önümüze gelene kadar ,hangi fiziksel arıtıma tabii tutulmuş ,içindeki kireç ( calsiyum ) reçine ile mi alınmış ,diğer ağır metaller veya kireç reverse osmosis ile mi alınmış , aktif karbon filitrasyonu kullanılmış mı kullanılmamış mı , suyun orjinal su kaynağının değerleri neler bunları tüketicinin bilmesi en doğal hakkıdır ki neye para verebileceğine karar versin. Bu ve diğer bilgilerle tüketici seçim hakkını ortaya koyabilsin.

Biz bilinçli tüketiciler olmak zorundayız. Çünkü gıda da Dünya yönetimlerinin aldığı mevzii sanayiciiden ,su dolumcularından yanadır. Tüketiciler olarak tükettiğimiz ambalajlı suyun reverse osmosis sisteminden geçmemiş olduğuna dikkat etmeliyiz. Çeşmeden akan şehir içme suyu içmeme tercihini gösterip daha kaliteli su içelim derken kalitesiz sulara paramızı boşa da harcamamalıyız. Ambalajlı suyu tercih ediyor isek bunu tükettiğimiz markanın e maill adreslerinden öğrenmek zorundasınız. Gıda kanunu gereğince tüketiciyi doğru bilgilendirmek zorunda olduklarını da hatırlatmanızı tavsiye ederiz.

Ambalajlı su üreticilerinden veya onların sivil toplum kuruluşları olan derneklerinden herhangi bir açıklama geldiği takdirde yine bu köşemizde yayınlayacağız.Bu yazı dizimize de devam edeceğiz.

Çapar Kanat

Çiğ Süt Üreticileri ,süt ve süt ürünleri tüketicileri grubu

 http://groups.google.com.tr/group/cigsutureticileri

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank