content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

24 Eki

Rojava: Kobane Kürtlerinin Büyük ‘Günahı’!

Kobane Kürtleri, son bir hafta içinde “koalisyon güçlerinin” başlatmak zorunda kaldığı hava saldırılarının kısmi desteği dışında, kendi öz güçleriyle ve destansı bir kararlılıkla bir aydır direniyorlar. Görünen o ki, IŞİD barbarları Kobane’yi düşüremeyecekler.

Nasıl oluyor da, tüm dünya kamuoyu bu barbarların

cinayetlerini lanetlerken, Kürtler kendi öz topraklarını savunmaktan başka bir eylemde bulunmazken, kırk küsur büyük devletten oluşan koalisyon güçleri dört bir yanı kuşatılmış ve her an bir toplu katliama uğrayabilecek yüzbinlerce insanı bir cellat soğukkanlılığı ile üç hafta seyredebiliyor? Neden Türkiye ile olan yegane sınır kapısını açmıyor, açtırmıyorlar? Neden insani ve askerî yardım konvoyları ortada yok? Neden Irak Kürdistanı yöneticileri kendi soydaşları, akrabaları bir katliamın eşiğindeyken daha düne kadar ayak sürüyorlar?

Soruları çoğaltmak mümkün, ama yanıtları soruların uzunluğu kadar zor değil.

Uzun başkaldırı dönemleri, başkaldıranlar arasında bir bilinç sıçramasına yol açar. Dayanışma, paylaşım duyguları güçlenir, cinsiyetler, dinler ve kültürler arası çelişkiler yerini karşılıklı hoşgörüye bırakır. Egemenler sisteminin sadece şirketler ve devletler arasında değil, sıradan insanlar içinde de yarattığı yıkıcı rekabet, yerini ortak davranmaya, demokratik kararlar alabilmeye bırakır. Bu bir “altüst oluş” sürecidir, başla ayak yer değiştirir, ya da bir birine karışır. Bunun sür git devam edeceğinin garantisi elbette yoktur, ama sistemin egemenleri bu durumdan hiç hoşlanmaz, böyle “kötü bir örneği” daha doğmadan boğmayı yeğlerler. Onlar için hep yöneticisi olacakları koca bir dünya ve onların kurallarıyla yaşamak zorunda olan milyarlarca insan vardır sadece.

Kürtler Rojava’da bir statü kazandıklarında, Ortadoğu’daki birçok politik örgütlenmenin savaş ve yok etme tutumunun aksine, tüm farklılıklarla bir arada yaşayan, kadını öne çıkaran, doğaya ve insan haklarına saygılı farklı bir oluşum, yeni bir umut yarattılar. Eksiği, fazlası vardı mutlaka, ama farklılığı, egemenlerin sistemine benzemeyen bir yeniliği olduğu ortadaydı. Ortada olmalıydı ki, yer küredeki bir karıncayı bile görebilen egemenlerin ve özellikle “bizimkilerin” gözünden kaçmamıştı. Kadının bilmem kaçıncı sınıf insan yerine konulduğu, devletlerin etnisite ve dinsel egemenlik temelinde örgütlendiği Ortadoğu’da ve içinde yaşadığımız Türkiye’de yeterince ürkütücü bir durumdu. Trilyon dolarlık petrol gelirlerinin başında oturanlar, milyar dolarlık rantları kontrol edenler için “kırmızı çizgi” aşılmış, Rojava – Kobane Kürtleri “büyük bir günah” işlemişlerdi.

“Bizimkilerin de” içinde olduğu o egemenler koalisyonuna, onların basındaki, günlük yaşamdaki avukatlarına sormak gerekiyor. Bu kadar güçlü devletler Rojava – Kobane’den niçin korkar? “Ufacık” Rojava’nın öz örgütlenmesinden bu kadar çok korkuyorsanız, sözcülüğünü ve temsilciliğini yaptığınız o devasa, o “çok güçlü” sistemlerinize hiç mi güveniniz yok?

Yanıt beklemeniz gerekli değil, onlar haksızlıklar sisteminin temsilcileri olduğunu biliyorlar, onlar sistemlerinin “yumuşak karnının” farkındalar. Bu yüzden böylesine gaddarlar. Ama tarihi onlar değil, haksızlığa başkaldıran insanlar yazıyor.

Kobane’de de bir tarih yazılıyor. Detaylarını ömrü yetenler okuyacak…

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank