Obezitomobil Toplumundan Kaçış!
Günümüz insanlarının araca veya taşıta olan bağımlılığının azaltılmasına ilişkin psilolojik ve kültürel bilinçlendirme ve alt yapı çalışmaları konusunda yıllarca doğrudan veya dolaylı olarak yazılar yazmışımdır. Ne var ki, insanların gün geçtikçe taşıta olan bağımlılığı daha da artmakta. Bu bağımlılığa paralel olarak ta yedisinden yetmişine toplumların OBEZLEŞME SÜRECİ devam etmektedir.
Oysa ki, hanehalkı giderleri, taşıta olan bağımlılık azaldıkça, azalacak, hem çevresel yönden avantaj sağlayacak hem de bir başka küresel felaket ))) olan OBEZİTE sendromundan bir parça da olsa kurtulunabilecektir.
Bu Günkü Durum Nedir?
Bu gün insanlar iki adım yere bile ya özel otomobiliyle, ya da taksiyle veya toplu taşıma sistemiyle gitmektedir. Nasıl ki evlerde çamaşır makinesinin, bulaşık makinesinin, elektirik süpürgesinin, mutfak robotunun kullanılması, bayanlara ilave boş zaman açmadıysa, zaman kayıbı veya geç kalma bahanesiyle ulaşımda toplu veya özel taşıt kullanımı, insanlara çok ta fazla ilave boş zaman sağlamamaktadır. Sağlansa bile bu boş zaman hiç te ideal olarak doldurulmamaktadır. Sonuçta yine insanlar yoğunluktan bahsetmekte, yine sters en baş sorun olarak algılanmaktadır.
Kendi kendini aşamamış toplumsal psikolojinin yaygın olduğu Türkiye'de yaşıyor olmamın dezavantajı olarak her sabah işime bisikletle gidemememin üzüntüsünü duymaktayım. Neden, çünkü, "öğretim üyesi, okula bisikletle gelir mi hiç? Aaaa!", gibi dudak büken öğrenci kitlesinin içinden geçip on dakika sonra onların karşısında ders veren kişi olmak ve sözün / dersin ciddiyetle dinlenilmeme endişesi. Yetmiyormuş gibi, meslektaşları tarafından veya yol boyu işyerleri önündeki insanlarca gülümseyici bakışlar vs. beni lanet olası otomobilime çivilemekte. Bir yandan da bu satırları yazan kişi OBEZLEŞMEKTE. Vücudumdaki her yıl 0.5 kg lık artışı kendi beynime izah etmekte zorlanmakta olmam ise başka bir acı verici gerçek.
Bu tür sıradan ve kalabalık ruhlu insanlar bilmiyorlar ki, batıda bir çok milletvekili parlamentoya bisikletle gitmektedir.
Bilmiyorlar ki, batıda yayalaştırma veya yayalık "pedestrianation" başlı başına bir kent kültürüdür.
Peki Neden Kaçış?
Bir çok sebepten dolayı araç bağımlılığından kaçınmak gerek.
1. Araç bağımlılığından kurtulmak sportif ve enerjik bir beden ve ruh hali ortaya çıkarır.
2. Yaşanılan çevrenin ayrıntılı olarak gözlenmesi fırsatı yakalanmış olur ve çevredeki eksiklik ve aksaklıklar daha yakından takip edilmiş olur.
3. Motorlu taşıt kullanmama veya en azından gerekli uzak mesafede toplu ulaşımı tercih etmek, özel otomobilleri trafikten çekeceği için çevre kirliliğinin azaltılmasına katı sağlayacaktır.
4. Aile ekonomisine, hanehalkı gelirine avantaj sağlayacak. Olur olmaz en yakın mesafeler için taşıt kullanmaya ayrılan bütçe başka alanlara yöneltilebilecek.
5. Hepsinden öte, yakın mesafelere motorlu taşıt kullanma, uzak mesafelere de özel otomobil kullanma insanlar arasındaki birebir insani ilişkileri öldürmekte, ruh gibi, robot gibi tatsız tuzsun insanlar topluluğu gün geçtikçe çoğalmakta. Oysa ki, yakın mesafelerde motorlu taşıtlardan kaçınma, toplumsal ilişkilere ciddi bir dinamizm katacaktır.
Obezitomobillerin Bile Bile Ladesi:
Obezitomobil kitlesi beyinlerindeki ve vücutlarındaki enine genişleme ve etlenmelere karşı inatla ve ısrarla duyarsız kalmakta, önümüzdeki yirmi yıl sonra, sokaklar caddeler yürüyen et kümeleri ile dolacaktır.
Bu gün için obezitomobil devlet tarafından ve sivil toplum kuruluşları tarafından önemli bir kentsel sendrom olarak algılanmalı ve bu paralelde bilinçlendirme ve alt yapı çalışmaları yapılmalıdır.
Not:
Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, http://www.bilgievreni.com, http://www.gazetecanik.com, http://www.kamudanhaber.com, http://www.siyasalforum.net, http://www.gercekgazete.web.tr, http://www.ahmetfidan.com ile, Gerçek Gazete, Balıkesir Demokrat, Gazete Canik vb. kağıt bası gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Hocam burasi TURKIYE...
Haziran 9th, 2010 at 01:31kalabalik ruhlu insanlar en onemli konuyu uc gun konusurlar, dorduncu gun unuturlar yada kabullenirler:)Herkes avrupa da bisikletle bi milletvekilinin yada onem arzeden kisilerin bisikletle gittigini gorme olanaklari yoktur. bir ilk yasanir ve birisi oncu olur.
ilk siz olun. meslektaslarinizla konusun, ogrencilerinize anlatin, sizi taniyanlara gulumseyin 🙂 sonra birilerini ornek olarak sizi yada bi baskasini gosterir.onemli olan kinamazsaniz kinanmazsinizda... Sonucta obezite cagimizin hastaligidir.Beden gucuyle calisan yada saglikli beslenen kisilerde bu duruma pek rastlanmiyo. saglikli gunler diliyorum...
Otomotiv sektörü bence buralara kadar geldikten sonra geri adım atacağını düşünmüyorum. İş bence burada sizin gibi aydınların toplu taşımayı özendirmesiyle düzelecektir
Haziran 9th, 2010 at 02:59Yorumlarınız için teşekkürler.
Haziran 9th, 2010 at 03:05Burak otomotiv ve/veya otomobil sektörünün olumsuz etkisini yazıda atlamışım. Yorumunla tamamlamış oldun.