content

23 Mar

Malezya Uçağı ve Bir Baron…

UMalezya Havayollarına ait toplam 239 yolcu ve mürettebatın olduğu Malezya uçağı, 8 Mart'ta Kuala Lumpur'dan Pekin'e hareket halindeyken güya radardan kaybolmuştu. Aradan tam iki hafta geçmesine rağmen ne uçak, ne de uçağa dair herhangi bir emare bulunamadı.

Bundan otuz yıl önce bile ‘Amerika, Sultanahmet Meydanı’ndaki bankta gazete okuyan bir adamın hangi satırı okuduğunu bile bilir’ diyorlardı.
Aradan geçen sürede teknoloji bu denli gelişmiş olmasına rağmen, aynı Amerika kendi yaptığı devasa uçağı bulamıyor öylemi mi? Dün bunları söyleyenler şimdi de bizden bu yalan inanmamızı bekliyorlar.
Üzerinde cep telefonu olan bir kişiyi Pensilvanya’daki zat bile odasında, birkaç metre yanılma payı ile bile tespit edebilirken, koskoca bir dünya içinde 250 kadar insan bulunan dev uçağı izleyemiyor ve yerini tespit edemiyorsan haberiniz olsun biri aklımızla dalga geçiyordur.
Malezya uçağının kaybolduğu bölgede, ABD'nin yaklaşık 200 noktada askeri üs veya askeri varlığı var. Yükselen güç, Çin’e karşı teyakkuz halinde olan ABD, adeta uçan her kuştu izliyor.
Buna İngiliz, Japon ve Çin askeri güçlerini ve sayısız uyduyu da eklediğimizde bölgede düştüğü iddia edilen bir uçağın yerini tespit edememek aklımızda dalga geçmek değil de nedir?
Adana İncirlik örneğinde olduğu gibi ABD üstelerini bir bölümünün yerini herkes bilir. Bunun aynısı pek kimse bilmese de sivil veya askeri hava alanlarının içinde yahut altında çok sayıda gizlenmiş üstleri de mevcut.
Bu durumda haklı olarak herkes ‘Malezya uçağına ne oldu, neden bulunamıyor’ sorularını daha güçlü bir şekilde sormak zorunda.
Bunu anlamak için bölgeye ilgi duyan aktörler ve bölgede emelleri olanların siyasi tercihlerini etkileyecek gelişmelere göz atmakta yarar var. Ancak öncelikle şunu belirtmeliyiz ki uçak düşmemiş, zorunlu olarak gizli bir üsse de indirilmiş de olabilir.
Hatta uçağın Kuzey Kore’ye indiği iddia edilip operasyon bile yapılabilir. Ya da Kuzey Kore, Malezya Savaşı bizi bekliyor olmasın sakın!
Böyle filmler gösterime girerse şaşırmamalı ama daha ilginç iddialarda var.
Mahatir Muhammed, Malezya’nın eski başbakanı. Yani bir nevi Malezya’nın Erdoğan’ı. Şimdilerde Başbakan olmasa da o halen iktidarda. Ona rağmen ülkede hiçbir şey yapılmaz.
Halen de Malezya’nın en güçlü kişisi olan Mahatir Muhammed, Lahey'de bulunan Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nin adaleti sağlayamadığı gerekçesiyle 2007’de “Kuala Lumpur Savaş Suçları Mahkemesi”ni kurdurmuştu.
Mahatir Muhammed; Irak, Filistin, Vietnam ve Japonya gibi birçok yerde savaş suçunun işlenmesine rağmen bunlara gereken cezanın verilmediğini belirtip mahkemenin kuruluşunu, "Tarih kitapları, bizim savaş suçlularına hak ettikleri cezaları verdiğimizi yazmalı. İnsanların savaşlarla ilgili şikâyetlerini getirecekleri bir mahkemenin kurulma zamanının geldiğini düşünüyoruz" cümleleriyle ilan etmişti.
2011’den bu yana yargılama faaliyetlerini sürdüren mahkeme, George W. Bush, Tony Blair, Dick Cheney, Donald Rumsfeld ve eski Başsavcı Alberto Gonzales gibi pek çok kişi Irak Savaşı’nda savaş suçu işledikleri gerekçesiyle gıyaplarında yargılanıyor.
Ayrıca başta Vietnam, Filistin, Ruanda Savaşları gibi pek çok savaşta, savaş suçu işledikleri halde Lahey tarafından bir türlü yargılanmayan Amerikalı, İngiliz, İsrailli, Fransız pek çok kişiyi yargılamak istiyor hatta yargılıyor.
Malezya’nın bu girişimi karşısında hayli rahatsız olan İsrail, ABD, İngiltere ve Fransa yönetimlerinin 2011’den bu yana pusuda olduğu da biliyor. Söz konusu uçak hadisesinin buna yönelik bir operasyon olma ihtimali de gün geçtikçe büyüyor.
İhtimal sadece bunlarla da sınırlı değil.
Radyasyon ve yönlendirilmiş enerji uzmanı Leuren Moret, EcologyNews.com’dan  Alfred Lambremont Webre’ye verdiği mülakatta, 8 Mart 2014’te Malezya Havayollarına ait MH370 sefer sayılı uçağının ABD Deniz Kuvvetleri’nin yeni açıkladığı Lazer Silah Sistemi (Navy Laser Weapons System -LaWS) tarafından düşürüldüğünü iddia ediyor.
Leuren Moret’e göre düşen Malezya uçağına ait, Vietnam silahlı kuvvetleri amirali tarafından ilk teyit edilen yerin doğru olduğunu belirtip, Amerikan ve bazı Malezya medyasının Amerikan Deniz Kuvvetleri’nin hedef saptırmaya yönelik dezenformasyon amaçlı bilgilerini yayınlayarak herkesi aldatını dile getiriyor.
Leuren Moret, mülakattında  ABD Deniz Kuvvetlerinin bu operasyonunun ardındaki belirgin motivasyonları ayrıntılarıyla açıklıyor.
Moret, bu LaWS (Lazer Silah Sistemi) denemesinin, Putin’in bir süre önce yaptığı Topol Füze Sistemi’ne yönelik stratejik bir cevap olduğunu söylüyor.
Uçak yolcularından 4 kişinin kimliği olayı daha da karmaşıklaşmasına yol açıyor.
Zira olayın bir ucu yine baronların baronu Rothschildlere uzanıyor.
İddiaya göre uçakta yer alan, Peidong Wang, Zhijun Chen, Zhihong Cheng ve Li Ying isimli yolcular, Jacob Rothschild’e ait yarı iletken işi yapan Freescale Semiconductor firması ile patent ortakları.
Eldeki sözleşmeye göre söz konusu patentte 4 araştırmacı ile Freescale firmasının eşit payı var. Ortaklarından herhangi biri ölürse hakları otomatikman diğer ortaklara geçiyor. Beş ortaktan dördü öldüğüne göre tüm patent Freescale geçecek.
Türkiye’de de faaliyet gösteren Freescale firması, 4 milyar dolar ciro ve 18 bin çalışanı olan gizli bir dev. Bu yapı hakkındaki bu iddia gerçek çıkarsa hiç kimse şaşırmamalı. Zira tarih benzeri katliam hikâyeleriyle dolu!
Bu nedenle adeta vakumlanarak yok edilen uçak sayesinde hem Malezya’nın yargılama girişimine, hem Putin Rusya’sına, hem de yarı iletken patenti sahibi kişilere yönelik bir hamle yapıldı.
Bu hamle ile bir taşla çok kuş vurmak istendi ve başarılı da oldu. Bize başka yalanlar söyleyerek olayı aydınlattık bile deseler bile bu iddialar başlı başına büyük bir oyunla daha karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Hiçbir şey, medyaya yansıtıldığı gibi değil. Zira tüm dünyada ana akım medya söz konusu satanist baronların kontrolünde.

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank