content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

14 Kas

Leyla İle Anılcan

Masallar dilden dile dolaşınca efsane olurmuş. Eh bir masal da biz anlatalım.

Efendim, günün birinde bir mahallede iki bebek dünyaya gelir. Birinin adını Leyla diğerini Anılcan verirler. Bebekler büyürler ve okul çağları gelir. Her ikisini de okula kayıt ederler.

Leyla ile Anılcan sabahları okula beraber gider, paydosta eve beraber dönerler. Eve geldikten kısa süre sonra sokakta da beraber oynarlar. Zaman akıp geçer.

Her iki çocuğunda yanlış hareketleri olmaz. Saygılı ve başarılı iki öğrencidir. Ortaokul bitince ikisi de lisenin yolunu tutarlar. Tabii yaşları büyüdükleri için ahali bunları bir birlerine yakıştırır. Onlar için çok uyumlu çift olacaklarına dair konuşmalar yapılır. Bu konuşmalar Leyla ile Anılcan´ın ailelerine de akseder.

Her iki aile de bu dedikodulardan rahatsız değildir. Sesli olmasa da tasdik ederler durumu. Ancak gençler okudukları için susarlar.

Sonunda lise de biter. Her ikisi de aynı şehirde farklı fakülteleri kazanır. Artık bu yakıştırma işi ayyuka çıkar. Mahalleli iki gencin ana babasına bunları ne zaman baş göz edeceksiniz diye baskı yaparlar. Artık mahallede Leyla ile Anılcan´ın hayali aşkı günün konusudur.

Sonunda aileler önce kendi çocuklarına bu durum hakkında bilgi verirler. Biri Leyla´yı gelin; diğeri Anılcan´ı damat görmekten mutlu olacaklarını söylerler. Onlara üniversite bitmeden nişan takmalarının okul bitiminde de düğün yapılmasının uygun olacağının isabetli olacağını bildirirler. Nasılsa mesleklerini ellerine almalarının an meslesi olduğunu da söylemeyi ihmal etmezler.

Yani mahallede Leyla´dan iyi kız, Anılcan´dan düzgün erkek yoktur. Bu meseleyi düşünmelerini isterler. Mahallede sesler yükselmeye devam eder. Herkes bu işe olupbitti gözüyle bakmaktadır. Ancak her iki gencin sevdikleri vardır ve onlarda birbirleri değildir.

Aileler çocuklarının kararını öğrenmek için son defa konuştuklarına bu gerçeği öğrenirler. Her iki aile de itiraz eder. Hatta fevri hareketlerde bulunurlar. El âleme ne diyeceklerini düşünürler. Her şey tamam da her ikisinin de sevdiklerinin olması ne tuhaftır. Kendi çocuklarını vaz geçirirler belki ama diğerine de sen sevdiğinden ayrıl diyemezler ki…

Derken çocukların hayatlarında başkalarının olduğunu öğrenen mahalleli duruma şiddetle karşı çıkar. Bunca yıl beraber oynamış, okula gitmiş, komşuluk yapmış terbiyeli çocuklar nasıl olurda birbirlerinin farkına varmazlar. Bu işte bir terslik olmalı diye düşünürler. Ve zamanla baskı artar…

İki genç ne yapacaklarını şaşırır. Mahalleli iki ayrılır bu hususta. Kimi gençleri rahat bırakmalı yönünde fikir beyan ederken diğerleri “olmaz, illa bu iş olacak” diye yeri göğü inletir.

İki genç aralarında bir zaman kararlaştırıp bu mesele için konuşmaya karar verirler. İkisi birden mahalleden ayrılır. Akşama kadar gelmezler. Onların şehirde konuştukları haberi mahalleyi heyecanlandırır. Bir çay bahçesinde en kalabalık yerde oturup hararetli konuşmaları daha gelmeden iyiye alamet olarak yorumlanır.

Leyla ile Anılcan aynı arabayla mahalleye dönerler. Merakın zirvede olduğu anlardır. İkisi de açıklama yapmadan, yüzlerinde tebessümlerle evlerinin yolunu tutarlar. Bu tebessüm işin olumlu neticelendiği şeklinde yorumlanır.

Leyla ile Anılcan evlerine gider gitmez aileleri tarafından sorguya çekilir. Aralarında neler konuştuklarını sorarlar. Onlarda anlaştıklarını söylerler. Bir an için evlere neşe saçılır. Sevinç kısa sürer. İki genç sevdikleri kişilerle evlenmek istediklerini, birbirleriyle bir ilgileri olmadıkları üzerinde anlaştıklarını söylerler.

Evdekiler ve niye ilgilendiriyorsa mahalleli üzgündür.

İşte size “Bir varmış bir yokmuş diye başlayıp, mışmışlarla devam etmeyen bir masal.”

Etiketler :

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank