content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

28 Şub

Korkutan Yoksulluk

Merkez Bankasından nihayet beklenen faiz indirimi geldi ama indirim oranı bekleyenleri pişman eden türden. Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı (politika faizi) yüzde 7,75’ten yüzde 7,50’ye çekildi.

Yine en sert tepki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi. Cumhurbaşkanı bankaya ateş püskürmeye devam ediyor.

Ancak bu kadarlık bir indirim bile tüketici ve sanayicinin bankalardan kullandığı kredi faizlerinin 0.5 puan inmesini sağlayacak. İhtiyaç kredisi faiz oranları şu anda yıllık yüzde 16 ile 19 arasında değişiyor.

İhtiyaç kredilerinde en düşük oranın 15.5’lara düşmesi bekleniyor. Konut kredileri ise yine şu sıralar 13-14 seviyesinde. Bu kredi faizlerinin de yıllık 12.5-13.5’lara inmesi bekleniyor. Ticari krediler de piyasada yüzde 12-14 aralığında değişiyor. Burada da yarım puanlık indirim olması bekleniyor.

Peki siyasilerin tüm baskılarına rağmen Merkez Bankası neden bu kadar ihtiyatlı?

***

Görünürdeki sebep enflasyon. Üretim gücü artmadan faizleri indirmek enflasyonu körüklemek anlamına geliyor. Cumhurbaşkanı dahil indirim taraftarları ise faizler inince üretimin artacağını bunun da enflasyonu dengeleyeceğini belirtiyor. Özünde her iki tarafın da gerekçeleri haklı.

Bu nasıl olur?

Çünkü artık iki ayrı Türkiye var. Üretim gücü sınırlı, refah seviyesi tabana yayılmamış, işsizliğin yüksek olduğu bir ülkede enflasyon her an başbelasıdır. Merkez Bankası tüm bu dengeleri göz önüne alıyor.

Öte yandan milli geliri 10 bin dolar seviyesinde, kazananın sınırsız kazandığı, lüks arabaların,yatların kapışıldığı bir ülke izlenimi veriyorsunuz. Onlara baktığınızda faiz indirimlerinin tüketimi daha da artıracağı beklentisi cazip geliyor.

Ancak faizler bu gidişle kolay değişmez.

Son yıllarda hızla unutulan refahı tabana yayma hedefinden uzaklaştıkça Merkez Bankası daha çok diretir.

Koç Holding varisi Ali Koç’u bile ürküten bir tablo oluşur. İngilizler, ‘zenginlerin en korktuğu şey baştan çıkan yolsullardır’ der.

Merkez Bankasını azarlamak yerine dar ve orta gelirlilere refah kazandırılacak politikalar üzerinde düşünülmeli. Sosyal yardımlar, makarnalar, kömürlerle gelinecek yol bitti.

İki ayrı Türkiye yaratmak ve sonra çekişmesini izlemek bana göre en tehlikelisi.

İzmirli, telefon ve bankalardan dertli

Önceki gün Tüketiciyi Koruma Derneği İzmir Şube Başkanı Gülçin Tonguç’la tanıştım. Doğrusu daha önce tanımadığıma üzüldüm. 15 yıldır başkanlık yapan Tonguç ve dernek yönetimi tümüyle sosyal sorumluluk anlayışıyla çalışıyor.

Bugüne kadar bir tüketici olarak öyle problemler yaşadım ki, sorunla karşılaşınca artık baştan pes edenlerdenim.

Tonguç’la konuşunca ne kadar yanlış davrandığımı fark ediyorum. Hem yeni çıkan 6502 sayılı kanunun tüketici lehine genişlemesi ve derneğin varlığı ile artık yalnız değilmişiz.

Derneğe ulaştığınızda sorunlarınızı nasıl çözebileceğiniz konusunda yol gösteriliyor, ilgili avukatlar bulunuyor ve süreçte yardımcı oluyorlar, kurumlara raporlar gönderiyorlar. İzmirliler özellikle cep telefonları ve bankalardan şikayetçi. Onu tadilat sektörü izliyor.

Derneğe 445 67 00’dan ulaşmak mümkün.

Herşeyden önce, o yalnız başına mücadele etme duygusundan kurtuluyorsunuz. Gönüllü olarak değerli katkılar sağlayan Tonguç ve arkadaşlarını kutluyorum.

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank