- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

İş Dünyasının Sanatla İmtihanı

Bugünlerde etrafınıza dikkat ediniz, yazılar ve konuşmalar neredeyse ikiye ayrılıyor. ‘Tapeler, cemaat- iktidar savaşları’ ya da malum yerel seçimler.

Yıllardır gündemden düşmeyen ‘kur-faiz-enflasyon’ üçgenin bile boynu bükük kaldı!

Etraf partilerin bayraklarıyla dolmaya başladı. Hani, o bayraklar kimi coşturuyor, kim galeyana gelip ‘aha gidip oyumu o partiye vereyim’ diyor bilemiyorum ama bana göre, çevreyi kirletmeyi başarıyorlar.

Belki de Türkiye’nin ‘kasetli, yolsuzluklarla dolu, kaçma ihtimali bile olmayan zavallı Zarrab’lı, zeki bakan çocuklu, paralelli’ konularından içim bayıldı ki, yerel seçim coşkusu da batıyor.

Galiba bizleri en çok; şaşkın, haksızlıklara sesi çıkmayan, işinden, ekmeğinden ya da itibarından olma tehlikesinden korkan izleyici kitlesine dönüşmüş halimiz üzüyor.

*

Böyle durumlarda rehabilitasyonum bellidir. Kendimi sanata vururum.

Belki yaşananların basitliğine inat, sanatın ölümsüzlüğünde, yaratıcılığın damarlarında gezinmek iyi geliyor.

Tiyatro, sinema, bale, Allah ne verdiyse. Sanat merkezlerinin programlarına bakarım, İzmir’de sayıları çok olmadığından yetişmek kolay.

İşte geçenlerde Arkas Sanat Merkezi’ni gezerken bir fikir geldi aklıma. İçimden ‘evreka, evreka’ diye düşünmedim değil.

Ne kadar makul fikir ya da gerçekçi, tartışılır.Ya da en azından bir hayali paylaşmış oluruz. Kendi fikrime kendim bayıldım. Mükemmel bir sergiydi, Arkas yine eşsiz bir kolleksiyon getirmişti; “Cam’ın Şairleri” İki kez gittim bazı eserlerin önünde dakikalarca durdum, notlar aldım. Zihnimde müthiş bir tat kaldı.

*

Ardından yeni açılacak Megapol Sanat Merkezi’ni görünce yine aynı fikir düştü aklıma. Burası, Megapol tarafından Güzelyalı’da ‘gözalıcı bir restorasyonla yeniden hayata kazandırılan 110 yıllık ‘Tarihi Anadolu Apartmanı’nın hemen bitişiğinde.

Megapol Grup, hakikatten müthiş bir iş başarmış,

Sanat Merkezi çok amaçlı salonu ile birçok etkinliğe evsahipliği yapmaya hazırlanıyor. Konserler, resim sergileri, tiyatro, sinema gösterileri ve paneller, sempozyumlar gerçekleştirilecek.

İzmir için harika bir renk...

Tamam, bu iki sanat merkezini gezerken aklıma mıhlanan fikri anlatıyorum...

Diyorum ki, tarihi dokusunu kaybetmek üzre olan, hayatla bağları tıkalı bu şehrimizde, kentle büyüyen şirketlerimiz, ‘Bu iki örnek grup’ gibi başka projeler gerçekleştirebilse.

*

Mesela...

Kentin merkezinde elde kalan tek tük tarihi yapılar var. Alsancak’ta onlarca eski tarihi ev yıkılmak üzere, hatta hakikatten başınıza yıkılmak üzere.

Tarihi evlerin belediyeler ile işdünyası arasında bir anlaşma yapılarak sahipleriyle uzlaşarak ya da kamulaştırılarak birer sanat merkezlerine dönüşümü sağlansa...

Şirketler bu tarihi yapıları düzenlerken, isimlerini verebilse ve buraları irili ufaklı sanat merkezlerine dönüştürülse... Ekonomik koşullarda kurslar açılsa, butik sanat organizasyonları düzenlenebilse..

“Tatlı rüyalar” seslerini duyar gibiyim.

İşdünyası böyle bir organizasyona kaynak ayırır mı diyenlere bir kez daha Arkas ve Megapol demek isterim.

Bu koskoca kentte iki grubun yönetim kurulu başkanları Lucien Arkas ve Selim Gökdemir kadar duyarlı ve yürekli başka işadamları yok mu ?

Bilemem tabii bu harran gürrende, sesimizi duyan olur mu ?....