content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

28 Ara

Hayat Bir Istaka mı?

İnsan bir kuş misali. Bir orada bir burada. Yeni ülkeler, yeni insanlar tanımak insanı zenginleştiriyor. Zenginleşen insan hayata ve olaylara daha çok boyutlu bakabiliyor. Anlayacağınız zenginliğin her türü  olumluluk. Maddi zengin olup, kültürel ve sosyal sığlığı olan insanlarla ise hayat kararıyor.
Hayatın her alanında zenginlik ve refah. Hayatın her alanında kültürel ve sosyal zenginlik. Şöyle bir tarihe baktığımızda insanlığın kültürel, sosyal ve refah anlamında geliştiğini görüyoruz.
Almanya'da Dayıları ziyaret ettiğimizde şunu görmüştüm. Cemal dayı kendine trıpleks bir bina yapıyor. Maliyeti yaklaşık 400-500 bin euro. Buranın parasıyla yaklaşık bir trilyonun üzerinde. Aynı parayla burada çok daha iyi bir ev alınabilir. Hatta birkaç tane.

Ancak asıl önemli olan şu. Türkler artık orayı vatan eylemişler. Geleceklerini oraya göre kuruyorlar. Dayının yaptığı işte küçük lokanta. Sonuçta bu işyeri ortak ve oradan kazandığı parayla yatırımlarını yapıyor.
Almanya'ya ilk gelen Türkler dil bile öğrenmemişler. İkinci ve üçüncü kuşak ise Türkçeyi unutmaya başlamışlar. Zor konuşuyorlar. Ancak gönülleri ve yürekleri Türkiye'de. Akşamları evlerin salonlarında uydu aracılığı ile Türk televizyonları, gündüzleri ise Türk radyoları dinleniyor.
Türkiye ile yaşıyorlar. Dizileri merak ediyorlar. Diziler üzerine sohbetler yapıyorlar. Almanya'nın siyasal hayatı ile ilgileniyorlar. Türk derneklerinde faaliyet gösteriyorlar. Gelecekle ilgili kaygılarının ortadan kaldırılması için, siyasette etkin olması gerektiğini biliyorlar.

Türklerin muhafazakarları, daha doğrusu fanatikleri, yabancı ülkelerde muhafazakar partilere oy verebiliyorlar. Yabancı düşmanlığı yapan ve buralardan beslenen siyasi partilere destek vermesini düşününce anlamakta zorluk çekebiliyorsunuz. Sosyal Demokratlara, yeşillere oy vermeyi kendilerine zül sayıyorlar.

Avrupa'da bulunan Türklerin kendi çıkarları için örgütlenecekleri ve oy verecekleri partilerde siyaset yapması ve lobi faaliyetleri sürdürmeleri gerekiyor. Almanya'da bile köy dernekleri kurarak içlerine kapanan bir faaliyet yürütmeleri, hem Türkiye'nin hem de gurbette bulunan Türkler için kocaman bir kayıptır.

Türkiye Devletinin yabancı ülkelerde bulunan yurttaşları için bir politika belirlemelerinin vakti gelip geçmektedir. Politikası varmış gibi davranarak politikasızlığı sürdürmeleri doğru değildir. Yaban diyarlarda bulunan yurttaşlarımızı birer döviz kapısı gibi görerek, dolandırıcı firmaların, sapkın örgütlerin insafına bırakmak yerine, yaşadıkları ülkelerde etkin birer politik, sosyal ve ekonomik güç olabilmeleri için perspektifler geliştirmelidir.

Türkiye geldiklerinde sınır kapılarında kolaylıklar sağlanmalıdır. Kolay geçiş hakkı verilmelidir. Ayrıca uzun yıllardır politik göçmen olarak yaşayan ve yürekleri Türkiye ile atanlar için aflar çıkarılmalıdır. Türkiye kolayca giriş olanakları sağlanmalıdır. Yürekleri yurt özlemi ile yaban diyarlarda durmamalıdır.
İnanın yurt dışında bulunduğum günlerde stresten uzaktık. Uçaktan indiğimizde stres ve gerginlik başladı. Yine aynı sorunlarla karşı karşıya kalmak. Neyse hayatı anlamlı yapanda olumsuzlukları olumluya çevirebilme mücadelesi değil mi?
Yılmaz Odabaşı'nın Ey Hayat şiirinin bir bölümünde şöyle anlatmış hayatı:
yaşam bir ıstaka
gelir vurur ömrünün coşkusuna
hani tutulur dilin
konuşamazsın!
tırmandıkça yücelir dağlar
sen mağlupsun sen ıssız
ve kalbinde kuşların gömütlüğü
tutunamazsın…
eloğlu sevdalardan dem tutar
aşk büyütür yıldızlardan
yasak senin düşlerin
dokunamazsın...

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank