- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Evet, Usta, Sen ne Diyorsun bu Hususta, Yani Kalkınma Konusunda?

M.Bey her zamanki gülümseyici ifadesiyle girdi odaya.
“Üstadım” dedi yaklaşarak, size, “doların durumunu soracağım”.
Ben ise, “üstadım” dedim, “dolar oynak ve geçici, gel ben size daha kalıcı bir soru yönelteyim” diyerek, kırmızı kaplı defterimi açtım ve sordum:
“Siz ne düşünüyorsunuz bu kalkınma konusunda, biz nasıl kalkınırız?”
M.Bey düşünmekteyken ben de bir boş sayfa açıp not etmeye hazırlandım. Ve soruları sıraladım, tane tane..
Yani biz niye kalkınamadık, Nasıl kalkınırız? Ne yapmalıyız?
Konuştuklarımızı bir diğer yazıda anlatırım mutlaka.
Gelelim şimdi, niye bu sohbetlere girdiğim konusuna..

İnsanlarla bir-iki hoş beş’ten sonra en ciddi, önemli soru bu olsa gerek.
Böylece her fert toplumsal bir varlık olduğunu duyumsayacak ve yapabilecekse bir toplumsal katkı yapmaya çalışacaktır.
Elbette herkesle oturup kalkınma teorisi veya tarihi konuşacak değiliz.
Ama onları düşünmeye ve zihinsel çabalara davet etmenin bir yolu da bu olsa gerek.
Tartışmanın en verimli yolarından biri, sorarak ilerlemek.

Bu düşünceler eskiden de vardı bende, ama Fikret Başkaya’nın kitabını bitirdiğimde en acil sağlık, geçim, hayati konulardan sonra yapılması gereken ilk sohbetin bu kalkınma konusu olduğu inancım pekişti.
Birçok güncel yakınmanın gerisinde kalkınma konusu var. Örneğin, niye yollar bozuk, kaldırımlar çarpık, sular kirli?..
Niye, gelir az,eğitim düşük, ömür çileli?..
Niye sevgi az, tüketim çok?..
Niçin nezaket kıt, kabalık ve kalabalık bol?..
Neden barış, kardeşlik, hoşgörü yok olmuş da, savaş, yabancılaşma ve anlaşmazlıklar çoğalmış?
Ana neden, kapitalist sistemin mantığıdır.

Üretimin yalnızca kar ve üretim için, satış için yapılmasıdır.
Sistemin işleyişinde insani ve toplumsal değerlerin olmayışındandır.
Dünyanın kalkınma teorilerine, pratiklerine bir bakın.
Nereden okuyacaksınız bu kalkınma öyküsünü? Fikret Başkaya’nın, Kalkınma İktisadının Yükselişi ve Düşüşü isimli kitabından.

Kalkınma İktisadı İktisat Biliminin bir alt dalı. 1945’lerden sonra bu konunun teorisi, modelleri ortaya konulmuş ama olay azgelişmiş ülkelerin ihtiyaçlarından değil de, gelişmişlerin mal satma ve daha yüksek artı değer elde etme isteklerinden dolayı gündeme gelmiştir.
Teoriyi kurup geliştirenler de çoğunluk ileri ülkelerin iktisatçılarıdır.
Bunca teoriye, modele, çabaya, çalışmaya karşın dünya bugün eskisinden daha rahat, huzurlu, mutlu değil..
Bunca Birleşmiş Milletlere, Kalkınma Konferanslarına, Dünya Bankalarına, yardımlara rağmen Gezegen daha temiz, dengeli, sağlıklı değil.

Küresel risk, iklimde olsun, ozon tabakasında olsun, denizlerde, balıklarda artarak devam ediyor. Yoksulluk oranında, açlıkta, savaşta, ölümlerde artışlar hızlanıyor.
Nerde kaldı, kalkınma söylemleri, teorileri, denklemleri..
Toplumsal gelişmeyi ve gelişememeyi en temelden öğrenmek istersek bu kitabı çok dikkatli ve altlarını çizerek okumalıyız.
Toplumsal gelişmenin yasalarını, teori ve pratiğini tarihsel bir seyahat içinde bilmek istersek, Fikret Başkaya’nın kalkınma ve büyüme üzerine tüm yazdıklarını tekrar tekrar okuyalım, inceleyip tartışalım.

Analizlerde sınıfsal yapıların ve ilişkilerin ele alınması çok önemlidir.
Böylece yöntemsel açıdan da bir üstünlük sağlanmış olur.
Her toplumsal süreç ekonomik, kültürel, ideolojik, siyasal ve ekolojik boyutların ve olguların diyalektik bir bütünüdür.
Büyüme ayrıdır, kalkınma ayrı bir kavramdır.

Büyüme milli gelirdeki artış ise, kalkınma refahın topluma eşitlikçi bir anlayışla yayılmasıdır.
Elbette bizim gibi ülkelerde de bir “büyüme”, “gelişme” olgusu var. Ancak bu “çarpık” bir süreçtir, eşitsiz bir gelişme ve uçurumları arttırıcı bir sonuç olmaktadır.

Bölgelerarasında, kesimler arasında, sektörler ve sınıflar-katmanlar arasında gelir bölüşümünde düzelmeler değil, dengesizlikler yaşanmaktadır.
Tüm okuyucularımıza-arkadaşlarımıza yeniden sormaktayım:
Evet, usta, ne diyoruz bu kalkınma hususunda?
Ülkemiz, toplum gerçekten kalkınmakta mı?
Refah, özgürlük, mutluluk, var olma bilinci, yetenek ve isteklerin keşfedilip geliştirilmesi daha mı iyileşti, ilerledi?
Rakamlara gerek yok, içimizdeki hissiyat doğruyu söyler.