content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

29 May

Eski Türkiye, Devr-i Sâbık, Yeni Türkiye…

Özellikle yeni nesil  ile gözleri dumanlı, gönülleri karanlık, imanları eksik  olanlar; ESKİ TÜRKİYE’yi, yani DEVR-İ SÂBIK’ları  bilmez.
1950 yıllarına kadar bu milletin çektikleri, katır sırtında taşınan ağır yüklerden daha ağır, kollara takılan kelepçeler ile boyunlara takılan yağlı urganlardan daha üstün, zulmeden “Kara Kitap” halindedir.
Güneş balçıkla sıvanmayacağına göre, bu gerçeği göremeyen cüce beyinler, Akl-ı Evveller ve devirimciler hâla demokrasi, laiklik, Atatürkçülük, hürriyet havariliği yapıyor, mazinin üzerine sünger çekiyorlar.

“Eski Türkiye” dediğiniz zaman, Yeni Türkiye’yi  görmezlikten gelerek, tabiri câizse kuduruyorlar. Yalan, iftira, oyun, tuzak, yarasa zihniyetlerle, aydınlıklara taş atıyorlar.
Köşe yazarlarımız zaman zaman önemli meselelere parmak basarak, tabuları yıkarak, perdeleri aralayarak mümtaz  milletimizin hakka dayanan akl-ı selimine tercümanı oluyorlar.

Bir dost yazar şöyle demişti:
“Eski Türkiye, tek parti dönemidir… .
Eski Türkiye, Açık oylama, gizli sayımdır.
Köylülerin ayakları çamurlu ve şalvarlı diye Kızılay meydanına sokulmadığı dönemlerdir Eski Türkiye.
Meşru iktidarlara karşı darbe, darbe girişimi ve Başbakan, bakanların asılmasıdır.
Seçilmişlerin önüne set gibi konan kimi anayasal kurumlardır…
Şapka yasasıyla giyilmesi zorunlu olan kasketin, devlet memurları karşısında çıkartılıp, apış arasına saklanmaya çalışılan dönemlerdir.
Eski Türkiye, anaların, bacıların askerdeki oğullarının yemin törenine sokulmadığı dönemlerdir.
Eski Türkiye, yoksulluk, sefalet ve 30 sente muhtaç duruma düşmedir.
Kan, gözyaşı ve terördür…
Eski Türkiye, kamu adına, daha verimli işletilebilmesi için özelleştirilmesi gereken işletmelerin sendikaların çiftliğine dönüştüğü dönemlerdir.
Eski Türkiye, bankaların içinin boşaltıldığı o malum koalisyon yıllarıdır.

Eski Türkiye, Yargı kurumlarının yerindelik denetimiyle iktidarların uygulamalarının engellendiği ve halkın zarara uğratıldığı dönemlerdir.
Eski Türkiye, medya patronlarının bakanlar kurulu listeleri dikte ettirebildiği, pijamayla başbakan karşılandığı yıllarıdır.
Eski Türkiye, deftersiz, kitapsız, pabuçsuz ilköğretim yıllarıdır.
“Dünya 5’ten büyüktür” denilemeyen dönemlerdir Eski Türkiye.

Eski Türkiye, din eğitiminin engellendiği, kendi dilinde konuşulamayan, şarkı söylenemeyen dönemlerdir.
Eski Türkiye, 60 ihtilalıdır, 12 Eylül-28 Şubat darbeleridir…
27 Nisan’dır, 367’dir Eski Türkiye.

Halktan yüzde 49 onay almış bir iktidarın kapatılmak istenmesidir Eski Türkiye.
Eski Türkiye, “Sistemi biz kurduk, uyacaksınız” denilen günlerde kaldı.
Sayalım mı daha!..
Yorgan astarlarından kefen yapılan, halk evlerinde belli zihniyet sahibi kişilerin balo keyifleri ile sarmaş/dolaş oldukları, millet ekmek bulamazken şarap ve içki kadehleri ile sabahlayanların üzerlerine güneş doğan bir dönemdi.

Harmandaki öküzlerini jandarma kuvveti ile   alarak halk evlerine taş taşıtan, millet dut ve üzüm ile çay içerken, altı ok sahiplerine torba torba şeker dağıtılan bir dönemdi.
Elif cüzleri ile mahalle hocalarında Kur’an öğrenen  çocuklara zaman zaman yapılan jandarma baskıları ile hocaların hapse atıldığı, Kur’an’ın yasak edildiği bir dönem.
Matbuatta Allah ismini kullananların cezalandırıldığı, gazetelerinin/dergilerinin kapatıldığı, ezanın on dört yıl Türkçe okutularak, okuyanların cezalandırıldığı bir Türkiye…
Eski Türkiye eskilerde kalmıştır, kalacaktır, kalmalıdır…
O günler gerilerde kaldı, kalmaya da mahkûmdur…
Yeni Türkiye 2023’lerin Türkiye’sidir…
Yeni Türkiye gelecektir…
Anlayanlar için yine bir şiirimle yazımı bitireyim:

 GELİRİZ!
( AZİZ MİLLETİME!)
Kös vurur, davul çalar, yerimizde durmayız,
Gönüller aşkla dolar, sebebini sormayız,
Aşk-ı Hicrân sevdâlar, nûrdan geri kalmayız,
Adüv elini yalar, nâmertten  aş almayız.

TA EZELDEN BERİDİR, COŞA COŞA GELİRİZ,
EMEK AŞKIN TERİDİR, BASA BASA  GELİRİZ!

Canlara can veririz, asla tâviz vermeyiz,
‘Kul’ olanı severiz, sinirleri  germeyiz,
Sevgi/Saygı dileriz, yaban bağa girmeyiz,
Günahları sileriz, yüze kara sürmeyiz.

MÜBÂREK YATAĞINDAN, TAŞA TAŞA GELİRİZ,
YİĞİTLER OTAĞINDAN, KOŞA KOŞA GELİRİZ!

Türk, Kürt, Boşnak, hepimiz, Çerkez, Çeçen, Laz’ıyla,
Birliktedir sesimiz, âşıkların sazıyla,
Tükenmez nefesimiz, zikirlerin hâzıyla,
Namazlarda fesimiz, Kış, Baharla, Yazımız,

DÜŞMANLARA ÇUKURLAR, EŞE EŞE  GELİRİZ,
HELÂL OLAN UÇKURLA, BEŞE BEŞE GELİRİZ!

İstiklâl Harbi yaptık, sulha açık kapımız,
Sadece Hakka taptık, asâletli yapımız,
Mazluma el uzattık, şifa  verir hapımız,
Cihatta  sıra kaptık, kazma, kürek sapımız,

MAZLÛMUN YARASINI, DEŞE DEŞE GELİRİZ,
KANTARDA DARASINI, KESE KESE GELİRİZ!

Kader-i İlâhide başımız, bayram, seyran, acımız,
Helal lokma aşımız, oğul, kızan, bacımız,
Hilal olmuş kaşımız, gül demeti tacımız,
Çağlar üstü yaşımız, Müslüman inancımız,

ŞEHİTLİK MAKAMINA, DÜŞE DÜŞE GELİRİZ,
ERENLERİN YANINA, PİŞE PİŞE GELİRİZ!

Toprakları suladık, İstiklâlin kanıyla,
Bayrakları boyadık, Şüheda’nın canıyla,
Zaferlere doymadık, Hakanların şanıyla,
Hakkı yerde koymadık, adalet, irfânıyla,

ŞER OLANIN YANINDA, ŞİŞE ŞİŞE GELİRİZ,
KARANLIĞIN TANINDA, DÜŞE DÜŞE GELİRİZ!

İstersen Tarihten sor, bizi anlatır size,
Aşkın ateşinde kor, fermân verildi bize,
Bahçemizde sümbül mor, secdede nasır dize,
Kemâli’de hayra yor, selam var hepinize,

DİKENLİ  ENGELLERİ, AŞA AŞA GELİRİZ,
MİLLET  OLAN DİLLERİ, PAŞA PAŞA GELİRİZ!

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank