content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

18 Kas

Eğitimde Fırsat Eşitliği Kimin Derdi?…

Türkiye gündeminde “Dershaneler Savaşı”  hararetlendi, taraflar sert sözlerle birbirine yükleniyor. Bazıları sorun olmaz, aynı elin parmakları onlar, ortak bir sonuçta buluşurlar görüşünde. Kimileri ise bu kez çatlak büyük,  oluşacak deliğe iktidar düşer beklentisinde.

Benim ise bırakın doğuyu, burnumuzun dibinde İzmir’in köylerinde “eşek taşımalı sistemle” okula gidip gelen çocuklarımız düşüyor aklıma.

Ancak parayla eğitimine kalite kazandırabilen bir ülkede,  ‘Büyük siyaset, büyük rövanşların peşinde’yken eğitim sistemi yara içinde, ne gam…

**

Bugünün eğitim sistemi deyince gözümün önünde yaşanan örnek geliyor aklıma. Yakın bir arkadaşımın haylaz oğlu. Her yıl 6-7 zayıflı toto oynatan karnesi, çift dikişleri annesinin yılmayan mücadelesiyle liseyi bitirdi. Şimdi yüksek lisanslı bir iç mimar. Babanın parası gözümün önünde her yolu açtı.  Son zamanlarda olgunlaşınca sorumluluklarının farkına varıp çalışsa da master yabancı bir ülkede, yine paranın sağladığı olanaklarla yapıldı. Dünya böyle bir gidişatta.

* Hala köylerde, kasabalarda devlete bağlı okullarda eğitim kalitesini bilmeyen var mı? Bir dağ köyünde gözlerinden ateş fışkıran bir çocuğun özel okullarda eğitilen bir çocukla yarışta, ne kadar şansı olabilir ? “Canım, onlar da ara eleman olur, meslek lisesine gider, herkes yüksekokulu bitirmek zorunda mı ?” İşte yüksek eğitim sistemimizin temel aldığı yüksek felsefe!

* Dershaneler bedava değil elbet. Yoksul çocuklara onların yararı var demek iddalı olur. Ancak bir şans yarattıklarını söylemek mümkün. Bugün kasabaların, ilçelerin çoğuna ulaşabilen dershanelerde ağır üniversite sınavlarına hazırlanma şansı edinebilecek binlerce çocuk, genç var.

** Yakın zamana kadar paralı eğitim bu kadar yaygın değildi. Özel ilkokul diye bir sistem yoktu. Aynı zamanda kaliteli hayat anlamına gelen “Eğitimde fırsat eşitliğinde” her geçen gün yol alınacağına sürekli arayı açtık. GSMH’den eğitime ayrılan pay OECD ülkeleri ortalamasında yüzde 5.2, bu oran ülkemizde yıllardır yüzde 2.8’lerde, alt limitlerde. TÜİK’e göre genç işsizlerin oranının yüzde 17.2 den 18.7’ye çıkmasında, her 5 gençten 1’inin işsiz kalmasında eğitimdeki çarpıklığın payını gören yok mu?

* Yaşananlar bu boyuttayken bugün eğitim hayatında dershaneler şimdilik bir gereklilik. Kalitesizlik varsa düzeltirsiniz, pıtrak gibi çoğalan dershanelere, etüd merkezlerine, ücrette, kalitede standartlar getirir, hatta, yoksul ailelerin başarılı çocukları için kriterler koyarsınız. Sistemi, devletin öncelikli görevi olan “Eğitimde fırsat eşitliği” konusunda regüle edersiniz. Olması gereken budur.

* Şimdi yalnızca İzmir’de 220 dershane, 230 etüd merkezi ile birlikte sayısı 450’yi bulan kurumların hepsi diken üstünde. Ancak 2 ya da 3’ünün özel okula dönüşebilecek gücü olduğu belirtiliyor.  Yöneticilerin çoğu, ‘siyasi bir hesaplaşmanın piyonu’ olduklarına emin. Yaşanan boşlukta, eğer sözkonusu taslak yasalaşırsa her evin bir dershaneye dönüşeceğine kesin gözüyle bakılıyor.

* Doğrusu ben aynı noktada duruyorum. Bu ülke ne zaman eğitimde fırsat eşitliği yönünde gerçekçi adımlar atacak? Türkiye’nin eğitim sistemi bugün; Dershanecilik yoluyla bir yaşam felsefesi yükleme misyonunu edinmiş cemaatlerle, Siyasi kavgasında karşısındakinin gücünü azaltmanın yolunu arayan bir anlayışa kaldı ya…. Ve bu iktidar, dershaneleri özel okullara dönüştürmeyi gözümüzün içine baka baka çözüm diye sunmaya çalışıyor ya… Yazıklar olsun…

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank