- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

Bukalemun Fıtratlı Siyasetçiler…

Ülke gündemi ile yakından alakalı olan geçen yazımızda bazı arkadaşların haklı olarak eleştirileri oldu. Konunun güzel akıcı olduğunu fakat içinde net bir vurgu olmadığını dile getirmelerini haklı buldum ve bu yazıyı yapılan öz eleştirler dorultusunda yazarak sizinle görüş alış verişinde bulunacağım. Esasında siyaset eskiden inancıma göre; bir toplumda bulunan insanların gündelik olarak tükettikleri ekmeğin fiyatını belirleyen bir idare etme sanatı ve bilim dalı iken, zaman geçti ve ben büyüdüm öğrendiğim kavramların tanımları ile onu icra eden insanların yarattıkları durumları birbiri ile birebir, taban tabana bir zıtlık içinde olduklarını görünce bende kendi insaiyatifim doğrultusunda siyasetin içinde yer almak gerekliliğinden ziyade bir zorunluluk hissettim.

Bu inanç ile yola çıktım. Birde baktım ki toplum geçmişten bu yana öyle koyun sürüsü haline getirilmiş ve güdülmeye o kadar müsait hale getirilmiş ki; iktidara muktedir olup da devletin idaresine gelen yönetimler iyi şeyler yaptıkları zaman bu sürü ve güdülenmeye mahkum edilmiş bizler bunu kolay kolay benimsemiyor ve izleyip zamanla ne getireceğine bile bakmaksızın hemen bu tür yönetimleri al aşağı etmenin derdi ile dertleniyoruz. Ve birde bakıyoruz ki zaten bu iyi gidişat bizim faydamız içinmiş. Asıl böyle idare edilmemizi ve yönetilmemizi isteyen başka güçler işin başındalar.

Ama bunu anladığımız zaman iş çoktan işten geçmiş oluyor. Ve pişmanlık ile iadeyi itibar etmek isteriz ama o beğenmediğimiz ama oysa bizim için varlıklarını ortaya koyanlara bir daha başka güçlerin işin başına gelmeleri için izin ve onay vermediklerini görürüz.

Gelişmiş ülkelerde siyaset haklıdan yana iken, maalesef bu bizde tam tersinedir. Ülkemizde siyaset haklıdan yana olma geçerliliğini yitirmiş ve güçlüden yana yada çok iyi yalan söyleyip bunu kaufle edenden yana olur hale gelmiş. Böyle olduğu içinde insanlar her zaman için kendi görüş ve düşüncelerinde yada ideolojik fikirlerinde sabit kalmıyorlar.

Sürekli bukalemun misali renk ve şekil değiştiriyorlar. Bu durum zamanla öyle bir hal alıyor ki artık girecekleri ne şekil nede renk kalmadığı için renk ve şekil yoksunu oluyorlar. Hali ile yozlaşıyor ve tamamen kişilikten yoksun hale geliyorlar demektir buda. Malumunuz olduğu üzere Bukalemun: Sürüngenlerden olan bulunduğu yere göre renk değiştiren renk değiştirme özelliği ile tanınan, dilinin uzun olması nedeni ile de böcekleri yakalayarak böcek yiyerek beslenen yaklaşık 25 ile 35 cm uzunluğunda dört ayaklı yavaş hareket eden bir sürüngen hayvandır. Genellikle sıcak bölgelerde yaşarlar.

Fakat toplumda kendi çıkarını düşünen kendi çıkarı doğrultusunda hareket eden kendi çıkarı için sürekli fikir değiştiren yani çıkarı için renkten renge giren kişilere de Bukalemun denir. hayvanlar alemini en politik olanıdır. Nabza göre şerbet vericidir. Hayatı çok renkli olan bir canlıdır. Ondan daha hayatı renkli olan canlı yoktur. Gözünün biri önüne bakarken diğeri ile arkaya bakabiliyor.

Gözler oynak bir o yana bir bu yana olan enteresan bir hayvandır. Maalesef bizim de siyasetçilerimizin böyle olanlarının sayısı oldukça fazladır. Dedik ya bukalemunlar böceklerle beslenirler. İşte şimdi AKP karşısında duran ve yönetimden gitmesi için elinden gelen oyunu yapanlarda başa geldiğinde tıpkı geçmişte olduğu gibi birer parazit ve bukalemun gibi halkın sırtından geçinecektir. Bu anlayıştaki siyasetçiler için halk birer böcektir maalesef. Siz siz olun boyları ve söylemleri ne olursa olsun bu bukalemun fitratlı siyasetçilere kanmayın ve hem kendi hemde çoluk çocuğunuzun geleceğini bu gündelik politikacılara teslim etmeyin.

Bu siyasetçiler değil miydi geçmişte kendileri yönetimce olunca ülkenin ya günlük yada aylık kalkınma projeleri ile yönetenler. En fazla 3 yada 5 yıl için büyüme ve kalkınma projeleri olanlarda bunlardı. Şimdi kaç günlük projeleri var bunu sormayı neden akıl edemiyoruz.

Herkesi akli selim olmaya ve sağduyulu düşünmeye davet ediyorum. Bugün AKP iktidarının gitmesi için oynanan oyun aslında görüntü de AKP ise de reel de bu böyle değildir. Gerçekte halkın yarısından fazlasının oylarını alan bir kabine, yönetim istenilmemesi ve halkın eskisi gibi güdülmesine karşı bir operasyondur. Buna uyanık olmak lazım. Bütün mesele asıl budur.

Bazı düzmece ve sahte evraklarla oyun içinde oyun kuranlar ve gidişatın kendi yararlarından daha ziyade toplum menfaati olduğunu gören iş birlikçi dış piyonlar bu sefer ellerinden gelenin daha fazlasını yaparak bu tür yönetimleri saf dışı bırakmak için ya askeri darbe yada o olmadı ise şimdi AKP iktidarına yapılmak istendiği gibi sivil darbe yapmaya kalkışarak üzerlerine düşen işbirlikçi vasıflarını yerine getirmeye çalışırlar. Bunun için de sindirme ve oyunlarla bazı sektörleri ele geçirmeye çalışırlar.

Bu şekilde nüfuz ettikleri medya, yayıncılık gibi alanlarda insanların gerçekleri bilmesine engel olarak bir bilgi kirliliği oluştururlar. Şimdi el vicdan demek zamanı ben AKP’li değilim ama hakkını vermek lazım Rahmetli Ecevit’ten devir alınan borç batağı bir ülke şimdi dünya devleri ile her alan ve anlamda boy ölçüşecek bir konuma geldi ise bunda elbette AKP iktidarının emeğini göz ardı etmemek lazım.

Kesin ve açıkca söylüyorum bu herkesin el birliği edip sivil bir darbe ile yönetimden uzaklaştırmak istediği AKP hükümetinden sonra hiçbir parti bu iktidarın her alandaki başarısını asla elde edemez ve bunun yakalaması da asla mümkün olmayacaktır. Bu söylemim hem şimdi mecliste grubu bulunan partiler hem de mecliste grubu bulunmayan tüm partiler için geçerlidir. Bir şeyi yapmadan önce sizi iki kere düşünmeye davet ediyorum. Bu iktidarın kaybetmesi demek ülkenin kaybetmesi demek. Bu iktidarın kaybetmesi demek işbirlikçilerin kazanması demek. Bu iktidarın kaybetmesi demek açların sayısının artması demektir.

Bu iktidarın kaybetmesi demek zenginlerin haksız yoldan daha zengin olması, fakirlerin kaderine terk edilmesi demek. Bunun başka bir izahı yada açıklaması da yoktur. Bu olanlarda sadece işbirlikçi ve dış mihraklı bazı kesimlerin mi suçu var? Peki halk yada toplum olarak bizim bunda hiç mi payımız yok; elbette var.

Çünkü yönetimler ve idareciler halkın genelinin kabulü tarafından tercih edilir ve seçme esasına göre iş başına getirilirler. Halkın yarıdan fazlasının oyları ile meşru bir seçimle iş başına gelen bu iktidar dışarıdan düzmece birkaç oyun ve birkaç figüranla yıpratılmayı ve yönetimden gitmelerini istemek kadar büyük bir yanlış yoktur.

Şimdi buna gücü yetmeyenler kamu oyu oluşturmak adına oy veren halkı bu demokrasi ve eşitlik timsali parti karşında kullanmak istiyorlar. Maymun gözünü açmalı ve bu tür oyunlara gelmemeli diye düşünüyorum. Hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum.

Herkesin mevlid kandilini içtenlikle kutlarım. Ve dilerim bu kandilin de vesile olması ile herkes gerçeği ve yalanı ayırt edecek bir vicdana ve insafa gelir ve kendini muhasebeye çeker. Dilerim bu sefer vurgulamam gerekenleri açık ve net vurguladım. Allah’a emanetsiniz.