content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

22 Eki

Hal Diliyle Hayatla Hasbihal

Tasviri bile zordu böyle yaşamanın...

Dostsuz bir yaşamın ne manası vardı ki? Peki neydi Dostluk? Galiba bir kelebekti o!  Konştuğu zambak, öptüğü gül, kokladığı menekşe olandı..

Uyanmak istemeyişi vardı sabahların. Doğmaktan yorulan Güneş katıldı kahırlı sohbetlere. Buram buram isyan kokan nur-u didemin açılışlarına, hasretin hergün demir dağdağa ile dağladığı

‘Umut’ta katıldı, sıfırla sonsuzluk arasındakı bu sohbetlere ve sordu çeşm-i giryanını kristal taneleriyle süsleyen Bulut’a....
Unutulmuş bir dost mezarına yaklaşır gibi titreye titreye ilk busesini  tevdi etti, dil figar bulutların figan dolu ruhsaresine. Sessizliğin kahkahalarını duyarak irkildi, geri çekildi.

Sessizlik te gece gibidir dedi. Kahkahaları ise sessizliğin, mehtabıdır denizin diye geçirdi içinden...

Uzun yağmurlardan sonra yorgun düştü Bulut, sessizce uzandı lacivert semaya, çoktandır canı sıkılıyordu şimşekler’e, yıldızlarla zaten barışık değildi. Hadi Yıldırımlar yıldızları dinliyordu, peki ya bu şimşeklere ne oluyordu da yalnız bırakıyordu Bulut’ları. Tam o anda Yağmur geldi.

-Beni gönderteceğin Dünya nedir? diye sordu. Huzursuz olmuşdu Bulut, cevaplamakda zorundaydı.

-‘Herkesin kendinden başka birşeye dönüşmek için türlü hileler, usuller, yöntemler denediği bir kuyumcudur

-Peki benim oraya gidişim neye benzeyecek?

Güldü Bulut, hemen ardından;

-Aşık ın maşukuna kavuştuğu ana benzeyecek yavrum dedi ve sustu.

-Yalnız mı kalacağım orada, tek birbaşıma mı yaşayacağım?

-Hayır! Dostların olacak

-Dost?

-Evet dost. Ne o manasını bilmiyormusun yoksa? (ufak kahkahalar)

-Yok yok biliyorum, şey demek dost...??

Ayna demek! Tamam ecet ayna.Yaşasın bildim değilmi?

-‘Ayna ‘diye durakladı Bulut, şu veletler nede zekilerdi. Doğru ya dost ayna demekti . O an Yağmur’ un için için ağladığını gördü

-yağmurlar da ağlardı- gülümsedi;

-Ne oldu?

-Bilemedim değilmi? Dost bir eşya değilki alınıp satılsın. Samanyolundaki okulumuzda öğretmiyorlar ki bize bunları. Neolur

Bulut Dede dost nedemek?

Aman Allah’  ım şu  Yağmur’ un dostlukla ilgili söylediklerine bir bakın! Eşya değilki alınıp satılsın.. Acaba dostların satıldığı bir Pazar varmı şu koca dünyada?

-Dost; Hiç umulmayan bir noktadan hayat buldurandır. Dost; dinmeyen yağmurdur, yaşam pınarıdır, ab-ı hayattır dost....

-‘Anladım’  die tebessüm etti Yağmur ve devam etti sorularına.

-Bulut Dede,  Şimşekler senin dostun mu oluyor şimdi?

Gerçek olmayanlara isim vermez gönüller! diye geçirdi içinden.

-‘Galiba’dedi usulca.  Acının, ızdırabın,  yorgunluğun,  hayalkırıklıklarının kol gezdiği pişmanlık ufuklarına doğru derin yolculuklara daldı...

-Niye? diye sorusunu yineleyen Yağmur’ un tatlı hışırtısıyla geri döndü bulunduğu ana,

-Yüreğim kabuk bağlamayan yaralar antolojisi evlat!

-Ama niye...Öff ammada tuhaf konuşuyorsun Bulut Dede.Nedir dost?Şimşekler senin neyin oluyor?

-Dost; İnsanı kendisinden giderip, kendi yüreğinde diri kılması kendi çığlıklarında nidalarını duyurması, kendi rüyalarında onu anımsaması demek.

-Peki Şimşek?

-O mahilerki derya içredir derya bilmez! Anladın mı evlat?

-Anladım. Aslanda  yalnız gezer deği lmi Bulut Dede?

Hatta biz yağmurlar, komşumuz karlar, hep yalnız ineriz semadan yeryüzüne.

-Bil bakalım niye? diye sordu Bulut sinsice-Çünki onların herbirine bir melek refakat ederde ondan. Yani melekler  hiç yalnız bırakmazlar bizi. Bildim  değil mi Bulut Dede?

-Hayır bilemedin! Dostlar refakat eder evlat dostlar.. Hani ‘bu iki ruhi nefsin meali sevdadır’ der ya şair, işte bu iki varlığın (yani yağmurlar ve karların) birleşmesiyle oluşan aradaki o müthiş duygudur dostluk. Sen ve melekler, yıldızlar ve gece, ateş ve kıvılcım misali. Kimi zaman aydınlatır karanlığı, kimi zamanda yakar kavurur ortalığı..

-Şimşeklerle sen gibi’ değil mi Bulut Dede? Kaşlarını çattı Bulut. Karardı gül yanakları.
-Hayır evlat. Dost  ilaç gibi ihtiyaç duyulduğu anda alınan değil ,heran yanında olabilendir. Sahradaki sarışın kumlar misali  tükenmeyen,  gönül nidaları, sedaları hiç susmayandır. Sen hiç yalnız başına esen çöl fırtınası gördün mü, yada bülbülü olmayan bir gül, sıcaklığı olmayan bir güneş tasavvur edebilir misin hayal aleminde? İşte bunlardır gerçek dostlar, işte budur gerçek dostluk. Lacivert gecelerdeki altın bir top gibi olmalıdır dost. Karanlıklarda nasıl parlıyor ise  kamer, dostta öyle öyle parlamalıdır insanın dimağında..

Bu sözlerin ardından başını yere eğdi Bulut. Duygulanmıştı...

Dolu dolu yaşamak için bolca özlemek lazımdı biliyordu bunu ama yeterince özlememişmiydi? Niye hala yaşayamıyordu gerçek sevgiyi? Ahh keşke cevap verecek birilerini bulsaydı! Sonra yeryüzündeki uçsuz bucaksız mavi nar a baktı. Yüreğindeki sessizlik ormanından delice haykırdı.

Hangimizin dalgaları daha deli ey deniz? Sonra mihre seslendi; Hangimiz daha yakıcıyız, hangimizin yüreği daha yanık? Güllere baktı, haykırdı; Hangimizin bahtı daha kırmızı?  Ve ardından Bülbüle baktı, boğazını yırtarcasına haykırırken sinesinde sakladığı , düğüm düğüm olmuş hıçkırıklarınıda aldı yanına...

Yeniden feryad-ı figan etti..
Hangimiz daha yalnızız Ey Bülbül? Yağmur, Bulut Dedesinin geçirdiği buhranı fırtınalı sessizlikle izliyordu. ’Dili yok kalbimin ondan nekadar bizarım’ diyebildi yalnızca. Bulut Dede duymuşdu bu sözleri. Umursamazları oynadı, aldırmazları takındı, fazlada uzun sürmedi bu hali. Ağyar dostuna haykırmak istiyordu; Belli nebirdir ne ikiGünahım başımdan aşkınYar sende bilirsin ki

Bir sen varsın bana yakın...
Aniden yeryüzüne çevirdi gözlerini. Mavi nar a baktı; aman Allah’ım mehtap ne kadar da parlaktı. Denizler ne kadarda saygılı,  bülbül ne kadarda mutluydu. Peki ya az önceki halleri neydi? Birilerinin ona yakın olduğunu bilmek, ona dair birkaç mısra söylemek bile nekadarda değiştirmişti düşünce alemini.. Ekalim-i leyal bile mihre dönüşmüştü bu anda. Zulmet bile dayanamamış salıvermişti kendini mihre  .Terki diyar ederken beynimdeki yerini, beynim sükut ü eriten bir değirmendi sanki dedi Bulut ve toparladı hemen kendini;

-Dinle evlat!
Dost; zamanlar içerisinde tükenmeyenler nasıl yarınlarsa, duygular içinde de tükenmeyendir. Hüzündür ki bize en çok yakışan ‘ama bu hüznü nisyan ettiren ağyarlarda dostlardır bunu unutma.

-Asıl dostum kimdir Bulut Dede?

-Sen

-Senin asıl dostun kim?

Şimşekler mi?

-....?????

-Lütfen Bulut Dede

-KENDİM!

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

7 Kere Cevaplanmış to “Hal Diliyle Hayatla Hasbihal”

  1. 1
    Fatma Says:

    Canım arkadaşım; öncelikle okuduğum ilk yazını çok beğendim, herşeyden önce konu içeriği dost ve dostluğa önem veren biri olarak okuduğumdan inanılmaz haz aldım.
    Eminimki her köşe yazında güzel şeyler yazacak ve okuyanlara çok şey katacaksın.Rabbim yolunu açık, duygu ve düşüncelerine kolaylık versin.Eline, ağzına ve yorumuna sağlık..

  2. 2
    Kayahan Says:

    Güzel namelerinin devamı dilegiyle. Allah herşeyi gönlüne göre versin, Seninle gurur duyuyoruz.

  3. 3
    Tuğbanur Says:

    yazdıklarıma düşündüklerıme en az benım kadar değer verip yüreğimin derinliklerinden gelen bu seslere kulak veren siz değerli okurlarıma;yorumlarınız ve samimi dilekleriniz için ama hersey den cok yazın hayatına attıgım bu ilk adımda beni yalnız bırakmayan sizlere cok ama cok tesekkur edrım:)

  4. 4
    Gülgün Tekin Says:

    Tuğba'cım,
    Başarılar diliyorum. Artık buradan yeni yazılarını takip edeceğim. Uzak diyarlarda bana arkadaşlık eder, yazıların.
    Sevgiler

  5. 5
    leyla semiz Says:

    canım tebrik ediyorum seni..
    güzel yazılarını takip ediyorum;)

  6. 6
    dilaranur Says:

    yazıların okadar güzelki!!! insan kendini başka ünyalarda sanıyor içten sana tebrikler diyorum tuğba ablacım...

  7. 7
    yasin Says:

    Kelimelerin mana ve ses ahengini bukadar güzel bir araya getirip bize tasvir ettiğiniz için size teşekkür ediyorum yazılarınızı biraz daha sık yazmanızı rica ediyoruz...



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank