- Bilgi Agi | Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi ve Yazar Portali - https://www.bilgiagi.net -

17 Aralık Milli İradeye Darbe Girişimidir

17 Aralık operasyonu Türkiye'nin turnosol kağıdıdır.   Türkiye Cumhuriyeti'nin yolsuzluk cumhuriyeti olduğunu gösteren önemli tarihi dönemeçtir.
Milli iradenin yetkisini almadan devleti yönetmeye çalışmanın, ha askeri vesayet ha cematçi vesayet fark etmediğini gördük.

Milli iradenin yetkisini bile alsanız devlet olamayacağınızı askerler darbelerle, darbe girişimleriyle, özel operasyonlarla, yargısız infazlarla gözümüzün içine sokarlardı ve biz bunu normal zannederdik. Hala birilerini bunu normal zannederek konuşmaya devam ediyorlar.
Ve 11 yıldır devletin sahibi olduğunu, diktatör olduğu, tek adam olduğu iddia edilen Başbakan Erdoğan'ın aslında bunlar olmadığı açık seçik ortaya çıktı. Sözde diktatöre kendi emniyeti, polisi operosyan çekti. Yargıyı kontrol eden adam yargıdan dayak yedi... Sahi Başbakan Erdoğan için diktatör diyener utandı mı?
Düne kadar cemaat için demediklerini bırakmayanlar, cemaatin polisini, yargısını AK Parti düşmanlığından, Erdoğan nefretinden dolayı demokrasi kahramanı ilan eder duruma geldiler.

****
Ve düne kadar sadece hizmet gönüllüleri olduğu iddia edilen cemaatin ise açık açık devlet içersinde devlet değil ama çok büyük bir güç olduğu ortaya çıktı.
Ve en önemlisi yapılan küçük büyük tüm opersayonların mutlaka Fettullah Gülen'in bilgisi dahilinde olduğu açık açık ortaya serildi.
****
Operasyon sonrası, AK Parti'nin yolsuzluk yaptığını, bunun belgelendiğini düşünenlerin, yolsuzluklara hiç bulaşmamış gibi aklanma süreci oldu.
Tüm yolsuzluklar sanki AK Parti ile beraber başlamış, AK Parti ile bitecekmiş gibi bir algılama yaratılmaktadır.
****
Yolsuzluklarıda, karşı operasyonları da önleyecek olan daha çok demokrasidir
Türkiye'de ve dünyada yolsuzlukların en az olacağı, şeffaflaşmanın gerçekleşeceğiz, hukuk devletinin egemen olacağı sistemin adı demokrasidir.
17 Aralık operasyonu hem yapanlar hem de yapılanlar açısından, bundan kendisine pay çıkarmaya çalışanlar içinde 'acil demokrasi' talebinin, demokratik bir Türkiye talebinin neden önemli olduğunu açık açık ortaya koymaktadır.
****
Yolsuzluk operasyonlarına, karşı operasyonlarına karşı acil, tam demokrasi talebini yukarıya çıkarmanın, AK Parti'yi ise vesayet rejiminin temsilcileriyle koolisyan kurmaya değil, demokrasiyi, AB kriterlerini öne çıkarmanın gerekli olduğuna ikna etmek ve tüm eksikliklerine rağmen hala AK Parti'ye destek vermek gerekiyor.

****
Türkiye’de ne zaman Kürt sorunu çözülmeye çalışılsa, çözmeye çalışanların başına büyük belalar geliyor.
Ne zaman Türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşsa büyük operasyonlar çekiliyor.
Ne zaman Türkiye büyümek yolunda emin adımlarla yürümeye değil koşmaya başlasa başına büyük belalar geliyor.
****
Operasyonun ana dersi: Türkiye'de milli iradeyle hükümet olmuş olanlar, devletin gücünü millet dışı güçlerle paylaşmamaları gerektiğini, millete karşı hesap vermeyi, şeffaf olmayı, hukuk ve demokratik bir devlet inşa etmenin esas işlevleri olduğunu anlamaları gerekiyor.

****
Ben çok uzun süredir, görsel ve yazılı
medyada bir şeyin altını özenle çiziyorum.
Ne zaman Türkiye'de belalar büyüse, operasyonlar açık kapalı yapılmaya başlansa ve Başbakan'ın dili kibirleşmeye başladığında, sertleştiğinde çözüme en yakın anlar olduğunu anlatıyor ve yazıyorum. Onun içindir ki, Türkiye yeni yola girecektir, bu yolun adı daha çok demokrasidir.

17 Aralık hayırlara vesile olacaktır!

17 Aralık operasyonu Türkiye için hayırlı bir süreci başlatmıştır. Yaşanılanlar;
1- Cemaatlerin kendi alanlarına çekilmesi gerektiğini, devleti yönetmeye ancak milletten yetki almışların işi olduğunun açık seçik bir kez daha ortaya çıkmasına neden olmuştur.
2- Devletin en güçlü isimlerinin bile hukuk egemen değilse, demokrasi işler değilse başına her türlü açık kapalı operayonların yapılabileceğini göstermiştir.
3- Kürt sorunu çözülmeden, barış devam etmeden Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti ile buluşamayacağını, uluslararası açık operasyonların hedefi olduğunu gözler önüne sermiştir.
4- Ekonomik hangi başarıyı elde ederseniz edin, bu süreci demokrasi ile taçlandırmayıp; demokratikleşmeden geri adım atıp, süreci savsaklamaya başladığınız anda açık hedef olacağınızı açık seçik ortaya koymuştur.
5- "Faiz lobisi yok bilmem ne lobisi" diyerek geçmiş vesayet rejiminin kullandığı olmayan düşmanlar yaratmaya çalışıp iç siyasete oynadığınızda küresel dünyanın bir aktörü olamayacağınız ortaya çıkmıştır.
6- Vesayet rejimini gerillettikten sonra, eski rejimin ekonomik merkezleri ile büyük ittifaklar kurulmadan, küresel dünya ile büyük ittifaklar kurulamayacağını ve yolunuza yürüyemeyeceğiniz ortaya çıkmıştır.
--------------------------------------------------------------------
Son bir yıldır yatak
odalarına bile girildi mi?

İki güç gündür gündeme getirdiğim bir iddiayı kamuoyu ile ilk kez paylaşacağım.
Son bir yıldır, emniyet Türkiye genelinde kimlere yakın koruma verdi.
AK Partili il ve ilçe başkanları, belediye başkanların yakın korumalığını kimler yapıyor?
Neden son bir yıldır özellikle iktidar partisinin il ve ilçe başkanları, belediye başkanları (tabi ki, muhalefet belediye başkanları da dahil) yakın korumalar tarafından adım adım izlenerek fişlenmiş olabilirler mi?
17 Aralık operasyonu karşılıklı olarak devam ederken, acaba masa arkasında son bir yıldır yakın korumalardan dolayı AK Parti iktidarının il, ilçe ve belediye başkanlarıya ilgili hangi dosyalar hazırlandı?
Acaba diyorum yatak odaları da dahil nerelere kadar izlenildi?
Şayet böyle birşey yapıldıysa, yapanlar masanın arkasında ne kadar güçlü?
****
17 Aralık sürecinde AK Parti üzerinden 'yolsuzluk' diyerek demokrasi sürecini unutanlara, demokrasiden hiç bahsetmeyenlere, yolsuzlukların AK Parti ile başladığını zannedenlere söylenmesi gereken şudur: Daha çok demokrasi için kimlerle yan yana duracaksınız? Ergenekon davalarını düzmece, balyoz davası gibi darbe girişim davalarını düzmece zannedenlerle, darbe hukukçuları ve darbecilerler mi yan yana duracaksınız? Kürt sorununda radikal olan, barışın ancak PKK'nın ezilerek yok edilerek olabileceğine inanın cemaat gibi düşünenlerle mi yan yana durarak Türkiye'yi demokratikleştireceksiniz? Türkiye'yi büyüteceksiniz?
AB kriterlerine karşı olanlarla, AB denildiğinde tüyleri diken diken olanlarla yan yana yürüyerek, durarak mı yolsuzluk üreten sistemi demokratik bir sisteme dönüştereceksiniz?

Son söz: Sahi birileri milli iradenin temsilcisi olanlardan neden bu kadar tiksiniyorlar?
Vesayet rejiminin artıklarıyla aynı saflarda bulunmaktan hiç rahatsızlık duymuyorlar mı?